İpekten bir gün
Büyük hayalleri vardı. Kendisine yumuşak ve parlak bir liften ev kuracaktı. Hayalleri o kadar derindi ki düşüncelere dalar giderdi. Aradan uzun zamanlar geçti. Önce olduğu yerde sarmaladı kendisini kozayla, evi oldu. Sonra iplik olup kumaşa döndü ve en sonunda yaşamın içerisine katıldı derinlere dalarak…
İpekböceği elbette bir tırtıl… Lifi kendine koza örmek için üretiyor ve insanlar bu liften iplik yapıp kumaş dokuyorlar. Çok sağlam bir ip olan ipek boyanınca da gösteriş kazanıyor. Fakat ipeğin Bursa’daki karşılığı elbette ki çok daha fazla… Yüzyıllardır binlerce aileye geçim kaynağı olmuş, ticareti hareketlendirmiş ve beraberinde kültürel bir birikim getirmiş bu tırtıl. Bugün Kozahan’da düşüncelere dalıp gidenler belki de bu yüzden bu hissi yaşıyorlar.
Bahar gözlerine dolmuştu küçük kedinin. İlk kez içini ısıtan güneşin mahmurluğu üzerinde, gerim gerim geriniyordu. Hani sanki Kozahan yapıldığından beri orada yatıyordu.
Zamanda kaybolan bu mekânda, yanında bir bardak çay ile bir akşamüstü simidine ya da Türk kahvesine kim hayır diyebilir ki?
Atılan her adımda, ipekten bir geçmişi hissetmek mümkün hanların en ipeksi olanında… Yüzyıllardır Bursa ile özdeşleşmiş bir yapının hala yaşamın içerisinde olduğunu hissetmek, onu anlamaya biraz daha yaklaşmaktır.
Koza Han’ın içindeki geniş, dikdörtgen avlunun tam ortasındaki küçük mescidin altındaki şadırvanın etrafında yaşananlar yüzyıllardır farklılaşsa da hissedilenler çok da değişmiyor. Bursa’da huzur Kozahan’da nefes alıyor.
Atılan her adımda, ipekten bir geçişi hissetmek mümkün hanların en ipeksi olanında… Yüzyıllardır Bursa ile özdeşleşmiş bir yapının hala yaşamın içinde olduğunu hissetmek, onu anlamaya biraz daha yaklaşmaktır.
Kapıları hiç kapanmadı Koza Han’ın… Yüzyıllardır büyük bir tevazu ile kucaklıyor misafirlerini. Zaten kimse de çarpıp çıkmıyor kapısından. Herkes kapıların açık olduğunu biliyor ve yine geliyor.
Yazı ve fotoğraflar: Sezai Evans