Aşk dolu Avrupa turu
Dikkat çekici kadrosu ile göz dolduran “To Rome with love” (Roma’ya Sevgilerle) filmi, Woody Allen’in “Vicky Cristina Barcelona” ve “Midnight in Paris” filmleriyle yaptırdığı Avrupa turunun son durağı…
“To Rome With Love” filminin merkezinde Amerikalı ve İtalyan karakterler var. Onların kaderleri, klasik bir Woody Allen filminde olduğu gibi bir yerlerde birleşiyor. Filmi “hayatlarını sonsuza dek değiştirecek maceralar yaşayan insanlar hakkında romantik ve eğlenceli bir film” olarak özetlemek mümkün. Woody Allen bir yandan yönetmen koltuğunda otururken diğer yandan oyunculuğunu da esirgemiyor.
Ölümsüz bir şehir olan Roma’da birbirinden farklı karakterlerin birbirinden farklı hikayelerinin içine sokarak, bazen şehrin herhangi bir sakini bazen de yazın gelen herhangi bir turistin hayatına girerek romantik ve macera dolu bir geziye çıkarıyor. Film aşk ve seks arayışını farklı şekillerde anlatıyor. Bu romantik ilişkiler için set olarak bu enerjik ve tarihi şehrin sayısız köşesini seçen yönetmen Woody Allen, filmin her ayrıntısı gibi filmin tüm şarkılarını da kendisi seçerek hem geçmişi hem günümüzü yansıtıyor. Puccini, Verdi, Leoncavallo gibi ölümsüz isimlerden unutulmaz İtalyan aryaları ve bir İtalyan klasiği olan “Volare” eşliğindeki filmin karakterleri, Roma sokaklarında aşkı bulan sayısız insandan sadece birkaçı…
Zengin ve yıldızlarla dolu oyuncu kadrosunda Woody Allen dışında Penelope Cruz, Alec Baldwin, Ellen Page, Alisson Pill, Ornella Muti, Jesse Eisenberg ve Roberto Benigni gibi isimler parlıyor. Senaryosunu 1997 yılında Vincenzo Cerami ile yazıp yönettiği ve İkinci Dünya Savaşı’nda oğluna savaş ve toplama kampı psikolojini yaşatmamak adına bir Yahudi babanın gösterdiği çabaları canlandırdığı “La vita e bella” (Hayat güzeldir) filmiyle Akademi ödülünün sahibi olan Roberto Benigni’yi yere göğe sığdıramayan Allen, İtalya’ya hayranlığını da vurgularken şunları söylüyor: “Benigni, tüm Amerika’da bir fenomen. Onunla çalışmak benim için bir hayaldi. Gerçekleştirmiş olmaktan mutluyum. Bu film Roma’ya karşı kişisel ilgimi gösteriyor. Tüm Amerikalılar İtalya’ya aşık. Sımsıcak bir ülke. Hayatını eğlenceli geçirebileceğin ve her şeyin olumlu olduğu bir yer. Burada yaşamak ve çalışma imkanına hayır diyemezdim…”
Karakterler ve filmin konusu
Roma’nın her köşesinin film setine dönüştüğü filmin karakterleri arasında; gençlik yıllarının özlemini duyan ünlü bir Amerikalı mimar, bir anda kendisini Roma’nın en ünlü insanı olarak bulan orta sınıftan sıradan bir Romalı, başkalarıyla romantik ilişkilere giren taşralı genç bir çift ve bir cenaze levazımatçısını opera söyletmek üzere sahneye çıkarmaya çabalayan Amerikalı bir opera direktörü bulunuyor. Ünlü mimar John (Alec Baldwin) gençken yaşamış olduğu şehir olan Roma’da tatildedir. Daha önce yaşadığı sokakta dolaşırken kendi gençliğini anımsatan bir genç adam, Jack (Jesse Eisenberg) ile karşılaşır. Bu sırada Jack’in sevgilisi Sally’nin (Greta Gerwig) oldukça etkileyici olan çapkın yakın arkadaşı Monica (Ellen Page) onların yanında yaşamaya başlar.
Jack’in Monica’ya aşık olmasına tanık olan John, kendisinin geçmişte yaşadığı en acı verici aşk hikayesini tekrar yaşamaya başlar. Bu sırada, emekli opera direktörü olan Jerry (Woody Allen) ve eşi Phyllis (Judy Davis), kızları Hayley (Alison Pill) ve onun Italyan nişanlısı, Michelangelo’yu (Flavio Parenti) görmek için Roma’ya uçar. Jerry, Michelangelo’nun cenaze levazımatçısı babası Giancarlo’nun (Fabio Armiliato) banyoda çok güzel arya söylediğini fark eder. Böyle bir yeteneğin gizli kalamayacağını düşünen Jerry bu fırsatı kaçırmak istemez ve Giancarlo’nun tanınmasını sağlayarak kendi kariyerini yeniden canlandırmak ister. Diğer yandan sıradan biri olan Leopoldo Pisanello (Roberto Benigni) bir sabah uyanıp kendini şaşkınlık içinde İtalya’nın en ünlü insanlarından biri olarak bulur.
Kısa zamanda paparazziler onun her hareketini takip edip haber yaparlar. Leopoldo bu olağanüstü ilgiye alışmaya başlarken sonunda ünlü olmanın getirdiği bedelin farkına varır. Tüm bunlar yaşanırken, Roma’nın uzak bölgelerinden birinde yaşayan Antonio (Alessandro Tiberi) tutucu akrabalarını içinde yeni evlendiği eşi Milly (Alessandra Mastronardi) ile etkilemek ve bu sayede büyük şehirde havalı iş sahibi olma peşindedir. Komik tesadüfler sonucu Antonio ve Milly akrabalarla buluşma günü birbirinden ayrı kalır. Antonio yeni eşi olarak Anna’yı (Penelope Cruz) tanıtırken, Milly de efsanevi film yıldızı Luca Salta’nın (Antonio Albanese) romantik ilgisine maruz kalır.