Mutluyuz ki biz

Engin Çakır

 Peşinden koştuğumuz için bir türlü ne olduğunu anlayamadığımız bir tema ile karşınızdayız. Ne olduğuna kafa yormadan nefes nefese kovaladığımız, nereye varacağımızı bilemeden gittiğimiz bir yol “mutluluk”. Tespitlerim aşağıda, sorarım size hangisine sahip değiliz mutlu olmak için?

 O andır. Başkaları için bir şeyler yapmaktır. Aklınızdan geçenlerin, yaşadıklarınız ile uyum sağlamasıdır. Daha iyisini ya da daha fazlasını beklemekten vazgeçmektir. Varış yeri olmadığını anlamak, yolda olduğunuzun farkına varmaktır. Yukarıda ya da aşağıda olmayandır, boy hizanıza denk gelendir. Onu geç fark etmemektir. Hüzünlenmekten bir adım yandadır. Sevdiğiniz şeyi aramaktansa, seçtiklerini ve yaptıklarını sevmektir. Akıldır. Paylaşmaktır. Dürüst olmaktır. Yeniden başlamayı hayal etmek değil, yaşadığınız sondaki duyguyu tatmaktır. Sabırla gelen erdemdir. Armağandır. Özlem duyduğunuz her şeye kavuşma anı ve becerebilirseniz ardından gelen her andır. Nefes aldığınız ana odaklanmaktır. Mutluluktur işte, hemen şuracıktadır.

Farklı açılardan mutluluk aradık şehirde. Kendini başkalarının mutluluğuna adadığından sürgünde geçen ömründe mutluluğu pek de tadamayan bir ismi ağırladık. 100 yaşındaki Aziz Nesin’i ve onu yılın yazarı olarak seçen Bursa’da, izlerini aradık. “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” diyen Cemal Süreyya gibi mutlulukla ilgisi olan bazı tatları sayfalarımıza taşıdık. Namı il sınırlarımızı aşmış Bursa tatlısı Mustafakemalpaşa Peynir Tatlısı’nın da tadına baktık, hormonlarımıza siyahi bir aşk yaşatan çikolatanın da. Dört yılda bir gelse de bizi mutlu etmeyi başaran bir artık zaman dilimi de sayfalarımıza zamanı taşıyan konuğumuz oldu. Bir kedi edasıyla yüzümüze tebessümü yerleştiren sımsıcak hayali ateşler de bizi mutlu edebileceğini düşündüğümüz bir diğer konu; şömineler…

Şimdi size totem yapın demiyoruz. Mutlu olmak istiyorsanız şöyle yapın, böyle davranın hiç demiyoruz. Sadece farkına varın istiyoruz. Kovalamayı bırakın ve görün istiyoruz. Bursa özelinde bakarsanız bile ne kadar şanslı olduğumuzu anlamak çok zor olmayacak. Dağ, deniz, göl, ırmak, şelale, ova, tarih, lezzet, her şey en fazla yarım saat uzağımızda. Dört mevsimi ayrı güzel bir şehirde yaşıyoruz. Gökyüzü derseniz hemen kafanızı kaldırın. Hele ki siz dönüp bir de kendinize bakın… Gördüklerinizi bize yazarsınız.

Keyifli okumalar.

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu