Oh mis…
Burnumuza “güzel kokular” geliyordu, sizinle paylaşalım istedik. Bursa’nın yeme içme kültürüne yönelik minik turlar yaptık, araştırdık, dinledik, tattık ve ağzımızın tadına layık bir sayı hazırladık. Klimalı aile salonumuz kalan sayfalarda, hadi afiyet olsun.
Hepimizin ortak yanı acıkmamız… (“Kral da, dilenci de aynı iştahla acıkırlar.” Montaigne) Tabi tok olan anlamaz, cihanı tok sanır. Aç olansa alemde ekmek yok sanır. Siz siz olun çok oburluğa da düşmeyin malum obur mezarını dişleriyle kazarmış. Tamam can boğazdan gelirmiş ama atın ölümü de arpadanmış. Az yiyin. Hiç ipe un sermeyin, sağlıklı yaşam için en önemli şartın bu olduğunu siz de çok iyi biliyorsunuz.
“Lezzet” temamızda, Bursa’nın simgesi tatlar sayfalarımızın konuklarının iştahını fena halde kabartacak. Şehrimizde olup biten yeme içme festivallerinden sayfalarımıza taşıdığımız tüm renkli, kokulu, tatlı ve acı duygular midenizin en derinliklerine kadar işleyecek. Artık Bursa mutfağının geçmişine mi seyahat edersiniz, mutfağa koşup yemek yapmaya mı başlarsınız ya da kebapçıda mı alırsınız soluğu bilemiyoruz. Elimizden gelen bu oldu. Bursa’nın lezzetli yemekleri say say bitmeyeceği için okurken yanınızda tatlı bir şeyler barındırmanızı öneririm, şekeriniz düşebilir. Somuncu Baba’nın Anadolu’nun çeşitli yerlerine uzanan öyküsünü öğrenirken, sizin için sıcacık ekmeğinden birkaç dilim aldık ve sofranıza kadar getirdik, fakat yeterli olmayabilir. Eh artık siz de biraz atıştırırsınız.
Bu sayımızın eti sizin, kemiği bizim. Keyifli okumalar.