Dergi Bursa Aralık 2017 - Sayı 46
37 tiyatro sanatçısı da Bursa’daki Rum ve Ermeni cemaatinden yetişmişti. 19. yüzyılda Bursa’da üç tiyatro bulunuyordu ve bu tiyatrolarda her yıl sayısız oyunlar oynanmaktaydı. Tiyatro sanatçıları da tamamen Rum ve Ermeni sanatçıların elindeydi. Özellikle de Ermenilerin. Bunlardan da en önemlisi Harutyan Aleksanyan’dı. 1878 yılında tiyatroya başlayan sanatçı, Bursa’nın ünlü tiyatro gurubu olan Fasulyacıyan ve Minakyan gurubunda çalıştı. Ancak Bursa’da yetişen gayrimüslim sanatçıların en ünlüsü kuşkusuz Bimen Şen’di. Bursalı Ermeni asıllı ünlü yorumcu ve besteci olan Şen, 1871 veya 1873 yılında Bursa’da doğdu. Kazpar Dergazaryan adlı bir Ermeni rahibin oğluydu. Babası, annesi ve kardeşi de saz çalardı. Bursa’da Surp Astvadzadzin Kilisesi’nde güzel sesiyle dikkat çekince, daha 8 yaşında iken kilisede ilahiler okumaya başladı. Şen’in ilahi okuduğu günler, çok sayıda dinleyici gelmekteydi. Dinleyiciler arasında hafızlar bile who grew up in Bursa is one of the fine examples. Like all Armenians of Bursa, he spoke Turkish and wrote all his poems in Turkish. His poem on the villages of Bursa is especially very famous. Whereas the poems written by many Turkish poets at the time were written in dense Ottoman, one can see all the subtleties of the Turkish language in this poem by an Armenian origin poet from Bursa. We would like to end our article with this interesting poem: “She glanced at me once at Mount Ahı, I was burned down, finished. Shot dwon at Kurşunlu, went to Cerrah. Heard the fame of her dimple at Hançerli. Oh men of the village, I lost my lover. I sought for Maskara, they told me to go to Baraklı. When I was sent away from Kirazlı, they told me to go to Dudaklı. They said, oh how bad, it was in Tuzaklı. Oh men of the village, I lost my lover. I sounded her out, she said she is from Dürdane. When I looked at her neck, it had a beauty spot. Her wiles were swell indeed. Oh men of the village, I lost my lover. bulunurdu. Bir gün kendisini Hacı Arif Bey dinledi ve sesini çok beğendi. Daha sonra Hacı Arif Bey’in önerisiyle İstanbul’a gitti. Burada Hagopos Kıllıyan ve Lemi Atlı’dan ders aldı. Çok sayıda plak yaptı ve sattı. Gazinolarda yıllarca solistlik yaptı, konserler verdi. Atatürk kendisini dinledi. Çok sayıda bulunan bestelerinden en ünlüsü, “Yüzüm Şen” adlı hüzzam bestesiydi. “Şen” soyadı da, bu şarkı nedeniyle verilmişti. Şen’in 600-800 arasında bestesi bulunduğu söylenmektedir. Bestekârın 221 notalı şarkısı, Şamlı İskender tarafından eski harflerle basıldı. Bursa’da yaşayan gayrimüslimlerin büyük bölümünün konuşma dili Türkçe idi. Hatta kültür dili bile. İşte Bursa’da yetişişmiş en ünlü şair ve müzisyenlerden Agop/Hagops Efendi bunun en güzel örneğidir. Tüm Bursalı Ermeniler gibi Türkçe konuştuğu için şiirlerini de Türkçe yazıyordu. Özellikle Bursa köylerine ilişkin şiiri çok ünlüdür. O tarihlerde, Türk kimliğini taşıyan bir çok şairinin yazdığı şiirler, ne o zaman ne de bugün halkın anlayamayacağı ağdalı Osmanlıca ile yazılırken, Ermeni asıllı Bursalı şairin yazdığı bu şiirde, Türk dilinin tüm inceliklerini ve nüktelerini görmeniz mümkündür. Yazımızı, işte bu ilginç şiiri okuyarak kapatmak istiyoruz: “Ahı Dağ’nda bana bir baktı, yaktı bittim. Kurşunlu’da urulup, Cerrah’a gittim. Gamzesinin vasfını, Hançerli’de işittim. Aman köylü dayeler, ben yarimi kaybettim. Maskara’yı aradım, Baraklı’da dediler. Kirazlı’dan sürünce, Dudaklı’da dediler. Yazık olmuş Tutulmuş, Tuzaklı’da dediler. Aman köylü dayeler, ben yarimi kaybettim. Ağzını bir yokladım, Dürdaneliyem dedi. Gerdanına bakınca, Benli idi mevlidi. Cilvesi, can yakması amma Yaman’lı idi. Aman köylü dayeler, ben yarimi kaybettim.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=