Dyonisos’un izinde…

Bağbozumu - Mine Bayram

“Kan yasası bu insanın/ Üzümden şarap yapacaksın/ Çakmak taşından ateş ve öpücüklerden insan!” Can Yücel

Dyonisos’un, babası Zeus’un baldırından doğduğu topraklarda binlerce yıldır, asma, üzüm ve şarap hikâyeleri süregelir. Rivayet olunur ki, vakti zamanında bizim Dyonisos baba Denizli’nin Çal ilçesinde vücuda gelmiş, oradan hareketle, ayağını sürüdüğü her teruarda keskin izler bırakmış, geçtiği ayak izleri birer birer verimli bağlara dönüşmüş ve nefes alan bu asmalar mevzu üzüm ve şarap olunca, sirke teferruat olmuş bir yöreye yolculuk bu…

Bağbozumu - Mine Bayram

Denizli Güney ilçesi… Ah! Taraçalı bir kırsal mimari düzen, doğusundan akan Büyük Menderes Nehri, geniş ve verimli üzüm bağları ile bezeli Güney ilçesi ve Menderes Havzası… Rakım oldukça yüksek, 800 m. Bu da bağcılıkta kaliteli üzümler elde etmek için, gündüz ve gece sıcaklık farkı ile beraber, terruarın kireçli ve çakıl taşlı yapısı ile birlikte, üzüm kalitesini oldukça öne çıkarıyor. Beyazlarda Chardonnay, Sauvignon Blanc, Narince, Emir cinsi üzümler, kırmızılarda ise Shraz, Merlot, Cabernet Franc, Öküzgözü, Boğazkere, Çalkarası cinsi üzümler öne çıkıyor. Teruarın avantajıyla beraber özellikle “Shiraz” cinsi üzüm, karakteristik aromasını bir şiir gibi dillendirmiş de dillendirmiş. Üretim odaları muazzam güzellikte toprak odalardan oluşuyor. Maserasyon ve fermantasyonu hissettiğiniz doğal güzellikte bir koku var içeride… Kokladığınız anda, bu güzellik dile gelir ve bir şiir yazarsınız. Hissederek…

Bağbozumu - Mine Bayram

Mahzen yerin altında, çok korunaklı bir düzen içerisinde ve benim “uyuyan güzel” masalına atfettiğim fıçılarda, uyanıp birbirine deliler gibi âşık bir çiftin, aşk sofralarında güzel sohbetlerine ya da bir Ella Fitzgerald parçasına eşlik etmek için gün sayıyorlar. Bir İç Ege misafirperverliği sizi bağların tam ortasında gün batımına hazırlıyor. Kuzu çevirme eşliğinde karşılaşabileceğiniz en güzel yemek sofrası. Tokat ailesinin sıcaklığı, emekçi Güneyli kadınlar ve sanki Babadağ’dan düze inen zeybeklerin eşliğinde yeni tanıştığınız dostlarla harika bir akşam yemeği ve Milan Kundera’dan “varolmanın dayanılmaz hafifliği(güzelliği)”…

Mine Bayram

 

Başa dön tuşu