Dergi Bursa / Mayıs - Haziran 2018 / Sayı 49
39 Zorlukları nelerdi pastaneciliğin? İlk zamanlarda iş güç yoktu. Poğaça yapıyorduk, 3 yumru 5 yumru, satılmıyor. Durum perişan. Hanımın desteğini istedim, sağ olsun ziynet eşyalarını verdi. Gittim, onları bozdurdum Kapalıçarşı’da. O parayla geldim borçları ödedim. Paramız olduğu kadar un alıyoruz, şeker alıyoruz, ayakta kalmaya çalışıyoruz. Durum kötü yine de, ülke de bir darboğazda, imalat yapmak bir çılgınlık. Elimizdeki parayla dükkanı döndürmeye çalışıyoruz ama hammadde fiyatları yetişilir gibi değil. Sonunda, pastaneyi satalım dedik, 60 bin liraya satılığa çıkardık, birisi geldi baktı ama kimse almadı. Öyle borçla harçla mücadele ederek bahara çıktık. Çıkış noktası ne oldu? Bir tane dondurma makinemiz vardı, mayıs ayında dondurma satışına başladık. Dondurmayla birlikte işler yavaş yavaş yükselmeye başladı. Bir gün bir alıcı çıktı, 185 bin teklif etti. Ali’ye sordum tekrar, “Satma, işler düzelir” dedi. Satmadım. İşler hızlanmaya devam etti. Dondurma bizim keşfedilme hikayemiz oldu. Sonra bir gün amcam geldi, meğer amcamla babam 200 bine satışa anlaşmışlar ama babam borç harçla yaptığından ödeme yapamamış o zaman... Amcamın alacağını Ali ile ortak olup düzenledik, taksitlendirdik, anlaştık. Uzay pastanesinin Ali Birgül- Nizamettin Erol ortaklığı da böyle başladı. Bursalının damak tadını yakından bilen birisi olarak sizce Bursa’nın vazgeçilmez tatlısı nedir? Bursa’nın tek bir tatlısı vardır. Kestane şekerini saymıyorum. Bir tek Kemalpaşa tatlısı. Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde küçük süthanelerde üretilirdi. Bugün her yerde yapılıyor ama o günlerin lezzetinin tadı damağımda. O zamanlar pastanelerde ne yenilir içilirdi? Hiçbir şey yoktu o zamanlar. Epey öncülük yaptık diyebilirim pastane kültürüne. Mesela Kafkas çok eski pastanedir, çok güzeldir, ama o da kestane şekeriyle bilindi hep. Bursa’da Uzay Pastanesi’ne gelen hangi pastayı yemeli, mutlaka yemesi gereken pasta nedir? Bir dilim Babaroski ile limonata derim. Babaroski Uzay’ın özel pastasıdır. Ta dedemden kalma bir tarif, dedemin Polonya yıllarından, adı da oralardan geliyor zaten. 1980’lerde Ali onun reçetesini elden geçirerek ilk Babaroski’yi yaptı. 90’larda ise bugün hala bizimle olan şefimiz Ali Muslu bugünkü Babaroski’yi hazırladı. Bursaya ilk geldiğiniz yıllarda insanların dışarıda yeme alışkanlığı var mıydı? Yoktu. Öyle yemeğe falan çıkılmazdı. Kahvaltıya gidelim falan, öyle bir kültür yoktu Bursa’da. Üniversitelerin, büyük fabrikaların, öğrencilerin gelmesiyle sonradan zamanla oluştu o kültür. Peki Uzay Pastanesi’nin hedefi nedir? Nasıl bir yolda ilerliyor sizce? Bu soruya verilecek cevabın ucu açık. Devamlı ilerliyoruz. Birçok farklı hizmet dalımız var, ürün ve Ar-Ge olarak çalışmaların sonu gelmiyor. Artık kapasitemiz ne olur nereye varır gençler bakacak o işlere... İlk başladığınızda Uzay Pastanesi’nin bugünlere geleceğini tahmin ediyor muydunuz? Hiç düşünmüyordum doğrusu. Çünkü o zaman öyle bir ufkumuz yoktu. O ufkumuzu bizim rahmetli Ali açtı. Şimdi bunları ikinci kuşağa devrettik çok şükür. Uzay Pastanesi’nin ufkunun sonu yok, yeni nesillerle ilerledikçe ilerleyecek inşallah, öyle görüyorum. Samimi cevaplarınız için teşekkürler. Ben teşekkür ederim. Keyifli ve benim için nostaljik bir sohbet oldu. Nizamettin Erol ve kızı Hanife Yeşil
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=