Dergi Bursa / Mayıs - Haziran 2018 / Sayı 49

33 atıyorken yine dayanamayıp iyice doysun diye kendi nasibi olanları da leyleğe vermeye başlıyor bir süre sonra. Leyleğimizde pek nazlı havada kapamadığı balıkları düşse de kayığın içinden yemiyor. İlla ki Adem Amca’nın elinden çıkacak o. Tabi Adem Amca da söyleniyor: “Sen de amma nazlısın, n’olcak önüne düşenleri de yesen…’’ Muhteşem bir fonda, gün doğumunun o taze ışığında bu hikâyeyi ölümsüzleştirmek de bana düşmüştü haliyle. Büyük bir keyifle fotoğraf çekmeye başladım. O heyecanı hiç unutmuyorum. İçim içime sığmıyordu. Bu ikilinin çok konuşulacağını tahmin etmiştim lakin bu kadarını elbette beklemiyordum. Ertesi gün bu olayı haber metnine çevirip çektiğim fotoğraflarla birlikte basına servis ettim ve kartopu misali büyümeye başladı hikâye. Gazeteler manşetten yer verdi. Televizyonlar ana haber bültenlerine konu etti. Neredeyse tamamı “La Fontaine Masalları gerçek oldu’’ başlığını kullanmıştı. Hakikaten de öyleydi. Bu öyle tesadüfî bir olay değildi çünkü. Her yıl mart ayı gibi ülkemize ulaşıyor bu leylek. Yuvasına geliyor ve gerekli tadilatını yapıyor. Tüm bunlarla uğraşırken Adem Amcayı da unutmuyor hiç. Onun iyi niyetini ve zarar gelmeyeceğini biliyor. Bir de aç kalırsa ondan yem bulabileceğini. Ve sabahları onun kayığına konarak nasibini arıyor. Ağustos’a kadar yavrularını büyütüyor ve bunda Adem Amca’nın katkısı büyük oluyor. Yavruları varken iki katı fazla balık yiyormuş çünkü. Yaren, Ağustos biterken köyü terk ederek Afrika’nın en güneyine dek süren zorlu göçünü gerçekleştiriyor. Mevsimler değişiyor, köy sessizleşiyor. Leyleğimiz aylarca sürecek gurbette sürekli kanat çırpıyor ve yeni It was my share to immortali- ze this story in the fresh light of the dawning day. I started taking pictures with great joy. I can never forget that exci- tement. I could not contain myself. I could guess that these two would be talked about qu- ite a bit, but of course I wasn’t expecting this. The next day I wrote the article for this incident and sent it out to the press after which it snowballed out of control. The newspapers headlined it. It was on the main news bulletin of all TV channels. Almost all had used the title, “La Fontaine Fables have become reality’’. Indeed, it was so. Because this was not a coincidence. This stork reaches our country every year around March. It reac- hes its home and makes the necessary repairs. It does not forget Uncle Adem while doing so. It knows of his goodwill and that he will never harm it. And that it can get food from him when it is hungry. And so it seeks its share every morning on the side of his boat. It raises its offspring until August and Uncle Adem helps it during this time period. Because it eats twice as much fish when it has offspring. Yaren leaves the village towards the end of August for a difficult trip to southern Africa. Seasons change, the village gets quieter. Our stork flies for months and struggles to rema- in alive until it is summer in tho- se new lands. After 8 months, it returns to its village. It finds its home and greets Uncle Adem; the story starts anew every summer for 7 years… Who knows how many count- ries you flew over and how many incidents you experien- ced. What views you had while flying and witnessed what kind of natural incidents. Rains, storms… But you never forgot Uncle Adem, your friend in Karacabey. And you find him and his boat every year. What a love…

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=