Bursa’nın 16 değeri

Bursa’nın, binlerce yıllık geçmişinde farklı medeniyetleri barındırmış olması ile oluşan kültürel ve tarihi birikimi, kentin günümüze kadar ulaşan manevi zenginliklerini oluşturuyor. Bursa denince akla ilk gelen, adı Bursa ile anılan her şey, Bursa’nın simgesi olarak kabul ediliyor. Bursa’nın geleneksel, tarihi, kültürel ve doğal değerlerinin arasından, Bursa ile özdeşleşmiş 16 Bursa simgesi seçtik.

Bursa Bıçağı

Bursa Bıçağı

1 – Bursa Bıçağı: 93 Harbi’nden sonra Balkan göçmenleriyle birlikte Bursa’ya gelen bıçakçılık, zamanla gelişerek Bursa’nın geleneksel mesleklerinden biri oldu. Bursa’nın bıçak ustaları, bıçağın üzerine isimlerini işler ve bıçağın büyüklüğünü ekledikleri yıldız sayılarıyla belirlerlerdi. Bilinen birçok bıçak çeşidinin yanı sıra Bursa’ya özgü olan “oluklu-yivli” Bursa Bıçağı’nın üretimi, 1953 yılında bu tür kesici aletlere getirilen yasağa kadar devam etti. Osmanlı askerinin kılıç, hançer, kama gibi silahları Bursa’da yapıldı. Temelinde demircilik olan bıçak ustaları, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında askerlerin silah ihtiyaçlarını karşıladılar. Cumhuriyet döneminin ilk zamanlarından itibaren, silah ihtiyacının azalması ile yenilenen bıçakçılık sanatı, günlük kullanımlara uygun üretimlere yöneldi. Bursa’nın meşhur çarşılarından Dağıstan Çarşısı’nda, geleneksel yöntemlerle üretilen el emeği bıçakların 150 civarı farklı çeşidi olduğu biliniyor.

Kaplıca - Hamam, Engin Çakır
Kaplıca – Hamam

2 – Bursa Kaplıcaları: Evliya Çelebi’nin sudan ibaret dediği Bursa, kaplıcalar ve termal hamamlar açısından dünyanın en zengin şehirleri arasında. Bursa’nın kehribar taşına benzetilen, yüksek enerjisi ile iyileştirici etkisi olduğuna inanılan, termal ve kaplıca suları; beden ve ruh sağlığı için doktorlar tarafından da tavsiye ediliyor. Kentin en bilinen kaplıcaları arasında, Sultan I. Murad tarafından yaptırılan Eski Kaplıca (Armutlu), Sultan I. Bayezid tarafından yaptırılan Kükürtlü Kaplıcası, Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Rüstem Paşa tarafından yaptırılan Yeni Kaplıca ile Kara Mustafa Paşa’nın kendi adına yaptırdığı Kara Mustafa Paşa Kaplıcaları yer alıyor. İlçelerde ise; İnegöl’de Oylat Kaplıcaları ile Çitli Maden Suyu, Mustafakemalpaşa’ya bağlı Akarca Köyü’nde Tümbüldek Kaplıcası, Gemlik’te Umurbey Köyü yolundaki Terme Kaplıcası ile Orhaneli’ne bağlı Ağaçhisar ve Sadağ Kaplıcaları bulunuyor.

Teleferik, Saffet Yılmaz
Teleferik

3 – Teleferik: Kentin 50 yıllık değeri Bursa teleferiği, 1963 yılından beri hizmet veriyor. Türkiye’nin ilk teleferik hattı olmasının yanı sıra Türkiye’nin en uzun hattına sahip olma özelliği de taşıyor. İki dağ arasında, binlerce metre üzerinde, pencereli bir vagon içinde yolculuk etmek, ilk düşünüldüğünde korkutucu gibi gelse de, Bursa’nın bu gökyüzündeki emektarıyla yapacakları 20 dakikalık yolculuk Bursa’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Bursa’nın bu görkemli simgesi şimdilerde, bir anket düzenlenerek Bursalılara danışıldığı yeni rengi ve yeni şekliyle ile karşımıza çıkmak için hazırlanıyor.

