Aziz Nesin’li Bursa günleri…

 Fehmi Enginalp

“En zor günlerinden bile dersler çıkarıp kötülüklerin içindeki iyilikleri, mutsuzlukların içindeki mutlulukları keşfedebilen biriydi Aziz Nesin. İnsanların mutluluğuna adanmış bir ömürdü onunki.”

 Bursa’da geçen her gününü, tanıştığı insanları, “Bir Sürgünün Anıları”nı, sürgün döneminden sonraki zamanları ve kendi “Aziz Nesin”li yıllarını bir kitapta toplayan Fehmi Enginalp’le Aziz Nesin’i, onun bıraktığı izleri ve “Aziz Nesin’in Bursa Günleri” kitabını konuştuk.

Fehmi Enginalp - Aziz Nesin
Fehmi Enginalp – Aziz Nesin

Aziz Nesin ile tanışmanızı anlatır mısınız?

Aziz Nesin ortaokul yıllarında tanıştığım, ulaşabildiğim her kitabını okuduğum, çocuklarıma, öğretmenlik hayatım boyunca öğrencilerime okuttuğum bir yazardı. 70’lerin sonlarından itibaren birçok kez Bursa’ya geldiğini biliyordum. Bir keresinde Ruhi Su ile birlikte bir dernek açılışına gelmişlerdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin, Bursa Barosu’nun konuğu olarak etkinliklere katıldı. Birkaç kez Bursa’da ve Ankara’da görüştük. İlk kez görüşmemiz, tanışmamız ise İstanbul’da kurduğu Onbinler A.Ş.’yi ve çıkarmayı planladığı günlük gazeteyi anlatmak için Bursa’ya geldiği dönemde oldu. Zorluklarla geçen, derneklerin kapatıldığı, halkın sıkıntı içinde olduğu 80’li yıllarda patronun halk olduğu bir gazeteden bahsetti. O dönem Eğitimciler Derneği’ni kurmuştuk ve Nesin’i orada ağırladık. Toplantının ardından önce yemeğe gittik.  Daha sonra Setbaşı’nda kahve içmeye doğru giderken yolda, sohbet açmak için ona bir soru sordum. Ona “Sizin okul yıllarınızdaki Bursa ile şimdiki Bursa arasında fark var mı Aziz Bey?” dedim. Bana dönüp Bursa’da değil İstanbul’da okuduğunu söyleyince çok utanmıştım. Elime geçen her kitabını okuduğum, takip ettiğim, çok iyi tanıyor olmakla övündüğüm Aziz Nesin’e karşı büyük bir pot kırmıştım.

 Fehmi Enginalp

Onunla tanışmış, sohbet etmiş biri olarak onun hakkındaki yorumlarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Kalemi çok kuvvetli, sakin karakterli, umut dolu, özgürlüğünü ve özgünlüğünü her şeyin üzerinde tutan gerçek bir aydındı Aziz Nesin. Mutluydu çünkü tıpkı yaşamı boyunca gençlere öğütlediği gibi yapabildiği ve yapmaktan mutlu olduğu işi yapıyordu. Elini attığı her işi titizlikle yapar, her şeyin en iyisini yapmak isterdi. Bitmek bilmeyen yaşam enerjisi kalemine yansıyan umut dolu biriydi. Öyle ki bazen yazı yazarken parmaklarının birer kaleme dönüştüğünü hissettiğini söylerdi. Mücadeleci ruhuna tezat sakin bir ses tonuyla konuşur; en zor günlerinden bile dersler çıkarıp kötülüklerin içindeki iyilikleri, mutsuzlukların içindeki mutlulukları keşfedebilen biriydi. İnsanların mutluluğuna adanmış bir ömürdü onunki. Bunun için de her türlü cefayı çekmeyi göze almıştı. Çekmişti de.

Fehmi Enginalp

Bursa’daki sürgün zamanlarının ona ve Bursa’ya katkıları oldu mu sizce?

