Bursa benim için “ilk aşk gibi…”

 

90’ların ikinci yarısı İstanbul’a döndüğünde Kamelion grubunu kurdu Melih Ünen. Hayal Kahvesi, Kemancı ve Line gibi seçkin mekânlarda uzun yıllar programlar yaptı. Bursa’ya sıkı sıkıya bağlıydı ve hiç kopmadı. Ünen, kendini kanıtladığı yerin sahne olduğunu iyi biliyor ve orada işini çok iyi yapıyor…

Müziğe ilk adımını birçok sanatçı gibi okul yıllarında atmış bir isim Melih Ünen. Milliyet Müzik Yarışmaları’na katılıp ödüller aldıktan sonra müziğe olan iştahını kabartmış birisi. Müziğe olan bağı iyiden iyiye artınca soluğu Viyana’da müzik eğitimi alırken almış bir müzik müptelası. Viyana’da değişik gruplarda solistlik yaptıktan sonra, birçok şarkısı radyolarda sıkça çalınır olmuş. Hatta bazı yarışmalarda çaldığı gruplarla ödüller dahi almış.

Melih Ünen yıllar yılı farklı türlerde müzik tarzlarından beslendi. Kendi çalışmalarında ise duru ve kalıcı bir anlatıma yöneldi. Geldiği son noktayı bizzat kendisine sorduk, o da anlattı… Kendini her türlü egodan sıyırmış, sadece işini yapmaya çalışan bir müzisyenle karşı karşıyaydık.

Melih Ünen
Melih Ünen kendisini nasıl tanımlar? Kimdir? Hayatını kendi cümleleri ile bize nasıl anlatır?

Bir parça yalnızlığı seven, müzik dolu gezegeninde yaşayan, sahne ya da arkadaş ortamındayken de eğlenceli sayılabilen birisi diyebilirim.

İlk solo albümünüz ile oldukça dikkat çekici bir çıkış yakaladınız. Albümün ilk klipleri Beşiktaş Üsküdar ve Arıza’ya geldi. Kliplerde Göksel sesiyle, Birce Akalay ise oyunculuğu ile size eşlik etti. Tepkiler nasıldı?

Öncelikle bu albüm özellikle belli bir kitleyi hedef almıştı. Retro konseptli, sade bir sounda sahipti ve günümüzün çabuk tüketim çizgilerinden özellikle kaçınan bir çalışmaydı. Sonuçta belli bir dinleyici sahiplendi ve hakkında eleştirmenler tarafından da gayet güzel şeyler yazıldı. Göksel’in Beşiktaş Üsküdar’da eşlik etmesi, tiyatrocu ve aynı zamanda dizilerden de tanıdığımız Birce Akalay’ın klipte oynaması da -sağolsunlar- artı bir değer kattı. Albümdeki şarkıların çoğu bana ait, arkadaşım Sezai Paracıkoğlu’nun da (bir tanesini birlikte yazdığımız) 2 şarkısı var. Müzisyen kimliğinin yanı sıra Sezai aslen tiyatrocu ve şubat ayında vizyona giren “İncir Reçeli” filminin de başrol oyuncusu… Klip döneminde Birce Akalay ile onun aracılığıyla tanışmıştık. “Arıza” klibi ise sade fakat çok güzel kareler içeren bir çalışma oldu. Hayattan doğal tiplemelerle bir iç mekan çekimiydi. Klipte bir diğer model daha bize eşlik etmişti.

Melih Ünen

Piyasada albümünüzle ilgili oluşmuş genel izlenim, kaliteli sözler ve iyi yorumlamalar olduğu… Şarkı seçimlerinde kıstaslarınız neler oldu?

Bir yorumcunun kendi müzikal çizgisini ortaya koyarken en zorlandığı bölüm genellikle sözler oluyor. Aslında ben de öncelikle sahne adamıyım. Müzik okuduğum dönemi, çalıştığım birçok projeyi, grubu içine alan uzun bir yorumculuk süreci… Fakat yıllar içinde söz yazımına yoğunlaşınca, sanırım kişinin kendi anlatım tarzı da ortaya çıkıyor. Ben de bu albümde, günümüz dünyasının çiğ “gerçek”lerinden ziyade, naif “özlem”lerini dile getirmeye çalıştım.

Özellikle şarkı isimleri dikkat çekici. Tarzınızı da retro modern olarak tanımlıyorsunuz. Sizin retro modern anlayışınız ve tarzınızdan bahsedelim biraz da…

Retro ve modern çizgiler derken günümüze ait aşkların, yaşamların, nostaljik rock motiflerileriyle anlatımı söz konusu…

Gece mekanlarında sahne performansı denince akla ilk gelen müzik türü olan Rock müzik sizin için ne anlam ifade ediyor? Rock’a olan mesafeniz nedir?  

Zaten rock kökenli bir müzisyenim ve bana ifade ettiği şey de hayat boyu sahnede onunla nefes alışımdır. Rock kulvarı tabi çok geniş… Zaman akarken rock müziğinin de sert ya da yumuşak dönemleri olmuştur hayatın şarkı aralarında…

İyi müzik nedir?

Bence kendi gerçeğini yansıtan ve samimi olan müzik iyi müziktir. Bazen kendi içinde de bir sabah kahvaltısıyla akşam yemeği arasındaki tat kadar değişir.

Yeni bir albüm ya da albümün diğer şarkılarına klipler gelecek mi?

Şimdilik bu albümden başka bir klip düşüncesi yok, sonbaharda yeni bir single planımız var şu an için…

 Abiniz Nezih Ünen de tıpkı sizin gibi bir müzisyen. Onun varlığı size nasıl yansıyor?

Ortaokul-lise yıllarında etkilendiğim şeyler olmuştu tabi, en azından dinlediğim birçok grupla o tanıştırmıştı beni. Fakat sonradan müzik eğitimi için Viyana’ya gidip orada 10 sene kadar yaşayınca kendi çizgimde devam ettim. Değişik yerlerde,  farklı deneyimlerim ve çalışmalarım oldu. Zaman zaman ona danıştığım şeyler de olur tabi. Tabi abim de son yıllarda daha çok sinemaya ağırlık vermiş durumda.

Melih Ünen

Kendinizi geliştirmek istediğiniz neler var?

Müzik kendimi bildim bileli taşıdığım tek yüzük oldu. Öyle pek maymun iştahlı biri değilimdir. Hayal kuran, sakin yaşayan bazen de aşırı çalışan birisiyim. Şarkı yazmak kişinin kendi içinde süregelen bir gelişim süreci zaten, ona kafa yorarım. Belki bir gün klip çekmek, hikaye ya da denemeler yazmak isteyebilirim.

Bursalı bir müzisyen olarak sıkça Bursa’ya gelip sahne alıyorsunuz. Bursalıların size ve sahne performanslarına olan ilgisi sizce nasıl?

Beatles’ı çok severdim okul yıllarında, bir ilk aşk gibi. Şimdi pek sık dinlemesem de elime alıp dinlediğimde bıraktığım ilk sıcaklığıyla, o ilk aşkın eksenine hemen dönerim. Bursa da benim için öyle bir yer… İlk gitarımı elime alışım, ilk heyecan, ilk sahne… Ve çok uzun yıllar sonra Bursa’ya gelip çalmak çok güzel bir duygu tabi. Benzerini hiçbir yerde bulamayacağım bir duygu. Burada eski arkadaşlarımı görüp de okul günlerine, o ilk eğlenceli amatör ruha dönmemek mümkün değil… Canlı müzik konusuna gelince, Bursa’da bu tür mekanlara da bir ilgi var ki, yeni yeni yerler açıldığını görüyorum. Güzel ve özel oluyor Bursa’ya gelip çalmak. Bir de her gelişimde sadece yemekleri için birkaç gün daha kalsam diyorum 🙂

En büyük hayaliniz nedir?

Hayallerin hep canlı kalması..

Bursalılara söylemek istedikleriniz neler?

Bursa’ya her gelip çaldığımızda ayrı bir zevk alıyoruz, hem eski arkadaşları görüyor, hem yeni dinleyicilerle tanışıyoruz. Bu çok keyifli bir şey, herkese teşekkürler, tekrar görüşmek üzere, sevgiler… 

Başa dön tuşu