Şehir elektriğinin kalp atışları
Avrupa’nın “en iyi 6 müzesi”nden biri, ilk ve tek enerji müzesi de orada, kentin elektrik tarihinin başladığı bina da… Bursa’da enerjinin kalbi neredeyse bir asırdır Merinos’ta atıyor.
Yunanlı filozof ve bilgin Thales’ten Nicola Tesla’ya, Thomas Edison’dan 2. Abdülhamid’e uzanan; Tarsus sokaklarında başlayıp yola çıkan, dönüp dolaşıp Bursa’ya ulaşan bir serüven bu… Türkiye’de enerjinin ve elektriğin yolculuğu… Bu yolculuğun Bursalı iki kahramanı var. Kentin enerji dolu tarihini en iyi bilen iki eski dost onlar… Biri, bugün birçok etkinliğe ev sahipliği yapan, dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerine kucak açan ve Bursa’nın enerji tarihini ziyaretçileriyle paylaşan Enerji Müzesi. Diğeri ise 2. Dünya Savaşı’nın hemen ardından Bursa’da kurulan elektrik santraliyle sahneye çıkan Merinos’taki tarihi bina…
Dün; enerjisini Cumhuriyet’ten alan Türkiye ekonomisine hareket katan Merinos Fabrikası’nın elektrik santrali. Bugün; hem Avrupa’nın en iyi altı müzesinden biri hem de Bursa’nın ilk ve tek enerji müzesi…
Günümüzde “Enerji Müzesi” adıyla yaşayan bina, 1938 yılında Atatürk’ün verdiği talimat ile yaptırılan Merinos Tekstil Fabrikası’na elektrik üretimini sağlayan bina… 1973’e dek Bursa’nın birçok bölgesine enerji sağladı ve 2012’den itibaren de müze olarak hizmet vermeye başladı. Her şey binadaki tarihi değer taşıyan atıl makineleri, orijinal yapıları bozulmadan geleceğe taşımak, bir kentin enerji tarihine hatırı sayılır izler bırakan bir yapıyı yaşatmak ve elektrik enerjisinin değerini, gündelik hayat ve sanayileşme-üretim araçlarıyla anlatmak için…
Dünyada, ülkemizde ve Bursa’da elektrik öncesinde kullanılan aydınlatma araçlarından, elektrik enerjisinin üretim aşamalarına her şeyin bulunduğu müze, birkaç yıl önce Bursa’nın ev sahipliği yaptığı Avrupa Müze Akademisi (EMA) toplantısı kapsamındaki Micheletti Ödülü Yarışması’nda, sanayi mirasının korunmasına katkıda bulunan bir müze olarak Avrupa’nın en iyi 6 müzesi arasına girdi.
Kuruluşundan 1973 senesine kadar etkinliğini koruyan Merinos Elektrik Santrali’nin kuruluş amacı fabrikaya elektrik enerjisi sağlamaktı ama üretilen elektriğin fazlası gece yarısından sonra şehri aydınlatmaya da yetiyordu. Geçmişinde yalnızca elektrik enerjisi üretilen bina bugün ziyaretçilerine termik santralden, elektrikli otomobil teknolojisine, barajlardan, güneş ve rüzgâr enerjisine kadar birçok konuda bilgi veriyor.
Enerji kullanımında canlılara ve çevreye duyarlılık sağlanması konusunda belgeseller, eğitici kısa videolar, yıllar boyunca burada çalışan işçilere ait fotoğraflar ve anılar… Merinos Enerji Santrali, bugün Enerji Müzesi olarak geçmişin izleri ve geleceğin umuduyla dolu.
Kentin enerji tarihi, müzedeki 6 farklı bölümde sunuluyor. Kazan Dairesi’nde 1938’de kurulan santralin elektrik ihtiyacını karşılayan iki adet Borsig marka buhar kazanı ve artan elektrik ihtiyacından dolayı 1953 yılında devreye alınan iki adet Steinmüller marka buhar kazanı bulunuyor. Pompa Dairesi’nde fabrikanın ihtiyaç duyulan bölümlerine su ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılan dört adet su pompası, Türbin Dairesi’nde ise kazan dairesinde elde edilen buharın elektrik enerjisine dönüştürüldüğü dört adet türbin mevcut. Elde edilen elektriğin fabrika geneline ve belirli saatlerde şehir aydınlatılmasına verildiği Elektrik Dağıtım Bölümü’nde, çeşitli görsellerle desteklenen Bursa Sokağı canlandırması ve radyo bölümü var. Günümüzde kullanılan çeşitli enerji kaynaklarının elde edilmeleri ve verimli kullanımına yönelik maketli anlatım ve video gösterimleri ise Yoğunlaşma Bölümü’nde veriliyor. Müzenin bir diğer bölümü olan Sıcak Su Bölümü’nde de elektriğin üretilmesi için kullanılan suyun saflaştırılması işlemini gerçekleştiren on dört su tankını görmek mümkün.
Kentin enerjisi en bol bu tarihi binası, fiziksel varlığının ilk gününden itibaren Bursa için elektriğin merkezi oldu.
Neredeyse bir asırdır Bursa’ya verilen elektrik hizmetinin de merkezinde yer alan bina Bursa’da elektriğin yıllar önce başlayan hikâyesini günümüze taşıdı ve geçirdiği her evresine tanıklık etti. Bugüne dek adı defalarca değişse, farklı şekilde anılsa da Bursalılar için her zaman Bursa’nın elektriğini simgeledi. Birkaç farklı isimle de olsa Bursalılar bu binayı her zaman “elektrik binası” olarak kabul ettiler. Herkes kendi yaşına göre, adını kendi bildiği şekilde kullandı ama bina tarihi boyunca hep Bursa’nın elektriğine hizmet etti. Var olduğu her dönemde içinden “enerji” geçen binanın tarihi, aslında Bursa’nın elektriğinin de tarihi olma özelliği taşıyor.
Bursa Osmanlı Elektrik Şirketi’nin 1.Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden gündeme gelen imtiyaz hakları, Bursa’daki elektrik üretimi ve tramvay sisteminin kurulmasını kapsıyordu. Şirketin, yeniden yapılanma sürecine Merinos kavşağında bir elektrik santrali kurarak başlamasıyla binanın elektrik tarihi de başlamış oldu.
Bursa’daki elektrik üretiminin başlaması, binanın yapımından önce olmuştu elbette ama yaşanan aksilikler, bozulan anlaşmalar, feshedilen sözleşmeler ile süreklilik sağlanmakta zorluklar yaşandı. Bursa’da elektrik aydınlatma sisteminin tesisi ve tramvay işletmesini içeren ilk imtiyaz 1906 yılında, 75 yıllığına Bursa Belediyesi’ne verilmişti. Belediye’nin sözleşmeye göre, sahip olduğu imtiyazı 28 ay içinde bir anonim şirkete devretme hakkı vardı. Ancak devredecek bir firma bulmak için harcanan süre, tahmin edilenden daha uzun sürdü.
1914 yılında, Bursa Belediyesi’ne verilen imtiyaz haklarını devretme süresi yapılan sözleşmenin tarihinden itibaren çeşitli aksaklıklar ve bozulan anlaşmalar nedeniyle bir şirket kurulamaması ya da devredilecek şirket bulunamaması durumu değerlendirilerek “irade-i seniye” (Padişah İradesi) tarafından 2 yıl daha uzatıldı. Bu süre içinde Belediye ile sözleşmesi devam eden Mavromatis Efendi, sahip olduğu tüm hakları Bursa Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi’ne devretti. Aynı yıl patlak veren 1. Dünya Savaşı sebebiyle boğazların kapanması ile Avrupa ulaşım yollarının kesilmesini gerekçe gösteren Bursa Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi, var olan sözleşmelerinin savaş sonuna kadar uzatılmasını talep etti. Talebin Nafia Nezareti tarafından uygun görülerek, şirketin sahip olduğu imtiyaz hakkının “Avrupa yolu açılana dek” ifadesiyle ertelenme kararı alınmasına rağmen, savaş sona ermeden 1916 yılında şirkete noter yoluyla iletilen “şirketin derhal işe başlanmadığı takdirde sözleşmenin feshedileceği” ihbarı yapıldıktan sonra sözleşme karşılıklı olarak feshedildi.
Savaşın neden olduğu petrol sıkıntısı belediyenin şehri aydınlatma çalışmalarında yaşadığı sıkıntıları arttırması üzerine Belediye Meclisi’nin toplanarak, alanında uzman kabul ettiği Elektrik Mühendisi Refik Bey ile sözleşme yapıldı. Yapılan sözleşme, savaşın devam ettiği 1916 yılından itibaren Cilimboz Köprüsü civarında, kömürle çalışan bir buharlı makinenin döndürdüğü 110 voltluk bir dinamo ile şehrin aydınlatılmasını içeriyordu. Çalışma başladıktan sonra, tesisin kurulduğu yerin şehrin uç yerleşim bölgelerine uzak olması nedeniyle voltajın yeterli olmadığı anlaşıldı. Böylece 1921 yılına kadar şehrin aydınlatılması günümüzde hükümet binalarının bulunduğu yere yakın bölgeye ikinci bir buhar makinesi kurularak yapıldı.
Tarihi binanın varlığına dek elektriğin Bursa’daki süreci bu şekilde devam etti. 1. Dünya Savaşı bittikten sonra, daha önce anlaşması feshedilmiş olan Bursa Osmanlı Elektrik Şirketi, sahip olduğu imtiyaz haklarını öne sürerek hükümete başvuruda bulundu. Mösyö Kosta Lode, yapılan başvuruda savaş nedeniyle başarılı olamadıklarını, eski sözleşmenin bazı maddelerinin, talep ettikleri yeni şartlara göre, değiştirildiği takdirde yeniden çalışabileceklerini bildirdi. Hükümetin inceleyerek uygun gördüğü şartlar sonucunda, 1924 yılında yeni bir sözleşme metninin imzalanması ile şirketin adı “Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrikiye-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi” olarak tescillendi. Merinos kavşağında, kuvve-i elektrikiye istihsal merkezi (elektrik gücü üretim merkezi), tramvay depoları ve tamirhane olmak üzere 3 bölümden oluşan bir bina inşa edildi. Kurulan bu elektrik santralinde, ikisi 500 BG (beygir gücü), biri 200 BG kapasiteli olmak üzere, İtalyan “Franko Tozo” şirketinin dizel motorları aracılığı ile döndürülen ve her biri kendi güçlerine uygun olan Fransız “Fiu – Lil” isimli fabrikanın alternatörleri bulunuyordu. Alternatörler, üçer fazlı ve dakikada 50 devirliydi ve 5500 volt elektrik üretiyordu. Üretilen elektrik, şartnameye uygun olarak şehrin çeşitli mahallelerinde bulunan 12 adet trafo merkezine yeraltı kablolarıyla taşınıyor ve buralarda 190 ve 110 volta düşürülerek tüketiciye iletiliyordu. Bugün Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından canlandırılan 100 yıllık tramvay hattı planının, geçmişte yaşadığı hayal kırıklığının şahidi de yine Merinos kavşağındaki bu tarihi elektrik binasıydı. Çünkü binayı yaptıran ve anlaşmadan sonra ismi değişen Bursa Osmanlı Elektrik Şirketi, sahip olduğu tramvay imtiyazı dâhilinde, dördü zorunlu beşi gerektiğinde yapılması için dokuz hatlık tramvay güzergâhı da planlamıştı ama uygulanamadı.
1939 yılında, o güne kadar Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrike-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi adı altında hizmet veren bina Bursa Belediyesi tarafından devralındı ve Bursa’da bulunan elektrik üretim ve dağıtım tesisleri kamulaştırılmış oldu. 18 Haziran 1939 tarihli bir Bursa gazetesinde yer alan habere göre, “Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrike-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi”, Nafia Vekâleti tarafından (Bayındırlık Bakanlığı) satın alındı. Belediye ile şirket arasında var olan hesap sorunu da ortadan kalkınca geri kalan finansman gereksinimi Belediyeler Bankası’ndan on beş yıl vade alınarak sağlandı. Ancak Bursa büyüyüp geliştikçe var olan elektrik sistemi yetersiz kalmaya başlamıştı. Artık bir kamu malına dönüşen tarihi bina, bu sorunun çözüm sürecinde şehri, 1938 yılında Atatürk’ün Merinos fabrikasının elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla açtığı elektrik santralinden destek alarak ışıklandırmaya başladı.
25 Ekim 1956 tarihinde, o zamanki adıyla “Etibank Kuzeybatı Anadolu Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi Transformatör İstasyonu” oluşturuldu. Günümüzdeki adı “1 Numaralı Trafo Merkezi” olan istasyon “Paşalar Trafo Merkezi”nden gelen iletim hattı ile ulusal elektrik sistemine bağlandı. Bursa’da birbirine yakın dönemlerde küçük su santralleri kuruldu. O dönem kurulan ve bugün de üretimlerine devam eden santraller arasında, İnegöl – Cerrah (1950), Mustafakemalpaşa / Muradiyesarnıç (1952) ve İznik – Dereköy (1954) hidroelektrik santralleri yer alıyordu.
Şehrin sürekli artan elektrik enerjisi ihtiyacı ve 1973 yılında, o yıla kadar kullanılan dinamo ve motorların Kastamonu Erciş İlçesi’nde kullanılmak üzere sökülüp götürülmesi nedeniyle, daha yüksek gerilimlerde çalışma gereksinimi ortaya çıktı. Elektrik sektöründeki dağınık yapının ortadan kalkması ve işletme bütünlüğü sağlanması amacıyla, 1970 yılında bir kanun çıkarılarak ülkemizde elektriğin üretim, iletim ve dağıtımının tek bir kamu kurumu çatısı altında birleştirilmesi kararı alındı. Bu karar doğrultusunda kurulan TEK (Türkiye Elektrik Kurumu) tarihi binanın tabelasındaki yeni isim oldu. İmtiyazlı şirketlerin görev bölgeleri ve belediyenin sınırları dışında kalan tüm bölgeler TEK bünyesinde toplandı. 80’li yılların başında nüfus artışı, sanayileşmedeki ilerlemeler ve teknolojik gelişmeler ile birlikte artan elektrik ihtiyacını karşılama amacıyla “Sanayi Trafo Merkezi” sahası genişletildi ve “Bursa Sanayi” adı ile bir trafo merkezi tesis edildi. TEK, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve İskân Bakanlığı birlikte çalışarak hidroelektrik santralleri kurdurdu. Santrallerin üretimlerini üstlendi. Bu amaç doğrultusunda Bursa ve bölgesinde kurulan termik santral, hidroelektrik santralleri ve doğalgaz çevrim santralleri ulusal ağa bağlandı.
Zaman aktı, teknoloji gelişti; dünya değişti, enerjiler çeşitlendi… Gelecekte bizi neler bekliyor bilinmez. Emin olabileceğimiz tek şey şu ki; Bursa’nın enerji saçan hatıraları; titizlikle korunduğu ve değerleri bilindiği sürece bizi terk etmeyecek. Tıpkı bugüne dek olduğu gibi…
Kaynaklar: Bursa Merinos Enerji Müzesi arşivi, Bursa Büyükşehir Belediyesi, TEK Tarihçesi, TEDAŞ Tarihçesi, UEDAŞ Tarihçesi, Şehrin Işıkları Dergisi(Sayı 1), Bursa Defteri Dergisi (Haziran 1999 – sayı 2), Şehrengiz Dergisi (Mart 2013 – Sayı 36), Mümin Ceyhan
Heart beats of city electricity
One of the “Best 6 museums” in Europe, the one and only energy museum is there too, in the building where the electrical history of the city began… The heart of energy in Bursa is beating in Merinos for almost a century.
This is a journey that yields from Greek philosopher and scholar Thales to Nicola Tesla, from Thomas Edison to II. Abdulhamit; a journey that starts in the streets of Tarsus and twists and turns into Bursa… The journey of the energy and electricity in Turkey… This journey has two heroes from Bursa. These are two very old friends that know the city’s history that is full of energy… One of them is the Energy Museum, which today hosts many activities and embraces guests from all over the world and shares Bursa’s energy story with them. The other one is the historic building in Merinos that took the stage with the electrical power plant built in Bursa shortly after World War 2.
Yesterday: electrical power plant for the Merinos Factory that adds heat to the Turkish economy energized by the Republic. Today: both one of Europe’s best six museums and Bursa’s one and only energy museum…
The building known today as “The Energy Museum” is the same building constructed under Atatürk’s commissioning to provide electricity to Merinos Textile Factory. It provided electricity to Bursa’s various sections until 1973 and since 2012 it serves as a museum. All in order to carry the historically valuable idle machinery into the future without spoiling their original structures, to resurrect a building that has significant impact on a city’s energy history and to explain the value of electricity through tools from the daily life and industrialization-production…
A couple of years ago in Micheletti Award Competition within the scope of European Museum Academy (EMA) meeting that was hosted in Bursa, the museum, which has everything regarding pre-electricity period lighting tools to electricity generation stages from both the world, our country and Bursa itself, was awarded a place among the top 6 museums in Europe that contribute to conserving industrial heritage.
Since its inauguration to 1973, the purpose of Merinos Electricity Power Plant was to provide electricity to the factory, however the excess electricity was sufficient to light up the city during the night. This building which only generated electricity in the past now informs visitors about thermic power plants, electrical automobile technologies, dams, solar and wind energies.
There are documentaries and educative short vides to raise awareness on the effects of energy consumption on living beings and the environment as well as photographs and countless memories from generations of workers who worked here. Today the Merinos Electricity Power Plant is full of marks of history and the hope of the future.
The city’s energy history is presented in 6 different sections in the museum. The Boiler Room holds two Borsig boilers that fed the factory’s energy needs in 1938 and two Steinmüller boilers that were inaugurated in 1953 due to increasing electricity demand. The Pumping Room hosts four water pumps that supplied the factory with water. The Turbine House hosts four turbines that transformed the steam from the boiler room into electrical energy. Electricity Distribution Section, which distributed the generated electricity to the factory and at certain time intervals to light up the city, has animations of Bursa Streets which is supported by certain visuals and the radio section. The Condensation Section shows model demonstrations and video shows on obtaining certain energy sources and their efficient usage. The Hot Water Section shows the water purification process that is necessary for electricity generation and the fourteen water tanks that are involved in the process.
This most energetic building in the city has always been the center of electricity since its first day
The building which is at the heart of electricity in Bursa for almost a century carried the story of electricity to today and witnessed each stage of it. Although its name changed several times, for people of Bursa, it always symbolized Bursa’s electricity. Although through a couple of different names, people of Bursa always accepted this building as the “electricity building”. Everyone referred it with the name that corresponds to their age, but throughout its history this building has always served Bursa’s electricity. The building always had “energy” inside in every era of its existence and shares a common history with Bursa’s electricity.
Following the 1st World War, concession rights of Bursa Ottoman Electricity Company comprised generating electricity in Bursa and the establishment of the tram system in the city. The story of electricity began when the Company decided to build a power plant on the Merinos Crossroads which was undergoing a reconstruction.