Bir şehre sürgün olarak gelmek zaten yeterince kötüyken bir de o döneme denk gelen başka sıkıntılar yaşadı Aziz Nesin. Yuvası yıkıldı, en yakın dostları ona yüz çevirdi. Ama o yine de yılmadı. Girdiği yolda yılmadan, pes etmeden ilerleyen; inandıklarına sıkı sıkıya tutunup umut etmekten asla vazgeçmeyen biriydi. Bursa’daki günleri de onun tek başına yürüyebilecek kadar güçlü olduğunu fark etmesini sağladı. Buradaki günlerini anlattığı kitabı “Bir Sürgünün Anıları”yla da edebiyat dünyasına çok özel bir eser kazandırmış oldu.  Hatta bununla yetinmedi ve daha sonra Nesin Vakfı tarafından yayınlanan Yurt Gezileri kitabında yer verilen “Bursaname”yi yazdı. Onun sürgün döneminin, sonrasında da sıkça gelip gittiği Bursa için de çok önemli sonuçları oldu. Kente silinmeyen izler bıraktı.

Fehmi Enginalp

Siz de bu izleri takip edip “Aziz Nesin’in Bursa Günleri” kitabını yazdınız. Bize biraz bu kitaptan bahsedebilir misiniz?

Her şey bir dergide yayınlanmak üzere Aziz Nesin hakkında bir yazı yazmaya niyetlenmemle başladı aslında. Yazıyı yazmaya başladım ama uzadıkça uzadığını, konunun konuyu açtığını fark ettim. Aziz Nesin gibi kendi ömrüne sığmayan bir adamı birkaç satırlık yazıya sığdırmak elbette mümkün olamazdı. Olmadı da. Gerçi hakkında yazılan bir sürü kitap var ve onun için ne yazılsa az ama onu anlatan, en azından onun Bursa’daki günlerini anlatan bi kitap yazabilirdim. Bu amaçla yola çıktım ve çalışmalara başladım. Araştırdıkça Bursa’nın her yanından çıkıyordu Aziz Nesin’in izleri. Onun yazdıklarını, başkalarının anılarını, yerel gazetelerin arşivlerini, eski dostları bir araya getirip kendi şahit olduklarımı da üzerine kattım ve 2014’te Aziz Nesin’in Bursa Günleri kitabı ortaya çıktı.

Fehmi Enginalp

Ve bir yıl sonra Aziz Nesin “yılın yazarı” ilan edildi. Bu konudaki fikirlerinizi alabilir miyiz?

Bu benim için büyük bir tesadüf oldu. 100. yaşı nedeniyle 2015 Aziz Nesin Yılı olarak kabul edildi ve Nilüfer Belediyesi yıl boyunca Aziz Nesin temalı, onu her yönüyle ele alan bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Onun Bursa günleri hakkında kitap yazmış biri olarak bu etkinliklerde bana da görev düşmesinden büyük onur ve mutluluk duydum.

Fehmi Enginalp

Hangi etkinliklerde ne şekilde yer aldınız? Neler yaptınız?

Çok detaylı bir çalışmaydı bu. Bursa, sürgün döneminde misafir ettiği ve sonrasında da sevgiyle, saygıyla kucakladığı bir aydına hak ettiği değeri veriyordu. Yıl sonunda kapanış etkinliklerinde Aziz Nesin Sempozyumu düzenlendi. Benimle birlikte İstanbul’dan da konuklar vardı ve onun hakkında çeşitli sunumlar yaptık. Beni liseli gençlerle buluşturdular. Öyle pırıl pırıl, öyle ilgililerdi ki. Onun kitaplarını okumuşlar, hayatını araştırmışlar, öğrenmişler. Aziz Nesin hakkında araştırmalar yapmışlar, hakkında yazılan kitaplardan, hayatı boyunca yaşadıklarından haberdarlar. Onlarla paylaşımlarda bulunmak son derece heyecan vericiydi. Bu etkinliklerde yer alarak bir nevi ona olan vefa borcumu ödüyor gibi hissettim. Benim için hem duygu dolu hem de mutluluk verici bir deneyim, dolu dolu bir yıldı.

Fehmi Enginalp

 

Başa dön tuşu