Çocukların gözüyle sevgi

Daha doğar doğmaz başlar çocukta sevme ve sevilme isteği, bunu da ömür boyunca devam ettirir. Bazen bunu direk olarak gösterir bazen de bizim anlamamızı ister. Psikoloji dünyasında çok önemli bir yeri olan Maslow insanın ihtiyaçları hiyerarşisinde sevgiyi çok önemli bir yere yerleştirmiştir.

Maslow’un hiyerarşisine göre nefes alan, karnını doyuran ve kendisini güvende hissetmek için barınmaya başlayan insan için temel ihtiyaç sevgi görmedir. Bu insanın hayatta kalma mücadelesinde elde etmesi gereken ilk psikolojik ihtiyaçtır. Ağladığında annenin yanına gelmesi, onu kucağına alması bağlanmanın ilk adımlarıdır. Sonrasında aile ilişkileri şekillenir, baba ve kardeşler bu dinamiklere ortak olur. Fakat sevgi arayışı hep devam eder insanın. Aileye yeni bir bebek gelir, anne babanın sevgisi kıskanılır, sevilmeme korkusu artar, büyüyünce sınıfa yeni bir öğrenci gelir, öğretmenin onu sevmesi-takdir etmesi kıskanılır, sevilmeme korkusu yine tetiklenir, evlenince eşin uzaklaşması, iş yerinde takdir görememe korkusu derken hemen her dönem sevilmeme tehlikesi bizi takip eder.

Peki, çocuklarımızın kendisini değerli hissetmesi, sevildiklerini görmeleri için neler yapılabilir:

Her çocuğun istek biçimine göre sevgiyi belirtmek önemlidir. İşitsel çocuklara bol bol “seni seviyorum, iyi ki varsın” demek, dokunsal çocuklara sık sık sarılmak, görsel çocuklarla birlikte fotoğraf çektirmek…

Çocukların gözüyle sevgi
Fotoğraf: Engin Çakır
  • En güzel anılarınızı çevrenizle paylaşırken çocuğunuzla bunu paylaşmanın hazzına bizzat değinmek.
  • Okula gidemediğinde öğretmen ya da arkadaşlarından rica edip, çocuğunuzu aramalarını istemek.
  • Sık sık onun eşsizliğini vurgulamak (iyi ki sen benim oğlum-kızım olmuşsun gibi)
  • Evde onun görebileceği yerlere küçük notlar hazırlamak, sürpriz notlarla onu şaşırtmak.
  • Onun için önemli günleri hatırlamak.
  • Anne-çocuk, baba-çocuk özel zamanları geçirmek (haftada bir gün 1 saat yeterlidir), bu sürede onun sevdiği etkinlikleri yapmak.
  • Hatalarında “ben söylemiştim” demek yerine “seni seviyorum ve yanındayım” demek.
  • Onun sevdikleriyle bizim sevdiklerimizi karıştırmamak (tenisi seveceksin, ıspanak yiyeceksin, gibi)
  • Aile oyunlarına yer vermek.
  • Onun için özel adımlar attığınızı göstermek (bu yemeği sen seviyorsun diye pişirdim gibi)
  • Uzaktayken özlediğiniz söylemek ama ayrı bir birey olması için uzaklaşmasına izin vermek (okul gezileri, akrabada-arkadaşında gece kalma gibi)

Bu kadar ilgiye karşın çocuğunuzu hala arayış içinde olabilir. Çocuğunuz sevilmediğini hissettiğinde vereceği bedensel-ruhsal (ağlama, uzaklaşma, karın ağrısı vb.) tepkileri çok önemlidir. Bu süreçte psikolojik destek almak onun kendisini değerli hissetmesine ve tepkileri karşısında ailesinin duyarlı olduğunu görmesine sebep olur.

Hep sevmeniz ve sevilmeniz dileğiyle…

Ayşegül Alkış
Yazı: Ayşegül Alkış
Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu