Beş ses, bir nefes

Grup Zımba röportajı

 

Zımba

Vokalde Murat Arda, gitarda Doğuş Sezin Çölok, basgitarda Gökçe Çağatay, davulda Orbay Hakan Balıklıpınar ve klavyede Sergen Taşdemir… Tüm üyeleri Bursalı olup, yolları müzikle kesişen, sanatla tek nefes olan beş adam…   

Artık İstanbul’da yaşasalar da Bursa’dan kopamayan, her fırsatta gelip anılarını tazeleyen, eski dostlarıyla, aileleriyle bir araya gelen Zımba grubu, mart ayında yine evindeydi. Ay sonunda verdikleri konserde hemşerileriyle buluşmanın, memleketlerinde olmanın keyfi yüzlerinden okunuyordu. O gece ayrıca #dergibursa hashtag’ine gönderilen fotoğraflar arasından yaptığımız yarışmayı kazanan iki kişi de Zımba’nın konuğu oldu. 31 Mart’ta Bursa Hayal Kahvesi’nde hemşerilerine “zımba” gibi bir akşam sunan grup ile hem Zımba’dan hem de “zımba gibi” olmaktan bahsettik.

Zımba

Uzun zaman sonra yeniden doğduğunuz kentte, hemşerilerinizle bir aradasınız. Nedir Zımba’nın hikâyesi? Nasıl bir araya geldiniz? Bugüne dek neler yaptınız?

Her üyesiyle tamamen Bursalı bir grup olmak bizi çok mutlu ediyor. Artık Bursa’da yaşamasak da sürekli bir aradayız ve her fırsatta mutlaka geliyoruz buraya. 2007’den beri birlikteyiz değişmedi kadro ama sadece grubun kurucularından olan arkadaşımız aynı zamanda grubun gitaristiydi de o artık bizimle değil. 2010’da ayrıldı. Biz tanıştıktan kısa bir süre sonra da Orbay dâhil oldu ekibe. Daha sonra da Sergen. O zamandan beri de bu şekilde ilerliyoruz. Bir arada olduğumuz ilk zamanlardan itibaren sürekli ürettik. Bir sürü şarkı yaptık sürekli ürettik 2011 Kasım ayında İstanbul’a taşındık tamamen stüdyoya girdik kayıtlar yaptık ve mart sonunda da “Karamsar Olmamak Lazım” isimli ilk albümü piyasaya sunduk. 4 şarkılık mini albüm oldu bu. 5 Yıllık bir çalışmanın ürünüydü. 2013’te “Beden Sana Dokunamayınca” single albümümüz çıktı. Şimdi de yeni bir şarkı hazırlığındayız. O da bitmek üzere ve yakın zamanda dinleyicilerle buluşacak. Bir yandan da konser çalışmalarımız devam ediyor.

Tarzınız için ne diyebiliriz peki?

Pop-Rock diyoruz. Gerçi çıkan albümümüzde 4 şarkının dördü de farklı tarzlardaydı ama grubumuzun yaptığı müzik genel olarak Pop-Rock olarak tanımlanabilir.

Özellikle sosyal medyada dinleyenlerinizle, hatta albüm çıkmadan önce bile sizi biliyor dinliyor takip ediyor olan herkesle sürekli irtibat halindesiniz. Sosyal medya sizin için hayli önemli gibi…  

Doğrudur çünkü bu bizim çok önem verdiğimiz bir konu. Sosyal medyanın gücüne inanan bir grubuz. Facebook’ta Twitter’da aktif olarak bulunmaya dinleyenlerle irtibat halinde olmaya özen gösteriyoruz. Mesela 3 klip çektik taleplere göre 4. klibi çekeceğiz. Hiçbir yazıyı, soruyu karşılıksız bırakmamaya çalışıyoruz. Özellikle aracı sokmadan birebir kendimiz iletişim halindeyiz.

Zımba

Sizin üretmek konusunda bir sıkıntınız yok anladığım kadarıyla. Üretim süreciniz nasıl ilerliyor?

Birlikte eğlenebiliyoruz her şeyden önce ve birlikte eğlenebilen insanlar birlikte üretebilir de. Bizim yaşadığımız da tam olarak bu bence. Müzikal yeteneklerimize, müziğe olan ilgimize ek olarak bir arada oluşumuz da bize bu enerjiyi sağlıyor. İçimize sinen, güzel diyebildiğimiz işleri çıkartmaya neden oluyor. 2009’dan beri birlikte yaşıyoruz aynı evi paylaşıyoruz ve bunun inanılmaz yararlarını gördük. Mesela bir melodi çıkıyor birimizden diğeri hemen o anda yan yana olduğumuz için onu tamamlıyor derken ortaya güzel bir iş daha çıkmış oluyor. Paylaşımlarımız ürettiklerimiz gerçekten kardeş olabildik her şeyden önce. Sahneye de yansıyor bu. Biz sadece müziğimizi daha iyi nasıl yaparız nasıl en iyisini buluruz çabasındayız bir de üzerine bundan keyif alıyoruz. Bir arada olduğumuz için. Yakaladığımız bu durum için hiçbir çaba sarf etmedik kendiliğinden oldu iyi ki de oldu.

Zımba

Peki, neden İstanbul’dasınız? Doğup büyüdüğünüz şehirde, Bursa’da devam edemez miydi müzikal yolculuğunuz?

Biz de isterdik tabi kendi şehrimizde doğup büyüdüğümüz yerde bir şeyler yapabilelim ama plak şirketleri İstanbul’da. Sahne alabileceğiniz mekânlar çok daha fazla, aranjörler müzisyenler herkes İstanbul’da. Hadi kendi şehrimizi bırakmayalım desek git-gel yapacağız o zaman ekstra maddi manevi zarar enerji kaybı zor olacak yani. Sadece Bursa içinde değil bütün diğer şehirlerde durum bu şekilde. O yüzden İstanbul’dayız, en azından şimdilik diyelim. Çünkü Bursa ile olan bağlarımız asla kopmayacak.

Zımba

Röportaj: Ferhan Petek

Fotoğraflar: Engin Çakır

Başa dön tuşu