Bir zamanlar Bur(s)a’da…
Ah bu zaman. Hele ki dillere destan Bursa’da, bir durup bir geri kalan zaman. Üzerine ne desen az senin zaman. Küçücük bir parçanı avuçlarımıza alabilsek, orada saklayabilsek ne kadar şanslı olurduk. Düşünsenize gençliğiniz ya da çocukluğunuz tekrar sizin olsa. Bırakın anılarla örülü bir dönemi; bir gün, hatta bir an için çok şey verirdik çoğumuz. İşte bu yüzden geçmişten gelen küçücük bir ses bile, nostaljiyle birlikte yüksek/alçak birçok duyguyu yaşatabiliyor bize.
Parçalara böldüğünüzü düşünün zamanı. Devre devre ayırın. Özelliklerini yazın bir kenara. Kendi ömrünüzün hangi devirlerden geçtiğini düşünün. Hangi zaman dilimi size daha yakın? Belli özellikleri olan bir periyot mutlaka vardır. Bir devri yaşamak iz bırakır hepimizde. Acı tatlı, ekşi tuzlu, hüzünlü kahkahalı. Zamanın yorganını üzerinize çektikten sonra bir tebessüm kalır belki yüzünüzde. Acı da olsa tatlı da olsa geriye dönüp bakmak acıtır insanı ve mutlu eder, heyecanlandırır veya düşüncelerle çevreler. İlkokuldan ne geldi aklınıza? Eski mahalleniz? Üniversite yıllarınız? İlk sevgilinizle geçen günleriniz? Köyde geçen gençliğiniz? Geçen sene? Çocuğunuzun bebekliği? Hatırlayın gözünüzdeki gözyaşı pınarlarını eritebilecek herhangi bir günü, anı ya da evreyi.
Geçmiş dönemlere uzanıp oralarda ne var ne yok bakmak istedik bu sayıda. Artık dünyanın kültür mirası olmuş 700 yıllık bir tarihe dokunduk. Bursa’dan kendimize farklı dönemlerden izler seçtik. Vakti geldi dediklerimiz de oldu. Bir dönem dosyasını da araladık. Bursa’ya uzun yıllardır hizmet veren bir sektöre “konuk” olduk. Onlar zaten uzun yıllardır konuk ağırlamayı iyi biliyorlar. Biz sadece onlara kulak verdik ve onları anlattık. Bursa’nın bir dönemine tanıklık ettik.
Size tavsiyem sıcak bir “salep” alıp yudum yudum Bursa tatmak için rahat bir koltuğa geçmeniz. Bursa Kalesi’ne sırtınızı dayayıp kapılarından birinden içeri adım attığınızı düşünün. Nostaljik tramvaya atladığınızı, Orhangazi Parkı’nda durup bir fotoğraf çektirdiğinizi, İnkaya Çınarı’na çıkıp tarihin gökyüzüne ne kadar uzanabildiğine baktığınızı hayal edin. Ne bileyim işte Tophane’ye kar uğradığında siz de ona uğrayın, Uluabat’a tepeden bakıp mitolojik dönemleri kafanızda canlandırın. Uludağ ve orada yaşanan onca şey gözünüzün önünden hiç gitmesin. Emirsultan’da turlayın biraz. Karabaş-i Veli’de unutamayacağınız bir semah izleyin. Birkaç sıcak fotoğraf ya da sizi geçmişe götürecek bazı an(ı)lara rastlayabilirsiniz, hazır olun.
Keyifli okumalar.