Bursa Kuşu, Engin Çakır
Bursa Kuşu – Oynar

4 – Bursa Kuşu (Oynar Güvercini): Bursa’nın dünyaca ünlü sembollerinden biri de evrensel adı “Bursa Roller” olarak bilinen Bursa Oynar Güvercini. Ülke genelinde bilinen ismiyle ile Bursa Kuşu ya da Ak Kanat… Irkı Osmanlı döneminde yetiştirilen Bursa Kuşu aynı zamanda dünyanın en parlak ve zengin tüylü kuşlarından biri. 7 saat boyunca uçabilme özelliği nedeniyle Osmanlı döneminin en etkin haberleşme aracıydı. Makas yapabilen ve makaracılığıyla ünlü Bursa Kuşu, birlikte uçtuğu gruptan ayrılıp, 9-10 takla attıktan sonra aşağı düşer, yeniden yükseldikten sonra gurubun arasına geri dönerdi. Bu şekilde seyrine doyulmaz bir manzara oluşturan Bursa Kuşu, geçmişten günümüze değerli bir miras olma özelliği taşıyor.

Bursaspor
Bursaspor

5 – Bursaspor: 1 Haziran 1963 yılında Bursa’nın yeşilini, Uludağ’ın beyazını alıp yola çıkan kulüp, 1919 yılında kurulan Turanspor’un yeniden yapılanmasından sonra, armasındaki 5 küçük yıldızla simgelenen Acar İdman Yurdu, Akınspor, Çelikspor, İstiklâlspor ve Pınarspor’un bir araya gelmesinden oluşuyor. 2009 – 2010 sezonunda kazandığı şampiyonlukla hakkındaki tüm ezberleri bozduran Bursaspor, yense de yenilse de her zaman yanında olan taraftarı, timsah yürüyüşü, özverili oyuncuları ile birlik ve beraberliğin sembolü, ona inanan bir şehrin de en önemli simgelerinden biri.

Çini, Engin Çakır
Çini

6 – Çini: Geçmişi Karahanlılara kadar uzanan çini sanatı, Bursa’nın en büyük değerleri arasında yer alıyor. Birçok yapım aşamasından geçerek, ince bir çalışmanın, özenli bir el emeğinin eseri olan çinilerin Osmanlı’dan kalma ilk örnekleri de Bursa’da bulunuyor. Bursa’nın fethiyle birlikte gelişmeye başlayan dünyaca ünlü İznik çinilerinin sırlı renkleri arasında “turkuaz” ve “mercan kırmızısı” yer alıyor. Geleneksel Türk sanatının en önemli parçası olan çini sanatı, günümüzde İznik Süleyman Paşa Medresesi’ne kurulan atölyelerde yaşatılıyor.

Apollo Kelebeği
Apollo Kelebeği

7 – Apollo Kelebeği: Apollo Kelebeği koleksiyoncuların yüzünden Bursa’nın nesli tehlikede olan değerlerinden biri. Yılda sadece 3-4 gün ortaya çıkan bu kelebek, Uludağ’ın “koca kanatlı meleği” olarak kabul ediliyor. 360 günde gelişimini tamamlıyor ve 5 gün içinde uçmaya başlıyor. Ölmeden önce Sedum isimli bitkilere yaklaşık 100 adet yumurta bırakıyor. 150 milyon yıldan fazladır yeryüzünde bulunan Apollo kelebeklerinin vücutları, kürk gibi görünen siyah tüylerle kaplı ve boyları 12 cm’yi bulabiliyor. Siyah benekli aşırı ince kanatları, 6000 metre yükselebilmelerini sağlıyor.

Erguvan, Engin Çakır
Erguvan

8 – Erguvan: Bursa Ovası’nı ve Uludağ eteklerini pembeye boyayarak baharın geldiğini müjdeleyen erguvan, az bulunan bu yüzden hükümdarların kullandığı, gücün sembolü kabul edilen bir renge adını veriyor. Üzerine düşen çiğ damlaları ile bir mücevhere dönüşüyor. Erguvanlar Şehri Bursa’da her yıl baharın gelişi Erguvan Bayramı ile kutlanıyor. Dünyada adına bayram yapılan tek çiçek olan erguvan, yüzyıllardır Bursa’nın olduğu kadar sevgi, kardeşlik ve hoşgörünün de simgesi kabul ediliyor.

Havlu, Aykut Güngör
Havlu

9 – Havlu: Hamamları ve kaplıcalarıyla ünlü bir kent için tabi ki havlu da büyük bir önem taşıyor. Günlük kullanımda olduğu kadar çeyiz sandığı, nişan bohçası, düğün arabası gibi gelenekler içinde de yeri olan havlunun tarihi 300 yıldan fazla olarak biliniyor. 18.yüzyılın başlarında Bursa’daki el tezgahlarında günde 5 – 10 adet arası üretilerek başlayan havluculuğun Anadolu’daki başkenti olarak Bursa kabul ediliyor. 18.yüzyılda Osmanlı sarayını ziyaret eden bir İngiliz kralının, burada görüp beğendiği havluyu ülkesine götürmesiyle dünyaya yayıldığı söylenen bu kültür, günümüzde eski zamanlarındaki kadar etkin olmasa da, Bursa deyince akla ilk gelenler arasındaki yerini koruyor.

Bursa İpeği, Engin Çakır
Bursa İpeği

10 – İpek: İpek şehri Bursa, İpek Yolu güzergâhının Anadolu’da bulunan en önemli merkezlerinden ve son duraklarından biri olarak biliniyor. Bursa’da daima ipek ile birlikte anılan Koza Han, ipeğin dönemin ticareti üzerindeki izlerini günümüze taşıyor. Kentin en önemli üretim alanı ve geçim kaynağı ipeğin kumaşa dönüşen hikâyesi, dişi ipek böceğinin ölmeden önce bıraktığı 200 – 500 yumurta ile başlıyor. Yumurtadan çıkan ve dut yaprağı ile beslendikçe hızla büyüyen tırtıllar, boyları 7 – 8 cm olunca yemeyi bırakarak incecik ipek liften kozalar örüyorlar. Bu kozaların kaynatılmasından sonra elle ya da makinelerle çözülerek elde edilen ipliklerin tezgâhlarda dokunmasıyla, liflerin kraliçesi ipek ortaya çıkıyor.

Karagöz, Engin Çakır
Karagöz

11 – Karagöz: Dünyanın tanıdığı Karagöz de, Bursa’nın simgelerinden. Bu konuda bilinen rivayetler arasında en çok demirci ustası Kambur Bali Çelebi ve duvarcı ustası Hacı İvaz ile ilgili olan anlatılıyor. “Bursa’da Orhan Cami inşaatında çalışan bu iki usta, aralarındaki şakalaşmalar ile işçileri meşgul ederek caminin inşaatını gecikmesine neden olur. Bunu duyan padişah onları idam ettirir. Daha sonra pişman olan padişahın üzüntüsünü gidermek için, günümüzdeki Karagöz perdesine de adını veren Şeyh Küşteri, Karagöz ve Hacivat’ın deriden tasvirlerini yapar. Arkasına ışık koyduğu perdenin önünde figürleri oynatır, onların konuşmalarını canlandırır.” Karagöz ve Hacivat’ın gerçekten yaşayıp yaşamadığı konusu hala efsane olarak konuşulsa da, yüzlerce yıldır Bursa ile özdeşleşen gölge oyunu sanatının yaşatıldığı Çekirge’deki Karagöz Evi Müzesi’nin karşısında, Bursalı olduğu bilinen Karagöz’e ait bir anıt mezar bulunuyor.

Kılıç Kalkan, BBB arşivi
Kılıç Kalkan

12 – Kılıç Kalkan: Dünyada müziksiz yapılan tek dans olarak da bilinen Kılıç Kalkan, 700 yıla yakın bir süredir ilk günkü figürlerine sadık kalınarak oynanıyor. Orhan Gazi döneminde kurulan ordunun savaş talimlerinden esinlenerek yapılan danstaki 6 figürün her biri ayrı bir ritim ve anlam taşıyor. Aksesuarları, kostümleri tüm detayları ile göz dolduran Bursa doğumlu bu oyun, yalnızca kılıç ve kalkan sesleri eşliğinde oynanması ile de diğer halk oyunlarından ayrılıyor. Bursa’nın bilinen en eski Kılıç Kalkan takımının kurucuları Mustafa Tahtakıran ve Mehmet Tutal’ın çalışmaları ile gelişen bu özel oyun, 1956 yılından beri “Bursa Kılıç Kalkan Halk Oyunları Derneği” adıyla yaşatılıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin kent logosuna girmiş ilk ve tek halk oyunu figürü olması, Kılıç Kalkan’ın Bursa’nın en önemli simgelerinden biri olduğunu kanıtlıyor.

Bursa Yöresi, Bursa Büyükşehir Belediyesi arşivi
Bursa Yöresi

13 – Bursa Halk Oyunu:  Bursa’ya has geleneksel halk oyunları arasında, Uludağ Türkmen Oyunları ve Rumeli Halk Oyunları da yer alıyor. Ekip oyunu özelliği taşıyan Bursa Yöresi’nin halk oyunlarında, el ve kol bağlantıları yerine zil ya da kaşık gibi ritim aletleri kullanılıyor. Bursa’nın halk oyunları, kentin geçmişindeki farklı yörelerden gelen göçmenlerin oluşturduğu zengin kültürel çeşitliliklerin ve farklı yaşam tarzlarının geleneksel oyunlara yansıması ile renkleniyor.

Lodos, Aykut Güngör
Lodos

14 – Lodos: Eski Bursalılara göre “Kara kor gibi, insana kar gibi” gelen Bursa lodosu, kentin sembollerinden biri. Küçük aralıklarla, sert ama ılık esen Bursa lodosu yaz kış dinlemiyor. Balıkçıların “gözü yaşlıdır, ardından yağmur gelir” dediği Bursa lodosundan Bursa’nın bu kadar çok etkilenmesinin sebebi ise Uludağ. Adı Bursa ile birlikte anılan lodosun şiddetine engel olunamasa da, ardından gelebilecek yangın ve benzeri felaketlerin önüne geçebilmek için yapılan uyarıları göz ardı etmemek gerekiyor.

Mehteran, Aykut Güngör
Mehteran

15 – Mehteran: İlk kez Bursa’nın fethedildiği 1326 yılında kurulan Bursa Mehterhanesi, Yeniçeri Ocağı’nın kapatıldığı 1826 yılına kadar etkinliğini sürdürdü. 1963 yılında Muharip Gaziler Derneği tarafından kısa süreli olarak yeniden kurulan Mehteran, en son 1991 yılında Bursa Musiki ve Halk Oyunları Derneği bünyesinde yeniden oluşturularak günümüzdeki etkin halini aldı. Mehter müziği yalnızca bize özgü bir müzik türü olmasının yanında, dünyaca ünlü müzisyenlere ilham kaynağı oldu. Dünyanın en eski askeri bandosu olarak da bilinen Bursa Mehter Takımı, katıldığı yurt içi ve yurt dışı organizasyonların yanı sıra, Bursa’da her hafta gösteriler düzenliyor.

Bursa Kumaşı, Engin Çakır
Bursa Kumaşı

16 – Bursa Kumaşları: 15. yüzyılda Bursa’da başlayan dokuma sanatı, bulunmaz Bursa kumaşlarını da beraberinde getirdi. Sarayda, giyim, döşeme, kaftan, cepken hatta bohçalarda tercih edilen Bursa kumaşları, Avrupalı aristokratların da ilgisini çekerek zamanla kiliselerde bile kullanılır hale geldi. Güç ve zenginliğin sembolü olarak kabul edilen ipekli kumaşlar renklerine, desenlerine, dokundukları yerlere veya dokuma tekniklerine göre de adlandırılabiliyor.

Fotoğraflar: Bursa Büyükşehir Belediyesi arşivi, Aykut Güngör, Engin Çakır

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu