Gerçeğe dönmüş hayal sahneleri

Ateş

 

Huzur veren melodilere denk çıtırtılar… Usta dansçılardaki zarafetle yarışan coşku dolu bir estetik… Düşüncesi bile mutluluk veren, en güzel filmlerden çok daha güzel ve unutulmaz keyifler… Ve karşınızda alevlerin eşsiz dansları için yapılmış hayal sahneleri; şömineler…

 Bugünlerde en hareketli zamanlarını yaşayan Uludağ’ı kaplayan bembeyaz karlara inat çıtır çıtır yanan bir ateş düşünün. Sevdiklerinizle birlikte etrafına oturmuşsunuz, bir yandan çayınızı, kahvenizi ya da sıcak çikolatanızı yudumluyor, diğer yandan gittikçe koyulaşan, saatleri unutturan bir sohbete dahil oluyorsunuz. Belki de kalabalıktan sıyrılıp biraz dinlenmeyi, örneğin bir dağ evinde kendinizle baş başa kalmayı tercih ettiniz. Belki Uludağ’a çıktınız belki de şehir içinde bir köşeye kaçtınız. Varlığı ateşin icadına dayanan, bir ihtiyaçtan doğup zaman içinde bir yaşam tarzına dönüşerek günümüze ulaşan şöminelerden birinin başındaki yerinizi alın ve yaşadığınız o sıcacık anların keyfini çıkarın. Şömineden taşıp ruhunuza ulaşan alevlerin karşısında sıcacık hayallere dalın. Ta ki karlar eriyene, güneş yeniden yüzünü gösterene kadar da yanından ayrılmayın. Kurulun koltuğunuza ve bırakın şairlere, yazarlara, ressamlara ilham veren o ateşin sıcaklığı sizi de sarıp sarmalasın. Kadehinize dolan ateş resimleri bırakın sizi mutlu etsin.

Dilimize Fransızcadan gelip yerleşmiş şömine kelimesi. Tarihi ise çok eskilere, ilk çağlardaki insanların ısınmak ya da yemek pişirmek için kullandıkları ateşin icadına dayanıyor. Önceleri içinde ateş yakılan bir bölmeye sahip olmasından başka bir özelliği yokken, modern dünyanın etkisiyle git gide daha estetik bir hal aldı. Isınma ve yemek pişirme işlevlerine dekoratif işlevler kattı. Evleri, ofisleri “zengin gösterme”, bulunduğu mekana şıklık katma gibi görevler üstlendi. 17. yüzyılda İngiltere Kralı 2. Charles’in yeğeni olan Prens Ruppert, şöminelerin bugünkü hallerine kavuşmasında büyük bir pay sahibiydi. Çünkü hava akımı ve bugünkü baca sistemini geliştirmiş ve bir anlamda şöminede devrim yaratmıştı. Şömineler bir yandan ısınma ve yemek pişirme ihtiyaçlarına hizmet ediyor diğer yandan romantizmin vazgeçilmez bir parçası olmaya başlıyorlardı. Hem etrafında ısınılan hem de karşısına geçip saatlerce izlenebilen bir keyif haline gelmişti. İnsanların, televizyonun renkli dünyasıyla henüz tanışmadıkları yıllarda izlenecek en güzel şey şömine ateşiydi çünkü. En sıcak, en samimi zamanlar, en romantik anlar şömine başında yaşanırdı. Kış akşamlarında aile üyeleri şömine başında toplanırdı. Çocuklar uyumadan önce masallarını bu ateşin başında dinler; yetişkinler çaylarını, kahvelerini alıp geç saatlere kadar sohbet ederlerdi. Kediler, köpekler de şömine başında kıvrılır, sıcak ve huzurlu bir uykuya dalarlardı.

Şömine, Engin Çakır

Modern zamanlarla birlikte “süs şömineleri” var olmaya başladı. 50’li yıllarda başlayan bu dönem, şöminelerin asıl işlevlerinin hatırlandığı ve dekoratif duruşlarıyla birlikte ısıtma görevlerini de yeniden üstlendikleri 80’li yıllara kadar devam etti. İlk zamanlarında yalnızca çok büyük salonlara sahip evlerde bulunması mümkün olan şömineler, gelişen teknolojinin nimetlerinden faydalanıp her yere girebilir hale geldiler. Bugün televizyon kanallarını bile süsleyen şömineler eski ve yeni tip şömineler olarak iki türe sahip. Eski tip şömineler davlumbaz kısmı kapatılarak, bacaya boruyla bağlanmadan monte ediliyor. İç yanma haznesi ve ateş tuğlası bulunuyor. Yeni tip şömineler ise paslanmaz çelik borularla bacaya bağlanıyor ve davlumbaz bölümlerinde ısı odası yer alıyor. Yeni tip şömineler hem daha tasarruflu hem de daha kolay yanan şömineler olduğu için daha çok tercih ediliyor.

Şömineler bir de yakıt cinslerine göre birbirinden ayrılıyor. Odunlu, gazlı, elektrikli ve bacasız olarak dört farklı türü bulunan şömineler arasında en çok odunlu tercih ediliyor. Çünkü odunlu şömineler diğerlerine göre daha çok ısıtıyor. Ancak bu tür şömineler özel bir bacaya ihtiyaç duydukları için çok katlı binalar için pek uygun olmuyor. Diğer türdeki şömineler ise her mekanda kolayca uygulanabiliyor ve hem tasarımları hem de kullanımları açısından son derece pratikler. Elektrikli ve sıvı yakıtla çalışan bacasız şömineler ısıtma bakımından diğerlerine göre daha yetersiz olsa da dekoratif açıdan en çok tercih edilen model.

Şömineleri yakarken de dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Örneğin yakılacak odunun kuru olması gerekiyor ki hem daha çabuk tutuşsun hem de daha çok ısıtsın. Kömür yakılmaması önerilen şöminelerde kullanılacak odunun ise meşe odunu olması öneriliyor. Şöminenin temizliği de son derece önemli. Hem verim alabilmek hem de güvenlik sağlayabilmek için şöminelerin yılda bir kez mutlaka temizletilmesi, bakımlarının yapılması gerekiyor. Klasik bir şömine ise odun koyma gözü, yanma odası ve sıcak kabin bölümlerinden oluşuyor. İlk kullanımda şöminelerin yanma odası kapılarının aralık tutulması gerekiyor. Böylece kapılardaki contalar boyaya yapışmıyor ve birkaç saat sonra boyanın tamamen sertleşmesinin ardından kapılar kapatılabiliyor.

Ateş

Var oluşlarını insanoğlunun ısınma ihtiyacına borçlu olan şömineler, zaman içinde değişip gelişerek bir keyif aracına dönüştüler. Bir yandan soğuk hava şartlarından korunurken diğer yandan keyif yapmak onlar sayesinde mümkün hale geldi. Evlerde ya da işyerlerindeki şöminelerin yanı sıra artık birçok mekan; oteller, restoranlar, kafeler özel şömineleri salonlarıyla anılıyor. Kış aylarında tek başınıza ya da birkaç arkadaşınızla toplanıp gittiğiniz yerlerde yediğiniz yemeğe, içtiğiniz çaya, kahveye, keyfinize keyif katan şömineler eşlik ediyor. Bursa’nın yüzlerce yıllık anıları koynunda saklayan semtleri, ilk çağlardan bugünlere ulaşmayı başaran şöminelerin ateşiyle ısınıyor. En eski binaların restorasyonlarıyla yeniden hayat bulanlardan, yeni açılan mekanlara kadar birçok yer, sizi soğuk havaların gazabından koruyup misafirlerine sıcacık bir ortam sunuyor.

Siz de kış bitmeden köşenizi seçin ve Bursa’nın dört bir yanında sizi bekleyen şömine keyfine teslim olun. Tüm enerjisini, bu soğuk havalarda hem dışınızı hem içinizi ısıtmak için harcayan ateşin tadına varın. Sevdiğiniz kişiye şiirler okuyun, uzun zamandır elinize almaya fırsat bulamadığınız o kitabı bitirin, özlediğiniz insanları düşünün, uzaklardaki sevdiklerinizi arayın… Ya da hiçbir şey yapmadan yalnızca oturun. Rengarenk alevlerin dansını izleyin, yanarken çıkardığı çıtırtılarla oluşan melodilerini dinleyin. İnsanın hayal dünyasını canlandıran, ilham perilerini harekete geçiren büyülü bir etkisi vardır şöminelerin. Kendinizi bu etkiye teslim edin ve bırakın mutluluk saçan kıvılcımlar sizi iliklerinize kadar ısıtsın.

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu