Dergi Bursa / Ocak - Şubat 2018 / Sayı 47

32 bakış açısı point of view yolculuk eden, Avrupa’da generallerle yemekte bulunan, Asya’da beylerle pilav yiyen, sarayları gören, boğazda bir kayıkla süzülüp geçen bir insan, Anadolu’nun her yöresini gördükten sonra, Keşiş Dağı’nın doruğunda bir çubuk içmeden dönerse, yerlilerce, hiçbir şey görmemiş demektir” cümlesiyle Bursalıların dağa olan sevgisini anlatır. • Marie de Launay, Keşiş Dağı’nın hikâyesini şu satırlarla anlatır; “Bithynia Hükümeti’nin Sultanı olan Prusias’ın devrinde, Yunan ve Roma tarihçileri Olimpos veya Mysie Olimpos’u olarak anmışlardır. Ancak Bithynia Olimpos’u demek daha uygun olur. Keşiş Dağı adı ise bu dağı diğer Olimpos dağlarından net bir şekilde ayırmaktadır. Bu dağın, önceleri tanrıların barındığı yer olduğu ve Zeus’un karakaşlı yağmur tanrısının, bulutları toplayarak yıldırım yaptığına inanılırdı. Bu tanrıların burada bir tapınak yaptırdığı da söylenir.” (Brusa ve Civarı, İstanbul, 1298/1880- 81) • Bursa’nın fethinden sonra padişahın görevlendirdiği Bursalı Buzcu Beyleri yüzlerce yıl boyunca Osmanlı sarayına Uludağ Ulubuzluk’tan kestikleri kar ve buzu taşırlar. • Sarayın aşşabları (Bitki alimleri) üçüncü cemrenin düşmesiyle birlikte şifalı bitki toplamak için Keşiş Dağı yollarına düşerler. • Kereste ticareti bölge ekonomisinin temelidir. Keşiş Dağı’ndan indirilen ağaçlarla Osmanlı tersanelerinde Marmara kancabaşları, kalyonlar inşa edilir. Fırınların, dokumacıların, hanelerin ihtiyacı olan odunlar Sultan Orhan’ın eşi Nilüfer Hatun’un adını taşıyan nehir yoluyla indirilir Bursa’ya. • Uludağ bitki çeşitliliği nedeniyle yerli ve yabancı birçok botanik araştırmacısının dikkatini çeker. 1870 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de Macarlı Dr. Abdullah Bey (Dr. Karl Eduard Hammerschmidt) tarafından kurulan Doğa Tarihi Müzesi’nde Bursa yakınlarından ve Uludağ’dan toplanan yaklaşık 300 türe ait 1000 bitki örneği koleksiyonu yer alıyordu. Dr. Abdullah Bey, Doğa Tarihi Müzesi’nde Uludağ alpin bölge bitkileri ve Bursa civarından toplanmış bitkileri yeni bir metoda göre düzenleyerek 20 camlı tabloda sergilemiş ve bu metot, 1867 Paris Uluslararası Sergisi’nde bronz madalya ile ödüllendirilmişti. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda Uludağ florasını 171’i endemik olmak üzere 1320 bitki türünün oluşturduğu belirlendi. • Bizans ve Osmanlı’nın Keşiş Dağı, fetihten 599 yıl sonra, 24 Eylül 1925 tarihinde Bursa ve İstanbul Vilayetleri Coğrafya Komisyonları’nın birlikte gerçekleştirdikleri 10 günlük gezi sonrası Dr. Osman Şevki Bey’in önerisiyle “Uludağ” adını aldı. Kaynak: Serdar Kuşku

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=