Start of electricity generation in Bursa was of course before the construction of the building, but misfortunes, broken agreements, terminated contracts resulted in a failure to provide consistency. The first concession to establish Bursa’s electrical lighting system and operation of the tram was first given to Bursa Municipality in 1906 for 75 years. According to the agreement, the Municipality had the right to transfer this concession to a joint stock company in 28 months. However, the time required to find a suitable company took much longer than anticipated.
In 1914, the period provided to Bursa Municipality to transfer the concession to a private party was extended for two years by “irade-i seniye” or the Will of the Sultan, due to reasons including certain misfortunes and broken agreements resulting in a failure to establish a suitable company and the subsequent failure to find a suitable existing company. Within this period, Mr Mavromatis who had an ongoing contract with the Municipality transferred all his rights to Bursa Ottoman Joint Electrical Company. Due to the escalating 1st World War within the same year, subsequent shut down of the Bosporus Straits and cut off of transportation routes to Europe, Bursa Ottoman Joint Electrical Company requested the existing contract to be extended until the end of the war. Although the request was approved by Ministry of Public Works and the concession of the company was postponed with a note of “Until routes to Europe open up”, the company was notified in 1916 during the war via a notary stating that “unless the company immediately becomes operational the agreement will be terminated” and subsequently the agreement was bilaterally terminated.
As the oil shortage caused by the war increased the Municipality’s difficulties in lighting the city, the Municipality Council gathered and met with subject expert Electrical Engineer Refik Bey and signed a contract. According to this contract, a 110 volt coal powered steam dynamo was to be established near Cilimboz Bridge in 1916 and light up the city. After the work began, it was understood that the voltage wasn’t sufficient as the facility’s location was far from the outreaches of the city. Therefore, until 1921 the lighting of the city was done by establishing a second steam machine near the government buildings are today.
Until the historic building was build, this was how Bursa received its electricity. Following the end of the 1st World War, Bursa Ottoman Joint Electrical Company which had its agreement terminated before applied to the government claiming the concession rights they owned. Monsieur Kosta Lode stated in the application that they failed due to the war and they could resume working if some of the old articles in the old agreement were to be changed in line with new articles they are requesting. After the government’s review, the conditions were deemed acceptable and a new contract was signed in 1924. The company’s new name was registered as “Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrikiye-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi”. On Merinos Crossroads a building with three sections, namely the electrical energy generation center, tram storages and repair shops was constructed. In this electrical power plant, two 500 HP (horse power) and one 200 HP capacity Italian “Franko Tozo” diesel engines and alternators from French “Fiu-Lil” corresponding to the power capacities were installed. Alternators had three phases and rotated 50 times a minute to generate 5500 volts of electricity. The generated electricity was transferred via underground cables to 12 separate transformers spread across the city in accordance with the agreement and here they were reduced to 190 and 110 volts before reaching the consumer. Today, the 100 years old tram line plan which is being resurrected by Bursa Metropolitan Municipality shared a common disappointment with this historic building on the Merinos crossroads. Because Bursa Ottoman Electrical Company that built this building and had its name change after the agreement also planned a nine line tram route (four compulsory and five optional) and this too was sadly not executed.
In 1939, the building that served as Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrike-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi was taken over by Bursa Municipality and the electricity generation and distribution facilities in Bursa were expropriated. According to news from a Bursa newspaper dating 18 June 1939, “Bursa Cer, Tenvir ve Kuvve-i Muharrike-i Elektrikiye Türk Anonim Şirketi” was acquired by the Ministry of Public Works. When the accounts problem between the Municipality and the company was eliminated, the rest of the required financing was provided by Bank of Municipalities with a fifteen year payment period. But as Bursa grew and developed, the existing electricity system started to get insufficient. During the period where this problem was being solved, this historic building, now public property, started to light up the city with the help of the electric power plant commissioned by Atatürk to supply electricity to the Merinos factory in 1938.
On 25 October 1956, “Etibank Kuzeybatı Anadolu Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi Transformer Station” was established. The station, known today as “Number 1 Transformation Center”, was connected to the national electrical grid by the transmission line coming from “Paşalar Transformer Center”. Small water stations were founded in Bursa in subsequent periods. Some of the hydroelectric power plants that were established back then and are still operating today include İnegöl – Cerrah (1950), Mustafakemalpaşa / Muradiyesarnıç (1952) and İznik – Dereköy (1954).
A higher voltage became necessary as the city’s need for electricity grew each day and the dynamos and engines used until 1973 were taken to Kastamonu’s Erciş District to be used there. In order to eliminate the chaotic structure in the electric industry and to establish an operational integrity, a new law passed in 1970 resulting in an integration of the electricity generation, conduction and distribution under a single entity. Accordingly, TEK (Turkish Electrical Institution) became the new name on the sign for the historic building. Areas outside the operational areas for companies that hold concessions and municipality borders were gathered under TEK. The increase in electrical demand due to the population boom in the beginning of the 80’s, advancements in industrialization and technological developments resulted in the expansion of the “Industrial Transformer Center” field and a new transformer center named “Bursa Industrial” was established. TEK, Ministry of Energy and Natural Resources and Ministry of Settlement cooperated to establish hydroelectric power plants. The generation in these plants was assumed. Accordingly, thermic power plants, hydroelectric power plants and natural gas combined cyclical plants were connected to the national grid.
Time flew by, technology advanced, the world changed and energy types got diversified… We don’t know what the future holds for us. One thing is for certain: Bursa’s energetic memories will never leave us as long as we diligently protect and treasure them. Just as it has always been until today…
“Hayatın her yerinde”ki enerji
Bursa’da elektriğin kalbinin attığı Merinos’ta, 12 senedir kesintisiz elektrik için kesintisiz hizmet veren bir kurum var. Bursalılarla kesintisiz iletişim içinde olan UEDAŞ; hayatın her yerine “enerji” saçmak için çalışıyor.
Bursa’nın elektrik tarihini başlatan binanın yeni sahibi UEDAŞ; Güney Marmara Bölgesi’nde Bursa başta olmak üzere Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerinin elektrik dağıtımını gerçekleştiriyor. Geçmişten aldığı emaneti geleceğe taşımak için 2005 yılında yola çıkan kurum yalnızca 7-24 sağladığı hizmetler ile değil sosyal sorumluluk projeleriyle, iletişim çalışmalarıyla ve AR-GE çalışmalarıyla da ses getiriyor. Odağında tuttuğu müşteri memnuniyetine göre hareket eden kurum; günlük hayattan sanal dünyaya, sanattan spora hayatın her yerinde iz bırakmaya devam ediyor.
İletişim çalışmaları arasında ödüllü projeler bulunan kurum, teknolojinin tüm imkânlarından sonuna kadar faydalanıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyor. Çağrı merkeziyle 7-24 abonelerinin yanında olduğu gibi Twitter, Facebook, Instagram, LınkedIn gibi sosyal medya hesaplarında etkin olarak bulunuyor. Ayrıca ücretsiz olarak indirilebilen “Mobil Uygulama”sı ile ceplerimize kadar giriyor.
Sanatın ve sanatçının, sporun ve sporcunun da her zaman yanında olan UEDAŞ, elektrik arızalarına yalnızca karadan değil, geliştirdiği robotlarla deniz altından da müdahale ediyor. UEDAŞ’ın “Denizaltı Robotu” denizin altında oluşabilecek arızaları çok kısa süreler içinde tespit edip, oluşan arızalara müdahale etmesi için özel olarak geliştirildi. UEDAŞ; alanında ilklere imza atma konusunda da geri kalmayarak, Türkiye’de bir ilk gerçekleştirdi ve elektrik kaçaklarını tespit eden “Çekirge” isimli cihazı üretti.