Bursa doğaya emanet…
Bursa’da yer yerinden oynuyor. Kentin tarihi değerleri, yüzlerce yıllık binaları Türkiye’nin dört bir yanındaki yeşilliklerin arasına taşınıyor. Hayal gücüyle yeteneğini bir araya getiren fotoğraf sanatçısı Şafak Yıldız’ın tasarımları, fotoğraf karelerinde de olsa “doğa”sal bir dönüşüm başlatıyor.
Bir gün Bursa’nın göz bebeği Koza Han’ın Karadeniz’de, Ayder Yaylası’nın tam ortasında görüldüğünü duysanız ne hissedersiniz? Ya da tarihi belediye binası, İzmir’deki Efes harabelerinin arasından selamlasa bizi… Bir semte adını veren Atatürk Heykeli gitse Bolu Dağı’nın tepesine konsa? Diyelim ki hafta sonu için başka bir şehirden gelen misafiriniz için şehir merkezinden başlayan mini bir turistik gezi planladınız. Fakat o da ne? Ulu Cami’nin yerinde yeller esiyor! Tophane’deki Tarihi Saat Kulesi almış başını gitmiş! Ya da tam tersi olsa? Farklı şehirlerden farklı yapılar, Bursa’nın cennet köşelerinden kendilerine birer yer beğenip kalsalar? Örneğin; İstanbul’un kıymetlisi Sultanahmet Cami, gelse bizim ulu dağımıza yerleşse… Nasıl olur?
Kentlerin kıymetli binaları, her bir köşesinde nice anılar biriktiren emektarları kalabalıktan, gürültüden sıkılıp birer birer yok olsalar… Bir zamanlar aynı şehri paylaştıkları insanların eski ilgisini kaybetmiş olmaktan kırıldıkları için yavaş yavaş terk etseler bulundukları yerleri…
Kaçmayı, doğaya sığınmayı, bizden uzaklaşmayı tercih etseler mesela. Bizim bilemediğimiz değeri Tabiat Ana bilsin diye… Biri alsa götürse onları bizden… Tarihi binaların bu “Yok artık!” dedirtecek göçü dergimizin konuk yazarlarından fotoğraf sanatçısı Şafak Yıldız’ın, İstanbul’dan Bursa’ya taşıdığı projesi dâhilinde gerçekleşmeye başladı bile…
“Anılar, anlar, acılar, sevinçler biriktirir binalar… Zaman içinde savrulurken ayakta kalmaya, yaşadıklarını ve şahit olduklarını dünden yarına taşımaya çalışırlar. Yorulurlar, yıpranırlar, yaşlanırlar, unutulurlar onlar da tıpkı insanlar gibi. Bir insan, hayatı boyunca hiçbir zaman hak ettiğine inandığı yerde olamamaktan, hak ettiğine inandığı gibi yaşayamamaktan yakınır durur. Ama binaların dili yoktur ki şikâyet edebilsinler.
Bir köşede tamamen unutulmayı, yok olmayı beklemekle yetinirler. Belki her gün yanlarından binlerce insan geçip gider. Bazıları durup bakar onlara, anılarını tazeler. Yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirdikten sonra arkasını döner ve yoluna devam eder. En fazla bir-iki dakika… Ama binalar hep oradadırlar. Yıllar belki yüzyıllar boyunca üstlendikleri yüklerle, bir sürü insanın, çağın, devrin ağırlıklarıyla… Nefes alamaz hale gelir bu eski dostlar. Bir insan gibi şikâyet de edemezler, anlatamazlar dertlerini. Zamanın yıpratıcılığına teslim ederler onlar da kendilerini.
Çürümeye, parçalanmaya, azalmaya başlarlar. Kendi kendilerini ayakta tutacak güçleri kalmamıştır çünkü. Onlara yardım eli uzatabilecek olan insanlar da görmüyordur artık onları. Her şeye rağmen ayakta kalmaya inat edenler de hayaller kurar unutuldukları yerlerde.
Birileri onları alıp olmak istedikleri, isteyebilecekleri yerlere götürsün diye umarlar. Aslında ait oldukları, geldikleri ve bulunması gerektiklerine inandıkları yerlere. Onlar da tıpkı günümüzde insanların doğanın bir parçası olduklarını hatırlayıp yapmaya çalıştıkları gibi doğaya dönmek, Tabiat Ana’nın şefkatli kollarına emanet edilmek isterler.” dedi ve bir süre önce başlattığı projenin ilk sergisinde önce İstanbul’u doğaya emanet etti Şafak Yıldız.
10 fotoğrafta 10 eski dostu, aslında ait olduklarına inandıkları yerlere taşıdı. Şimdi de Bursa’dan seçtiği 10 tarihi değeri alıp götürmeye hazırlanıyor. Koza Han, Tophane Saat Kulesi, Ulu Cami, Karagöz Anıtı, Mudanya Mütareke Evi Müzesi… Kentin kıymetli hatıraları Türkiye’nin farklı bölgelerindeki doğal güzelliklerin arasındaki yeni yerlerine kavuşmak için gün sayıyor.
Bu proje bir hayali olduğu kadar gerçekçi bir umudu da içinde barındırıyor. Madden olmasa da manen terk edilmiş yapıları yerinden oynatarak aynı terk edilmişlik hissini insanların da yaşamasını sağlıyor.
Bir kentte yaşayanların bugüne dek yok saydıkları, nasıl olsa hep orada durduklarını düşündüklerinden yüzüne doğru dürüst bakmadıkları emektarlar için hazırladığı kaçış planını devreye sokuyor. Her zaman “orada” olan şeyleri bulundukları yerlerden kaldırarak “Ya böyle olsaydı?” etkisi yaratıyor. İnsanlar koydukları yerde unuttukları bu değerlerin bir gün tamamen yok olma ihtimalini düşünsünler, onlara daha iyi davransınlar, bundan sonra karşılaştıklarında en azından bir selam vermeden geçip gitmesinler diye…
Bursa entrusted to nature…
Things are shifting in Bursa. The historical values of the city, its centennial buildings are moving amidst the nature at all four corners of Turkey. The designs of photography artist Şafak Yıldız combining imagination with talent have started a “natural” transformation even if only within photo frames.
What would you feel if one day you heard that Koza Han, an important spot for Bursa was seen at the Black Sea, right in the middle of the Ayder Plains? Or if the historical municipality building greeted us from amidst the ruins of Ephesus in Izmir… What if the Atatürk Statue that gives its name to a district lands right on top of the Bolu Mountain? Let’s say that you planned a mini touristic trip in the city center for a guest from another city. But lo and behold! Ulu Mosque is nowhere to be seen! The Historical Watch Tower at Tophane is missing! Or what if just the opposite happened? What if different structures in different cities chose to say at various lovely spots of Bursa? Let’s say; the Sultanahmet Mosque of Istanbul came and landed right on top of our grand mountain… What would it be like?
What if the precious buildings of cities, veterans with lots of memories got tired of the crowd and noise thus starting to disappear one by one… What if they left their spots slowly resentful for having lost the interest of people they once shared the city with… What if for instance they preferred to run away, hide in nature away from us. So that Mother Nature may appreciate what we failed to do so… What if someone took them away from us… This surprising migration of historical buildings has already started as part of the project of Şafak Yıldız, a photography artist who is also a guest writer for our magazine…
“Buildings collect memories, moments, pains, joys… They try to stay standing and carry what they experience and witness over to the future as they are scattered away in time. They get weary, worn out, age, forgotten just like people. A person may complain throughout his/her life of not being where he/she deserves or not being able to live the way he/she deserves. But buildings cannot complain. They are only contented with waiting to be forgotten in a corner. Perhaps thousands of people pass by them throughout the day. Some stop by and look at them, whereas some refresh their memories. They turn their backs and walk away with a wry smile on their faces. At most a few minutes… But the buildings are always there. With their heavy loads they carry for years, perhaps centuries and with the weight of countless people and times… These old fellows find it difficult to breathe from time to time. They also give in to time. They start to decay, disintegrate, diminish. Because they no longer have the strength to help them stay standing. The people that can help them also do not see them anymore. Those that remain intact despite all this continue dreaming where they have long been forgotten. They hope that someone might come and take them to places where they wish they could be. To places they actually belong to, come from or should actually be at. Just like people, they also want to remember that they are a part of nature and get back to the loving arms of Mother Nature,” said Şafak Yıldız and entrusted Istanbul to nature as part of the first exhibition of the project that he started some time ago. In 10 photos, he took 10 dear old friends to places that he actually believes they belong to. And now, he is preparing to carry 10 historical values of Bursa to different spots. Koza Inn, Tophane Watch Tower, Grand Mosque, Karagöz Monument, House of Mudanya Armistice Museum… The precious memories of the city are counting days to reach their new spots amidst natural beauties in different regions of Turkey.
This project is imaginary but still carries within it a kind of hope. He makes people live the feeling of abandonment by replacing structures that have been abandoned spiritually even if not physically. He activates the escape plan prepared for the veterans which the residents ignored until now or did not heed until now since they thought that it was always there. He removes things that have always been “there” thus creating an effect of “what if”?. So that people may ponder the possibility of these values disappearing completely one day, hence starting at least to greet them as they pass by…