Bir zamanlar Bursa’da…

 

 Vazgeçilmez klasiklerdir masallar. Zaman ne kadar ilerlerse ilerlesin, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin yerlerini hiçbir şey dolduramaz kolay kolay. Dünyayı sarıp sarmalayan, 7’den 70’e herkesi kucaklayan, zamanın en eski el yazması Bursa’da bulunan Binbir Gece Masalları gibi…

Bir masalın içine saklanmış bin bir farklı masalın hikâyesi bu. Güzel ve akıllı Şehrazat’ın uzak diyarlarda başlayıp okyanusları, dağları, kıtaları aşarken Bursa’ya da uğradığı rengârenk bir macera… “Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellâl iken, pireler berber iken; Hindistan ile Çin arasındaki bir adada hüküm süren bir Fars Kralı varmış. İsmi Şah Şehriyar olan bu kral karısının kendisini aldattığını öğrenince tüm kadınlara düşman olmuş. Önce karısını öldürtmüş sonra da vezirine her gece kendisine yeni bir eş bulmasını emretmiş. Sarayına her gece başka bir gelin alıyor, aldığı gelini şafak vakti idam ettiriyormuş. Kral kadınlardan intikamını böyle almaya karar vermiş. Gel zaman git zaman sıra vezirin kızı Şehrazat’a gelmiş. Ama Şehrazat güzel olduğu kadar akıllı bir kızmış. Kralla evlendikleri gece, kız kardeşi Dünyazad’a anlattığı masallardan bahsetmiş ona. Kral merak etmiş ve anlatmasını istemiş. Şehrazat başlamış masalı anlatmaya ama masalın en heyecanlı yerini de idam edileceği şafak vaktine denk getirmiş. Bu böyle bin bir gece boyunca devam etmiş. Aradan geçen süre içinde krala 3 erkek çocuğu vermiş. Zamanın iyileştirici gücü ve Şehrazat’ın masallarıyla birlikte kral da sakinleşmiş, kadınlara olan öfkesi dinmiş, eşine sonsuz bir aşk ve sadakat ile bağlanmış.”Doğu insanlarının inandığı, sevdiği hikâyelerle iç içe bir hayat sürmesi, bu bölgenin bu alanda zengin bir arşive sahip olmasını sağladı yüzyıllardır. Kulaktan kulağa anlatılan, dilden dile dolanan anonim hikâyeler, masallar insan manzaraları sundu. Anlatanların ve dinleyenlerin acılarıyla, öfkeleriyle, aşklarıyla, kırgınlıklarıyla beslenip büyüdü. Kuşaktan kuşağa uzandı anlatılanlar, geçmişten aldıklarını geleceğe, yeni nesillere taşıdı. Zamansız, mekânsız, isimsiz olan Binbir Gece Masalları da Doğu’nun en uzun hikâyesi olarak tarihteki yerini aldı. İlk kez 1074’te Fransızca diline çevrildi Binbir Gece Masalları. Sonra Almanca, İtalyanca, İngilizce… Şehrazat’ın masalları yalnızca edebiyat değil sinema, müzik, resim gibi alanlarda da ilham verdi dünyaya. Opera ve bale gösterileri, müzikaller, filmler, diziler yapıldı onun anlattıklarının ışığında. Doğu ve Batı arasında sağlam bir köprü kurmayı başardı Binbir Gece Masalları. Dünya edebiyatındaki yeri öyle büyük, öyle değerliydi ki UNESCO; 2004’te bu masalların ilk kez bir Avrupa diline çevrilmesinin 300. yılını kutladı, kendi kültürel anma yıldönümleri listesine ekleyerek onurlandırdı bu eseri.

Tüm dünyada okunan, ilgi gören ve sevilen Binbir Gece Masalları, Orta Çağ’da kaleme alındığı bilinen Orta Doğu kökenli edebi bir eser. Bizi Ali Baba ve Kırk Haramiler’le, Alaaddin ve sihirli lambasıyla, denizci Sinbad’la tanıştıran Şehrazad’ın masal sarayı… Aslında masal Şehrazat’ın masalı ama içinde yüzlerce tane saklayan bir nar gibi, açılır açılmaz dağılıvermiş bin bir tanesi. Şehrazat anlatmış bir tane, dinleyen duymuş bin bir tane. Hem de bu taneler göründüğü, dokunduğu her insanı, her şehri, her ülkeyi hayran bırakmış kendine. Masaldan 56 nar tanesi de Bursa’ya düşmüş. Kerevetine çıkmak da Bursalılara yüzyıllar sonra bugün kısmet oluyor. Çünkü bugüne dek birçok dile çevrilen Binbir Gece Masalları’nın bilinen en eski Türkçe nüshası Bursa’da bulundu. Şehrazat’ın bin bir gece boyunca anlattığı masalların Bursa nüshası olarak bilinen ve 56 hikâyeden oluşan “Leyletin ve Leyle Hikâyeleri” kitap haline getirilerek Bursa belgeliğine kazandırıldı.

Ne zaman, nerede, kim tarafından yazıldığı bilinmeyen Binbir Gece Masalları’nın tamamı 264 hikâyeden oluşuyor. Elfü Leyletin ve Leyle Hikâyeleri kitabı ise 56 hikâye, 188 yaprak, 376 sayfadan oluşan bir eser. Her sayfasında harekeli nesih ile yazılmış 12 satır bulunuyor. Dört bölümden oluşan kitabın en büyük özelliklerinden biri eski Anadolu Türkçesi’nin özelliklerini taşıyor olması. Bilinene göre de en eski tercümelerden ilki. Üslubu sürükleyici, akıcı olan kitapta birçok kültür ve coğrafyanın izlerine rastlamak mümkün. Bursa nüshasının orijinal hali Bursa’da, İnebey Yazma Eserler Kütüphanesi’nde bulunuyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla bilinen en eski el yazması nüsha olduğu tahmin edilen eser günümüz Türkçesi ile kitap haline getirildi. Hikayelerin çevirilerini Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sadettin Eğri yaptı. Kitabın içindeki minyatürler ise İpek Özsoy tarafından çizildi. Dünyanın dört bir yanından akademisyen ve yazarların Binbir Gece Masalları hakkında makalelerinin de bulunduğu kitap geçtiğimiz haftalarda raflardaki yerini aldı. 

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu