Bir klasik “Woody Allen”
1935 New York doğumlu Woody Allen için “on parmağında on marifet” tanımı kolayca yapılabilir. İsmi birden fazla anlama geliyor; film yönetmeni, aktör, müzisyen, senaryo ve oyun yazarı… Kendi yazdığı film senaryolarını yönetip, aynı zamanda bu filmlerde oynamasıyla tanınıyor. O aynı zamanda iyi bir komedyen ve öykücü.
Gerçek adı Allen Stewart Konigsberg olan Woody Allen’ın sinema ile tanışması, henüz 3 yaşındayken, annesinin kendisini “Pamuk Prenses”i izlemeye götürmesiyle oldu. Bu andan itibaren sinema onun her şeyi oldu. 1952 baharında Allan S. Konigsberg ismini Woody Allen olarak değiştirdi. Henüz 16 yaşındayken bir çok yerel gazeteye espriler yazmaya başladı. Utangaç biri olduğundan, arkadaşlarının gazetelerde ismini görmesini istemedi. 1961 ve 1964 yılları arasında stand-up gösteriler yaptı. Bu gösteriler dikkat çekmeyi başarınca, bir sinema filmi için senaryo yazma teklifi aldı. 1965’te ilk film senaryosunu yazdı ve “What’s New Pussycat?” adlı bu filmde oynadı. Senaryonun yapımcıların elinde değişime uğramasından hoşnut kalmayınca, kendi yönetmeyecekse filmlere senaryo yazmama kararı aldı. “Casino Royale” adlı filmde oyuncu olarak bulunduktan sonra eleştirmenlerce beğenilen ilk filmi, “What’s Up Tiger Lily” yi çekti (1966). Sonrasında kariyerinde dönüm noktası olan “Take the Money and Run”ı çekti(1969). Bu filmin ardından, United Artists firması kendisiyle anlaşma yaptı.
Felsefe öğrencisi Harlene Rosen ile 1954te başlayan ilk evliliği, 1962’de sona erdi. Ardından “Bananas” (1971) filminin yıldızlarından Louise Lasser ile 1966 yılında dünya evine girdi ancak bu evlilik pek uzun sürmedi ve çift 1969’da boşandı. 1970’li yıllarda yazdığı “Play It Again, Sam” adlı Broadway oyununda oynattığı Diane Keating ile bir süre beraber oldu ve birlikte “Annie Hall” gibi kariyerindeki en önemli filmlerden birinde ve bir çok projede yer aldılar. 1980’li yılların başında 12 yıl sürecek olan birlikteliğine Mia Farrow ile başlayan yönetmen, bu süre içinde 2 çocuk evlat edindi. Sonrasında bunların dışındaki üvey çocuklarından biriyle, Soon-Yi Previn ile olan birlikteliği olay yarattı. Asla baba-kız ilişkisine sahip olmadıklarını iddia eden çift 1997 yılında evlendi ve 2 çocuk evlat edindiler. Çok erken yaşlarda film çekmeye merak salan Allen, okulu hiç sevmedi ve üniversite eğitimini tamamlamadı. Hicivden yoksun öğretmenleri onun komik yanıtlarına not vermediler ve sonuçta New York Üniversitesi’nden atıldı. Allen, hayatının 30 yılını psiko-analize harcadı. Bu seanslar bazen haftada 3 güne kadar çıktı. Bu deneyimini filmlerinde kullandı ve zaman zaman espri konusu yaptı. 15 yaşlarındayken her gün klarnet çalmaya başlayan ünlü yönetmen, bugün halen bu alışkanlığını sürdürüyor.
Kariyerine birçok ödül sığdırmakla birlikte Akademi ve Altın Küre ödülleri dikkat çekiciydi. Son olarak 2012’de Midnight in Paris ile “En iyi” ve “En özgün” senaryo dallarında bu iki ödülü kazandı. Akademi Ödülü’nü daha önce “Annie Hall” (1978 – En Özgün Senaryo-En İyi Yönetmen) ve “Hannah and Her Sisters” filmleri ile de kazanmıştı. Altın Küre getiren diğer bir film ise 1986 yapımı “The Purple Rose of Cairo” (En İyi Senaryo) olmuştu.
Woody Allen’dan “inciler”
“Hayatta sevdiğim her şey ya ahlak dışı ya yasadışı ya da şişmanlatıyor.”
“Aşk cevaptır, ama siz cevabı beklerken, seks birkaç güzel ve ilginç soruya yol açar.”
“Bu dünyada iki tip insan vardır: İyi ve kötü. İyiler daha rahat uyur ama kötüler uyanma vaktinden çok daha fazla keyif alır.”
“Bütün cevaplarınıza karşı sorularım var.”
“Daha geçen hafta dilimi elektrikli daktilonun merdanesine kaptırmışken Tanrı’ya nasıl inanayım.”
“Eğer Tanrı varsa, umarım iyi bir mazereti vardır.”
“Erkekle kadın arasındaki seks çok hoş bir şey olabilir. Tabii eğer doğru erkekle doğru kadının arasındaysanız.”
“Aşk olmadan seks boş bir deneyimdir ama boş deneyimler arasında olabilecek en iyi deneyimdir.”
“Hayat bir toplama kampı gibidir. Ölmeden terk edemezsiniz.”
“Hayatta duyulabilecek en güzel cümle ‘seni seviyorum’ değil, ‘kistiniz iyi huylu çıktı’dır.”
“Hayatımız, onu nasıl bozmayı seçtiğimizden ibarettir.”
“Hayattaki tek pişmanlığım, başka biri olamamam.”
“Kimileri bilgi nehrinden kana kana içer, kimileri ise yalnızca ağızını çalkalar.”
Ölümden sonra yaşam varsa ve hepimiz aynı yerde buluşacaksak, beni aramayın, ben sizi ararım. Ölümden korktuğumdan falan değil, sadece geldiğinde orda olmak istemiyorum.
“Tanrıyı bulmak kolaydır. Bu birkaç hayalle hallolabilir. Sıkıyorsa siz pazar günü açık bir muslukçu bulun.”
“Unutulmaması gereken, hayatın her evresinin kendine özgü güzellikleri olduğudur, oysa öldüğünüz zaman elektrik düğmesini bulmak zordur.”
“Yukarıda bizi izleyen bir şey olduğunu düşünüyorum, maalesef onun adı hükümet.”
“Zaten kötülük dediğin, aşırıya kaçmış iyilik değil de nedir?”