Azrail’in arkası sağlam

Hayali arkadaşlarıma sordum, “Sizin için hayatta en gizemli şey nedir?” diye, bakın ne cevap verdiler.

Azrail

En masum mülteci

Oturma iznim yok, annemin karnına kaçak yerleştim. 1 buçuk aydır buradayım, 15 gün daha fark edilmezsem, yırttık. O saatten sonra aldıramaz artık beni. Farkıma da varmış olur, vazgeçer cipsle beslenmekten. Bacardi-cola’ya lafım yok ama arada bir su da ver be kadın! Ve biraz vitamin. Keşke şu çapulcularla takılacağına zengin bir erkek arkadaş yapsaydın, pahalı restoranlara giderdiniz de karnım doyardı. Bir de beni oluştururken uyguladığınız metodları haftanın daha az gecesi kullanırsanız sevinirim, ambale oluyorum, daracık yer burası. Neyse, ambale mambale, benim için şu dünyadaki en gizemli şey sensin anne, lütfen beni sınırdışı etme.

Şöleni başlamamış kız

12 yaşındayım. Kafayı Şölen Abla’yla bozmuş durumdayım. Şölen Abla,komşumuzun kızı, 22 yaşında. Ben 9’da eve girerken o 9’da evden çıkıyor. Beni eşofmanlı babam, onu jöleli sevgilileri eve bırakıyor. Hadi diyelim sevgilim var, benimkilerin bacağı frene zor yetişir. Hem ben sağ elimden başka hiçbir şeyle öpüşmedim, eve bırakıldığına göre Şölen Abla öpüşmeyi de biliyor. Benim hayatım erimesine en az 6 yıl olan koca bir buz kütlesi, Şölen Abla’nınki sıcacık jakuzi. Şu hayatta hiç ama hiçbir şeyi Şölen Abla olmak kadar gizemli bulmuyorum, Justin Bieber’ı bile.

Denizanası olmak isteyen çocuk

25 yaşına geldim ve ne olacağımı hala bilmiyorum. Gelecek, ahtapot gibi. Çok fazla kolu var. Ve ben hangisini kesip yemem gerektiğine bir türlü karar veremiyorum, e hepsini aynı anda yemeye çalışırsam da boğulurum, ondan hiçbir adım atamadan öylece duruyorum. Ben belki de hiçbir şey olmak istemiyorumdur, ahtapotun “hiçbir şeylik” kolu yok mu? Denizanası falan olsam ya da olmuyor mu? Belki de ben büyük gemilere değil, minik teknelere eşlik etmesi gereken biriyimdir. Allah kahretsin mezun olduğum tüm o iyi okulları… Bu ruh haliyle cevaplayacak olursam, ne olmak istediğini bilen adamlardır Sallinger’dan bile gizemli bulduklarım. Dikkatli olsunlar, birkaç ay daha iş bulamazsam, öldürüp kalplerini sökücem hepsinin. Neydi o film, 21 Gram, kalp naklinden sonra kişilik özellikleri değişiyordu adamın… Ben de çok fena değişeceğim.

Lotoyu tutturamayan kadın

20 yıl oldu evleneli… İlk yıllarda evliydim, şu an yalnızca “ev”li. Bir evim var. Bu evde yatak var, televizyon var, masa var, bilgisayar var , koca var. Yatak nasıl sabitse, koca da o yatakta öyle sabit. Televizyon nasıl susmazsa, koca da öyle susmaz. Masa nasıl tahtaysa, koca da öyle tahta! Boşanma hayalleri kuruyorum arada ama lotoyu tutturursam tekne alırım hayalleri kurmaya benziyor. Kendimden geçiyorum ama inanmıyorum. Neyi gizemli buluyorsun derseniz, bu “loto”yu tutturabilmiş insanları. Ben bilmiyorum çünkü nereden başlanır, bu 20 yıllık inşaat hangi dozerle yıkılır? Evlenirken ne güzel kız istemeye gidilirdi, kahve içilirdi, yolu belliydi… Boşanmanın neden toplumca benimsenmiş ritüelleri, tebrikleri, çiçekleri yok?

Yumurtası çatlamamış amca

90 yaşındayım. Çişimi bile kendim yapamaz oldum. İlk aşkım Maria beni böyle görse ne derdi? Ya da mektepteki Müşerref? Karım da gitti beş yıl önce. Bir ben kaldım bir de şeytanım. Şeytanım da benim gibi miyoptur, doğru yolu göremez: Al çekmeceden silahını, kendi yumurtanı kendin kır deyip durur. Bastonumla kovalarım. Dertleşmeye gelir arada çocuklarım. Patron onu demiş, ev sahibi bunu; bunun neresi dertleşme, çözemem. Torunlar gelecek olursa bol harçlık veririm, karşılığında da tek bir şey isterim; bir zamanlar ne yakışıklı olduğumu anlatırken inanırmış gibi yapmaları… Yaparlar. Gençleşirim. Azrail’i bu kadar gizemli bulmamın sebebi de bu. Torun iki hikaye dinleyecek diye 50 kağıt alıyor. Azrail beni tüm çilelerimden kurtarıp 5 kuruş almıyor. Sağlam herhalde arkası.

Yazı: Gözde Tezer

Gözde Tezer

 

Başa dön tuşu