Dergi Bursa / EYLÜL 2018 / Sayı 50

69 hiç kaybetmemiş de bir isim… Özellikle annesinin hastalığından sonra iyice yoksullaşmış… Üvey abisinin ona bir tiyatro grubunda bulduğu işe girene kadar da talihi pek iç açıcı değilmiş. Tiyatro grubu Amerika turnesine çıkmış ve turne sırasında keşfedilmiş. Keşfedilmesinin ardından altmıştan fazla kısa filmde oynayarak yeni gelişmekte olan sinemanın da etkisiyle dünya çapında görülmemiş bir üne kavuşmuş Şarlo… Daha sonra uzun metraj filmlerde boy göstererek United Artists film şirketinin ortağı olmuş. Bu dönem belki de en verimli dönemiydi: Altına Hücum, Şehir Işıkları, Büyük Diktatör, Asri Zamanlar, Sirk ve Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı. Yaptığı her şeyi akıl süzgecinden geçirerek yapıyordu. Filmlerinde döneminin koşulları için imkânsız sayılabilecek mizansenlere yer verdi. Koreografiler ve akrobatik hareketler dahi yer adlı filmlerde. Komedi sinemasının bütün örneklerini sunarken tüm niteliklerini de koyu bir muhafazakârlıkla koruyordu. Heyecandan uzak, durağan sahnelerde ise dramatik öğeleri ön plana çıkartıyor, popülist yaklaşımlara, hiçbir zaman kaçmıyordu. Benimsemediği bazı yönetmenlik ilkelerine ve teknolojiye yönelik ağır eleştirilerini ise yine bu komedi tarzının içinde eritmeyi başarıyordu. Seyircisine siyah beyaz filmlerin esrarengiz tadında sessiz sessiz ulaşıyordu. Zaten başarısı da yine bundan kaynaklanıyordu. Seyircisine en doğru mesajları, en yalın şekliyle iletmeyi çok iyi biliyordu. Hayatının karakteri, kendi yarattığı modern palyaço in more than sixty short films and attained peerless fame on the entire world thanks to gigantic influence of cinema at the time… Later on, he appeared in feature films and became a partner to United Artists Company. This was his golden age and he created masterpieces such as Gold Rush, City Lights, The Great Dictator, Modern Times, The Circus and Limelight. All his works were based on reason. He allowed for mise-en-scenes that looked impossible for the time. He even included choreographies and acrobatic moves in movies. He presented all examples of comedies, but preserved all his qualities. He highlighted dramatic elements in unexciting, stable scenes, and never opted for populist approach. He included his heavy criticisms about certain director styles and technology in the same comedies. He reached audiences in silence through mysterious aura of black-and-white films. He owed his success to this style. He was competent at communicating the best messages in the simplest manner. His best modern clown character, the Tramp, aka Charlot, fascinated people in every country where his movies were screened. Only United States did not acknowledge Chaplin, since he was subject to a smearing

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=