Eski diziler

Dallas
Dallas

Geçmiş zamanın bizde bıraktığı izlere ihtiyaç duyarız bazen. Yaşayıp bitirmiş olduğumuzu, geride bıraktığımızı düşünsek bile… Geriye dönüp bakmak isteriz. Bir ses, bir koku, bir şarkı, anlık bir görüntü bizi geçmişin çok özlediğimiz ve dönüp orada kalmak istediğimiz bir parçasına götürür. Ya da belki iz bırakmış bir dizi…

Deli Yürek
Deli Yürek

Televizyon izlemenin, dizi takip etmenin daha keyifli olduğu yıllar… Tek kanal olmasına rağmen -TRT’nin kendi içindeki çoksesliliği ile- her yaşa, her zevke hitap eden, belki şimdiki teknolojiye kıyasla daha amatör ama samimi programlar… Oynadığı yıllarda, o yılları doya doya yaşamış herkeste yer etmiş diziler… Şimdiki gibi dizi olsun, süre doldursun diye değil; özenerek hazırlanan, seyircisine değer veren ve bunu hissettiren diziler. Hem kendilerinden sonraki yıllarda yapılan dizilerin çoğuna ilham kaynağı olan, hem de izlendiği dönemin çocuklarına rol modeli seçebileceği karakterleri barındıran diziler…

İkinci Bahar
İkinci Bahar

Önce ithal yapımlar, Brezilya dizileri vardı. TRT’nin arkası yarın kuşaklarının başlangıcı sayılan Köle Isaura oldu. Esas kız ve esas oğlanın bir türlü kavuşamadığı pembe diziler, o yılların saf aşklarını, masum ilişkilerini anlatırlardı. Veronica Castro, Thalia, Grecia Colmanares, Natalia Oreiro gibi isimlerin canlandırdığı karakterle bütünleşen diziler; aşk, entrika, ihanet, kıskançlık, ihtiras dolu bölümleriyle kadınların tercihi olurdu. Haftalık olarak yayınlanan Kökler dizisini bilenler, onu hala Kunta Kinte deyince hatırlar. Dallas, Bonanza, Hayat Ağacı, Yalan Rüzgârı, Cesur ve Güzel, ev kadınları için vazgeçilmezdi.

Henüz okul çağına gelmemiş çocuklar için ise, bir an önce bitmesini istediği sıkıcı amcalar ve teyzelerden ibaret dizilerdi. Çünkü pembe dizi saatleri bittiğinde, heyecanla bekledikleri çizgi dizi saati başlıyor demekti. Dev bir balon içinde Clementine ile zaman yolculuklarına çıkmaktan daha iyi ne olabilirdi ki? Ya da hangi çocuk, hayvanlarla konuşan Kızılderili Yakari’nin yerinde olmayı hayal etmezdi? Sevindiğini “Ya ba da ba du” diye bağırarak belli eden, uzay çağını Jetgiller’den öğrenen çocuklar, her şeyden önce hayal edebiliyordu. Heidi ile dağlarda dolaşır, yeterince uslu bir çocuk olursa Şirinler’i görmeyi hak edeceğine inanırdı. Daltonlar ile eğlenir ama daima Red Kit’in tarafını tutardı.

Şimdinin büyükleri, bulduğu bir tahta parçasını kılıç farz ederek onu “gölgelerin gücü adına” diye gökyüzüne kaldıran erkek çocukları; büyüyünce saçlarını aynı “Beverly Hills çizgi filmindeki kızlar gibi” uzatmayı hayal eden kız çocuklarıydı.

O yılların genç kızlarının âşık olduğu, delikanlılarının ise özendiği Michael Knight ve yapay zekâlı otomobili Kitt’in bıraktığı izler ise hala sıcak. Yayınlandıktan yıllar sonra(2008) filminin çekilmiş olması ve şu anda bile onunla tanıştığımız kanalda, TRT’de tekrarlarının ilgiyle izleniyor olması da kanıtı. Karakterinin adını taşıyan dizide yükseklik korkusu olan ve şiddete karşı duran Mc Gyver ile silah değil akıl ve bilgi kullanarak düşmanların nasıl etkisiz hale getirildiğine şahit olurduk. Mc Gyver, tek başına çalışan bir adamın öyküsüydü ama aynı yıllarda ekip işleri de ilgi çekiyordu. Suçsuz yere yargılanan 4 kişinin hapisten kaçıp paralı asker olarak çalışmaya başlaması ile oluşan A Takımı’nın asla bir B Planı yoktu. Dizi, yayınlandığı yıllar boyunca insanları ekrana bağlamış ve hafızalarında izler bırakmıştı. Takım, aklın, yeteneğin, fiziksel gücün ve görselliğin temsilcisi olan farklı üyelerin bir araya gelmesi ile bir bütün oluşturuyordu.

İthal diziler devam ederken, yerli yapım üretimler de başladı. TRT’nin ilk olarak 1968 yılında yayınına başlamasından 7 yıl sonra çekilen Aşk-ı Memnu, Türkiye’nin ilk yerli dizisi oldu. Onu “Çalıkuşu” takip etti. Tekrar bölümlerinin bile ilgi gördüğü “Kaynanalar” dizisi de, ekranda ve izleyicilerinin anılarında iz bırakan yapımlardandı. Gazanfer Özcan ve Gönül Ülkü’yü dizideki karakterleri ile özdeşleştirdiğimiz Kuruntu Ailesi de uzun soluklu TRT dizilerindendi. Türkiye’deki dizi sektörünün temel taşlarından sayılan Bizimkiler, dizinin tüm karakterlerinin evde, okulda, sokakta karşılaşılabilecek insanlardan oluşu ile dikkat çekiyordu. Kısa sürede kabul edildi ve sürdüğü 13 yıl boyunca takip edildi.

80’li yılları geride bırakırken, tek kanal kavramı da ortadan kalkıyordu çünkü Türkiye’de “özel kanal” dönemi başlamıştı. İthal dizilerin yanında yerli üretim dizilerin de artma zamanı gelmişti. Hem konusu hem de dizi müziği ile hafızalarda iz bırakan Süper Baba, 3 çocuklu boşanmış bir adamın hem kendi hem de çocukları için verdiği hayat mücadelesini anlatırken, seyirciyi çizdiği samimi tablonun içine çekiyordu. Diziyle “Süper Baba” olarak akıllarda kalan Şevket Altuğ’un bir dönem ayrılmaz ikili olduğu eski rol arkadaşı Perran Kutman da, Perihan Abla olarak hatırlanmaya devam ediyor. 90’ların en sevilen dizi yüzlerinden olan Kutman, Kızlar Yurdu, Şehnaz Tango, Hayat Bilgisi gibi hem uzun yıllar devam eden hem de unutulmayan yapımlara bıraktığı izler ile hafızalardaki yerini koruyor.

Mahallenin Muhtarları, Şaşıfelek Çıkmazı, Yeditepe İstanbul gibi, aile komşuluk ve dostluk ilişkilerini anlatan diziler, daha sonra yerini başka türlere bıraktı. Hande Ataizi ve Cem Davran’ın başrollerini paylaştığı “Ruhsar”, Türkiye’de fantastik türün başlangıcı oldu. Aynı yıllarda yayınlanan Çılgın Bediş, Yonca Evcimik ile bütünleşen bir komedi gençlik türüydü. Daha sonra müzisyenlerin başrollerde olduğu dizilerin dönemi başladı. Emrah’tan İbrahim Erkal’a; Muazzez Ersoy’dan Ebru Gündeş’e neredeyse her sanatçının bir dizisi vardı. İlk yerli entrika dizilerinden olan Kara Melek ile kötülerin tarafında olma noktasına gelen seyirci, Zehirli Çiçek, Örümcek gibi dizilerle “Mankenden oyuncu olur mu?” tartışmasını başlatan yapımlar ile tanıştı.

Büyük Ev
Büyük Ev / Bizim Ev

Yabancı dizilerin etkisi devam ederken, 90’lı yılların bize getirdiği Alf, Türkiye’de yayınlandığı dönem boyunca her yaştan insanı ekrana bağlayan bir diziydi. Uzay gemisi Amerika’da bir evin bahçesine düşen bir uzaylı artık o evin bir bireyi olarak yaşamaya başlamıştı. Evin kedisi Şanslı dâhil ailedeki herkesin yaşamını değiştiren Alf, aslında sadece çapkın, yaramaz ve yaşlı bir uzaylıydı. Müşfik Kenter’in sesiyle benimsenen bu yaratığın maceraları, pazar sabahlarının vazgeçilmezi olmuştu. Oynadığı yılların favorisi olan bir dizi de, Türkiye’de “Mavi Ay” olarak bilinen Moonlighting oldu. Beklenmedik bir şekilde Mavi Ay Dedektiflik Bürosu’na ortak olan Maddie ve Dedektif David’in kavgasız bir gün geçiremedikleri ortaklıkları altında, aslında tutkulu bir aşk besleniyordu. David karakterini Alev Sezer’in seslendirmesi ile daha da içimize sindirmiş ve sevmiştik.     Eski diziler Eski diziler Eski diziler Eski diziler

Mavi Ay
Mavi Ay

Cosby ailesi ve Altın Kızlar yan komşumuz gibiydi. Üniversiteli Charles o yıllarda her ev sahibinin hayalini kurduğu bir kiracıydı. “Muhteşem ikili” adıyla yayınlanan dizi seyircisi için “Kuzen Larry” olarak kaldı. Patron’un kim olduğu, yayınlandığı 8 yıl boyunca belli olmamıştı. Dizinin 11 yıl sonra aynı isimle yapılan Türkiye uyarlamasında başrolleri Cem Davran ve Janset üstlenmişti. 90’lı yıllara izini bırakmış bir dizi de Türkiye’de “Bizim Ev” adıyla yayınlanan Full House oldu. Karısı öldükten sonra çocuklarını erkek kardeşi ve kayın biraderi ile büyütmek zorunda kalan bir adamın hikâyesi olarak başlayan dizi, ailenin önemini en eğlenceli şekilde anlatıyordu. Olsen ikizlerini bebek yaşta kamerayla tanıştıran Bizim Ev, o dönemin genç kızlarını kendine hayran bırakan Jesse Dayı’nın çocuklarını okul çağına getirene kadar devam etti. İdeal aile hayatı kavramını alt üst eden dizi Evli ve Çocuklu, orijinal adı ile Married with Children, bu özelliğine rağmen kısa sürede benimsendi ve 10 yıldan fazla sürdü. İşinden nefret eden bir aile babasının anneliği pek benimseyememiş karısı ve sorumsuz çocuklarından oluşan aile, aile bağlarına ve komşu ilişkilerine önem verilen Türkiye gibi bir ülke de bile kısa sürede izleyici bulmakla kalmadı Ege Aydan ve Yıldız Kaplan gibi yerli oyuncular ile uyarlamaları bile yapıldı.

Friends
Friends

Friends, Türkiye’de Sıkı Dostlar ismi ile 90’lı yılların sonunda parça parça yayınlandı ve sadece 10 yıl gibi uzun bir süre boyunca devam etmiş olması ile değil, dostluğa ve kan bağı olmadan da aile olunabileceği konusunda getirdiği bakış açısıyla da fark yaratmıştı. Birbirinden farklı karakterlere sahip 3 erkek ve 3 kadının 20’li yaşlarda başlayan hikâyeleri, çoluk çocuğa karışmalarına kadar devam etmişti. 2000’li yılların başlarında Türkiye’de dizi sektörü kaliteli yapımlar üretmeye devam ediyordu.

Hafızalara kazınan İkinci Bahar dizisi, Gaziantepli kebap ustası Ali Haydar ile iki çocuklu dul bir kadın olan Hanım’ın hayat mücadelesini anlatıyordu. Dizi iki büyük sinema ustasını bir araya getirmekle kalmamış sektöre yeni yetenekler de kazandırmıştı. Aynı dönemin popüler isimlerinden Kenan İmirzalıoğlu’nu Politik-Aksiyon türünün ilklerinden olan Deli Yürek sayesinde tanımıştık. Daha sonra “Bu bir derin devlet ve mafya dizisidir” sloganıyla hayatımıza giren Kurtlar Vadisi, bugün de aynı gününde ve aynı ilgiyle izleniyor. Vurdulu kırdılı yapımların ardından dönem dizisi furyası başlamıştı. Bu türün başlangıç noktası ve en iyi örneği olan “Çemberimde Gül Oya” ile 80’li yıllara döndük. O yılları bilmeyenlerin bile ilgisini çeken dizi, kendi türünde birçok benzerine de ilham oldu.

Bizimkiler
Bizimkiler

Özcan Deniz’in oyunculuğa adım atarak, modern ağa profilini başarıyla çizdiği Asmalı Konak, uzun süre devam ettikten sonra finalini sinema filmi ile yaparak bir ilke imza atmıştı. Asmalı Konak gibi turizme destek olan bir dizi daha vardı: Kınalı Kar. Kınalı Kar Bursa’nın 700 yıllık vakıf köyü Cumalıkızık’ın ta kendisiydi. Köy ağasının asi kızı Nazar ile köye öğretmen olarak atanan Ali’nin aşkına tanık olan mekânlar, bugün bile ziyaret ediliyor. 90’lı yıllarda 4 arkadaşın çocukluktan yetişkinliğe paylaştıkları hayatın hikâyesi Dawson Creek’in Türkiye uyarlaması Kavak Yelleri, yayınlandığı 5 yıl boyunca ilgiyle izlendi. Türünün en güzel örneklerinden olan Tatlı Hayat dizisi Türkan Şoray’ı ilk kez bir durum komedisi ile karşımıza çıkardı. Ona, bu türün ülkemizdeki ilklerinden kabul edilen Gülşen Abi dizisinden sonra Haluk Bilginer eşlik ediyordu. Aşkları ve çocukları dışında hiçbir ortak noktası bulunmayan Haluk ile Meltem’in “çocuklar duymadan” boşanma çabaları ise aralıklı olarak 10 yıl sürdü.

Sahil Güvenlik
Sahil Güvenlik

Seyirci anketlerinde, son on yılın dizileri arasında ilk onda yer alan Yaprak Dökümü, Bir İstanbul Masalı, Avrupa Yakası, Ezel gibi henüz çok eskimemiş diziler de iz bırakanlar arasında. Teknolojisinin yetmediği ama samimiyetinin beyaz camdan evlere, ailelere ulaşabildiği o yapımlar yok artık. Sadece izleri var. Ne bu diziler saymakla biter, ne de izleri silmekle geçer. Her geri dönmek istediğiniz zaman bunun mümkün olmadığını bilirsiniz belki. Kalan izleri takip etmek, en azından anmak iyi gelir.   Eski diziler Eski diziler Eski diziler

Yazı: Ferhan Petek
Natalia Oreiro
Natalia Oreiro
Başa dön tuşu