7.sanatın 7 renklisi
Yalnızca Hindistan’ın değil dünyadaki tüm duyguların; hislerin, acıların, mutlulukların, hüzünlerin, rüyaların olduğu kadar gerçeklerin de beyazperdeye yansımasıdır Hint sineması. Biraz gerdan kırmaya hazır mısınız? Bollywood sizi dansa davet ediyor…
Rengârenk elbiseler, güzel kızlar, iri kıyım delikanlılar, her figürü başka bir cümle kuran kıvrak danslar, bazen derin düşüncelere daldıran, bazen insanın kanını kaynatan şarkılar… Göbekli süper kahramanlar, havalarda uçup, duvarlardan atlayarak, esas kızı kötü adamlardan kurtaran gözü kara delikanlılar… Etekler uçuşur, saçlar savrulur, sürme gözlü, işveli, cilveli güzeller, kaytan bıyıklı, derin bakışlı yakışıklılar yanık sesleriyle gerdan kırıp bel kıvırarak birbirlerine aşklarını ifade ederler. Özellikle son yıllarda eğlenceli yönüyle olduğu kadar eleştirel yönüyle de başarısını ispatlayarak dünya sinemasındaki vazgeçilmez yerini alan; saatlerce süren filmleriyle Raj Kapoor’dan Aamir Khan’a uzanan renkli, eğlenceli, samimi bir serüven, müzikal sevenler için gerçek bir hazinedir Hint filmleri…
İzlerken hangi sahneden ne zaman bir dansçı çıkacağını bilemez, karşılıklı konuşmalar ya da bakışmalar sırasında aniden başlayan şarkılara kapılır gidersiniz. Bir Hint filmi bu yüzden uzar, 2–3 saati bulur hatta bazen geçer bile. İzlerken size kısacık gelişi ise samimiyetindendir. Ekranda ya da perdede gördüğünüz her yüz, sanki her gün yolda yürürken karşınıza çıkıverecek sıcaklıktadır. Bollywood’un sihirli kapısından içeri bir kez girdiniz mi, çıkışı sormak aklınıza bile gelmez. Şarkıları dilinize dolanır, müzikleri uzun süre kulağınızda yankılanır. En son izlediğiniz Hint filmindeki dans figürlerini yapmadan duramaz ve her izlediğiniz filmin, izledikleriniz arasında en iyisi olduğunu düşünürsünüz. Ta ki başka bir Hint filmi izleyene kadar.
Vurucu diyalogları, bol aksiyonu, kıvrak müziklere eşlik eden çok oyunculu dansları Hint sinemasının en genel özelliklerinden. Ortalama bir filmin süresi 1–1,5 saat arası değişirken Hint filmleri bu danslar ve şarkılarla neredeyse iki katı uzunlukta. Günde 3 film çekilmesiyle de bilinen ve bu özelliği ile yalnızca sayısal açıdan bile sinema sektöründe ciddi bir üstünlüğe sahip olan Hint sineması, Hindistan’ın farklı bölgelerinde farklı isimlere sahip. Örneğin Bollywood, genel olarak Hint sineması olarak bilinse de yalnızca Mumbai (Bombay) ve Mahastra bölgelerindeki film yapım merkezinin adı. Bollywood ismi ise Hollywood ve Bombay isimlerinden oluşturulan bir kelime. Hindistan, dünyada en çok film üreten ülke ve Bollywood bu çoğunluğun dörtte biri gibi bir oranı üstlenmiş durumda. Bollywood dışında Tamil ve Telugu, Benglai, Punjabi bölgelerinden çıkan yapımlar Tollywood, Tamil filmleri ise Kollywood olarak anılıyor. Ağırlıklı olarak Kodambakkan bölgesine hâkim olan ve 80’li yıllarda 130’dan fazla film üretilen Kollywood (Tamil) Hindistan’ın Bolyywood’dan sonra gelen en büyük ikinci film endüstrisi. Tollywood ise Tollygunge bölgesindeki filmler için kullanılan bir ifade. Bir yılda çekilen film sayısı 100’ü geçiyor. Ama elbette en popüleri hatta popüler kültürün gözbebeği; Bollywood. Hindistan’daki en büyük bütçeli filmlerin yapıldığı yer. Bangalore, Calcutta, Delhi, Cutack, Hyderabad da Mumbai dışında en fazla film üretilen diğer yerler arasında. Filmlerin Hintçe dışında Bengali, Tamil, Taluga ve Malalayam dillerinde çekilmesinin sebebi ise Hindistan genelinde okuma yazma oranı düşüklüğü.
Hint sinemasının babası olarak anılan Dada Saheb Phalke, 1900’lü yılların başında “Raja Harischandra” adındaki ilk sessiz Hint filmini çekmeseydi, belki de Hint sinemasının tarihi hiç başlamamış olacaktı ve biz bu büyülü dünyadan hiçbir zaman haberdar olamayacaktık. 21 Nisan 1913’te seyircisiyle buluşan bu ilk sinema filminde, kadınların rol alması o dönem ayıp ve hatta günah kabul edildiği için kadın rollerini de erkekler üstlenmişti. 1936 yılında başlayan sesli film akımının ilk mahsulü ise Adreshir Irani’nin yapımcılığını üstlendiği ve yönettiği “Alam Ara” oldu.
Bu dönemden itibaren Hint sineması kendine has çekim tekniği, kurguları, türleri ile her zaman dünya sinemasındaki yeri farklı ve özgün olan bir akım olarak var olmaya başladı. Çok kültürlülüğü, eğlenceli oluşu, bilinen konuları farklı bakış açılarıyla sunan; danslarla, şarkılarla süslediği görselliği, hayranlık uyandırıcı boyutlarda seyircisiyle buluşturan bambaşka bir akım. Var olduğu ilk dönemlerden itibaren biraz yadırganan ama samimiyetiyle kısa süre içinde kendini kabul ettirerek hızla tüm dünyada ilgi gören Hint sineması, Hollywood’dan sonra en çok dağıtımı yapılan sinema olma özelliğine sahip. Bugün ise ortak yapımlarla, özgün senaryo ve büyüleyici görsel efektlerle sürekli ön planda olan Hint sineması, dünyanın en büyük film endüstrisi olmayı başardı. Dünya genelinde 4 milyara yakın seyircisiyle Hollywood’a meydan okuyabilen tek ulusal sinema endüstrisi haline geldi.
2000 yılında 75. yaşı şerefine Rusya’da adına film festivali düzenlenen, yaşı tutmayanların bile melodisini duyunca yabancılık çekmeyeceği “Avare” filminin yıldızı Raj Kapoor, Hint sinemasına en çok katkı sağlayan isimlerden biriydi. Kapoor; 1951 yapımı, hem başrol oyunculuğunu hem de yönetmenliğini üstlendiği bu filmiyle 1953 yılında Cannes Film Festivali’nde büyük ödüle aday gösterildi. Raj Kapoor ve rol arkadaşı, Hint sinemasının en ünlü kadın oyuncusu Nargis, Avare filmindeki uyumlarıyla muhteşem ikili kabul edilmiş, yıllar boyu ayrı ayrı ve birlikte onlarca filmde oynamalarına rağmen bu filmle sinema tarihine geçmişlerdi. Hint sineması, onların da içinde bulunduğu 40’lı ve 60’lı yıllar arasında altın çağını yaşadı.
İmkânsız aşkların, acı dolu âşıkların, hüzünlü hikâyelerin anlatıldığı Hint filmleri, ilerleyen zaman içinde halka, sokaklara indi. Toplumsal konulara, sınıf ayrımlarına, herkesi ilgilendiren, oyuncuların bile aslında oyuncu değil halktan kişiler arasından seçildiği filmlerle daha da zenginleşti. IMDB listesinde en iyi 250 film arasında yer alan 1999 yapımı “6. His” filmiyle ses getiren ünlü Hint yönetmen Manoj Neliyattu Shyamalan da Hindistan’ın sinema sektöründeki hatırı sayılır başarılarından biri olarak kabul edildi. 2009 yılında 8 dalda Oscar’a layık görülen, yönetmenliğini Danny Boyle’nin üstlendiği Slumdog Millionaire filmi, Hint sinemasına ve onun anavatanına olan ilgiyi arttırdı. Hindistan’da geçen ve orada çekilen film, aldığı övgülerin, olumlu eleştirilerin ve ödüllerin yanı sıra hem Hindistan’a hem de Hint sinemasına olan sempatinin daha da artmasına sebep oldu.
Son yılların gözde ismi ise dünya çapında bir üne sahip olan yönetmen ve oyuncu Aamir Khan. Bollywood’un en çok para kazanan oyuncusu ve Oscar adaylığı sahibi Khan, mesleki başarısının yanı sıra sempatik tavırlarıyla da büyük bir hayran kitlesine sahip. Öyle ki Türkiye’de onun adına oluşturulan hayran grupları, bu yılın başında çekileceği duyurulan Dangal filminin bazı sahnelerinin burada çekilmesi için Türkiye’nin Hindistan Büyükelçisi aracılığı ile ona haber göndermişti. Her fırsatta ülkemize olan sevgisini dile getiren ve burada film çekmek için sabırsızlandığını dile getiren Khan, Hint sinemasına farklı bir boyut ve daha fazla hayran kazandırdı. Evli ve iki çocuk babası Khan, Bollywood’un üç büyüklerinden biri kabul ediliyor. Bollywood’un kralı, Papa’dan bile daha ünlü olduğu iddia edilen aktör Shahrukh Khan, aksiyon filmleriyle tanınan Salman Khan ve filmlerinde siyaseti, eğitim sistemini, dini baskıları eleştiren Aamir Khan. Oyunculuk kariyerine amcası Nasir Hussain’in 1973 yapımı “Yaadon ki Baaraat” filmiyle, çocuk oyuncu olarak başlayan Khan, yalnızca bir oyuncu değil aynı zamanda “Aamir Khan Productions”un kurucusu, yönetmen ve yapımcı. Yalnızca onun filmlerini izleyerek Hint kültürü ile tanışanlar, hatta tutkunu olup hayatını Hint kültürüne göre yaşamaya başlayanlar var. Ajay Devgan, Kajol Devgan, Saif Ali Khan, Katrina Kaif, Kareena Kapoor, Ranbir Kapoor, Aishwarya Rai, Anushka Sharma da Aamir Khan ile birlikte en çok tanınan, sevilen ve kazanan Bollywood yıldızları arasında.
Dünyanın her yeri kendi gibi Hint sineması hayranı olanlarla sosyal medya gruplarında buluşan ve Bollywood’dan haberler paylaşan insanlarla, Bollywood etkinlikleri organize edenlerle, Hindistan’a ait özel günlerde bir araya gelenlerle, farklı ülkelerde buluşup Hindistan’ın renk bayramı “Holi Festivali”ni kutlayanlarla dolu. Hindistan’a olan bu sevginin, ilginin, merakın ve hayranlığın kaynağı Bollywood. Hint sineması, ülkesine dünya çapında bir saygı ve sempati kazandıran, ülkenin hatta artık dünyanın en kıymetlisi.
Yazı: Ferhan Petek