Dergi Bursa / Ocak - Şubat 2018 / Sayı 47
41 Beşevler 1877’de gerçekleşen Osmanlı Rus Savaşı’na uzanan bir hikâyesi var Beşevler’in. Savaşın ardından Kafkaslar’dan Bursa’ya toplu göçler yaşanmış. Semtin söylencesi de bu dönemde yaşananlara dayanıyor. Anlatılanlara göre göçler sırasında Bulgaristan’ın Köstendil Kasabası’ndan gelen hane reisleri Osmanoğlu İbrahim, Yusuf, Veli, Mustafa ve Ömer olan 5 aile bu bölgeye yerleşiyor. Hükümetin haberi olmadan evlerini, düzenlerini kurup bu şekilde 3 yıl yaşıyorlar. 3 yıl sonra durumdan haberdar olan yetkililer olayı dönemin valisine taşıyorlar. Valinin oluruyla 5 hane hem burada yaşamaya devam etme izni alıyorlar hem de bölgeye bir isim vermiş oluyorlar. Dağyenice Bursa’nın fethi sırasında, Çalı yakınlarındaki bir tepede şehit düştüğü anlatılan bir er varmış. Bu er bugün hala adı anılan, türbesine dualar edilen, hatırasına etkinlikler düzenlenen Fırla Dede’ymiş. Buranın yerlilerinin her yıl belli dönemde şenliklerle, yemek davetleriyle andığı Fırla Dede, Horosan üzerinden Anadolu’ya gelmiş bir savaşçı aynı zamanda köyün kurucusuymuş. Rivayete göre Fırla Dede yaralı olduğu halde, tepeye çıkarak, bugün türbesinin bulunduğu noktada şehit olmuş. Misi Heredot’a göre M.Ö. 2000 sonlarında Trakya’dan Anadolu’ya geçen ve dünya tarihinde ilk kez Batı’dan Doğu’ya göç eden kavim olarak nam salan Mysialıların kurduğu 3 yerleşim yerinden biriymiş Misi. Hatta Misi’deki manastırda toplanıp 3 kez yazılmış olan İncil’in ruhu araştırılmış, İncil üzerine tartışmalar yapılmış. Bu bilgilere dayanarak, bazı araştırmacılar Misi’deki bu manastırda, bu İncil’in bir parçasının gömülü olduğunu söylüyor. Maksem Eski Bursa’nın eski mahallelerinden biri Maksem. Adı ise barındırdığı, su taksim etmeye yarayan “Su Maksemi”nden geliyor. Eski Bursa’nın en yüksek yerinde bulunan bu bölgede yer alan cadde de, cami de, meydan da hala bu isimle anılıyor. Anlatılanlara göre Uludağ’dan gelen kaynak suları, ilk olarak Maksem’de toplanır ve şehrin diğer semtlerine dağıtılırmış. Arabayatağı 93 Harbi göçmenlerinin kurduğu Arabayatağı Mahallesi, adı üzerinde bir hikâyeye sahip. Eskiden köy olan bu mahallede önceleri İnegöl’den ve Yenişehir’den gelen arabalar mola verirlermiş. Böylece çok sayıda arabanın bir arada bulunduğu semtin adı Arabayatağı olarak anılmaya başlamış. Adını da anılarını da koruyan semt aslında Bursa’nın en eski otoparkıymış. Namazgah Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde orduların savaşa giderken zafer, dönüşte ise şükür namazı kıldığı bir yer Namazgah. Adını da tabi ki buradan alıyor. Kara Timurtaş Bey’in oğlu, Bursalı Komutan Umur Bey tarafından, Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde, 1400’lü yılların başında yaptırmış. Burası aynı zamanda, Türkiye’de, açık “namazgah” olarak inşa edilmiş ilk yer. İhsaniye Osmanlı-Rus Harbi yıllarından kalan bir söylenceye dayanıyor İhsaniye. Anlatılanlara göre Karaman ve Fethiye köyleri arasında kalan bu bölge, savaş Gölyazı Abundant with myths and legends everywhere, including its surrounding lake and plane tree at the gates, Gölyazı has a mythical history also in terms of its foundation. According to the legend, Gölyazı, a former plain, is the creation of a king who did not marry his daughter off to the king of the region where modern-day Mustafakemalpaşa is located. The father king built “Maiden Island” in order to hide his daughter from the raving suitor. Having learnt about this deed, the evil suitor turned the direction of Kirmasti Stream towards the plain. Thereupon, the plain submerged and Lake Uluabat was formed. The beautiful daughter god drowned in the flood. The father interred his unfortunate daughter on Maiden Island. Beşevler The story of Beşevler (literally, ‘five houses’) dates back to Russo-Turkish War of 1877. In the wake of the war, there were mass migrations from Caucasians to Bursa. The myth about district is based on this period. According to the legend, during migrations families from Kyustendil, Bulgaria with household heads named Osmanoğlu Ibrahim, Yusuf, Veli, Mustafa and Ömer settle in the area. They built houses and settle in the area for 3 years and the government is not aware of their presence. At the end of 3 years, the authorities find about them and ask the governor for advice. Upon the permit by governor, the five families are allowed to live in the area, which is named after them since then. Dağyenice During conquest of Bursa, a private is believed to have fallen martyr on a hill near Çalı. This private was Fırla Dede, who is still revered today with prayers and commemorative activities at his mausoleum. The locals commemorate Fırla Dede every year through feasts and banquets. He was actually a warrior who came to Anatolia from Khorasan and the founder of the village. Legend has it that Fırla Dede, wounded, climbed up the hill where he passed away and his tomb is located today. Misi According to Herodotus, Misi was one of the 3 settlements founded by Mysians who are known as the first tribe to migrate from West to East in history thanks to their voyage from Thrace to Anatolia towards the end of 2000 BC. Later on, congregations met in Misi Monastery three times in order to analyze the spirit of a Bible and discuss it. Pursuant to this information, certain researchers assert that a piece of this Bible is still buried in the monastery. Maksem Maksem (literally, ‘water divider’) is one of oldest neighborhoods in Bursa. It is named after ‘water dividers’ used for distributing water. The area was located on the highest section of Old Bursa; today, the avenue, mosque and square therein are still called with the same name. According to legend, the spring waters from Uludağ were collected in Maksem for distribution to other districts in the city. Arabayatağı Arabayatağı (literally, ‘cart bed’) is founded by migrants of Russo- Turkish War in 1877-78. The neighborhood was once a village where the carts coming from İnegöl and Yenişehir stopped by. In the course of time, locals began to call it Arabayatağı due to abundance of parking carts. The district, which still preserves its name and memories, is actually the earliest parking lot in Bursa. Namazgah Namazgah (literally, ‘prayer place’) is where Ottoman army performed prayers for victory on their way to and for gratitude on their way from war in early days. The district is evidently named after this ritual. It was built by Setbaşı
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=