Dergi Bursa / EYLÜL 2018 / Sayı 50

71 Özel Ödülü’nü almak için geri döndü. Takip eden sene City Lights isimli filmiyle bir kez daha Oscar kazandı. Hayatı boyunca unutulmaz pek çok başarısı oldu. 86 yaşında ise İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görüldü... Yaşadığı dönemde komediyi sirklerin ve müzikhollerin tekelinden kurtarıp, estetik bir film niteliğine çıkartmıştı. Yaptığı her film çok konuşuldu. Tarihte “Hitlerle dalga geçen adam” olarak bilindi. The Great Dictator filmindeki Hitler tiplemesi çoğu insan tarafından gerçek Hitler olarak algılandı. Hem oyunculuğu hem de kollarını sıvadığı anlatım dolu yönetmenliği olağanüstüydü. Onu pek sevmeyen ABD basını bile hakkında, “Dünyada Peygamber İsa’dan daha çok tanınan insan” diye bahsediyordu. Şarlo’yu aramızdan biriymişçesine sevmemizin pek çok nedeni vardı. O bir “Türk” dostuydu. Özellikle Türkiye’de yayınlanacak bir radyo programında anlattıkları ilginçti ve Türkiye’de etki gösterecekti. 1943 yılında Amerika’nın Sesi Radyosu’ndan Türk halkına mesaj yolladı Chaplin… Chaplin’in sözlerini aktaran Ahmet Emin Yalman’ın gazetesi Vatan, 2 ay süreyle kapatıldı. Chaplin’in o günlerde çevirdiği Great Dictator filminde Hitler ile alay etmesi, bizim o günlerde izlemekte olduğumuz dış politikaya pek uymadığı için Yalman’ın başına bu iş gelmişti. Chaplin’in söz konusu mesajının son bölümü ise şöyleydi:“Hayatımda işittiğim en hoş hikâye, Nasrettin Hoca’nın ‘Eşek Hikâyesi’dir. Hikâye şudur: ‘Bir gün Hoca evinde oturup kahvesini içerken, komşusu gelir. Odun kesmek için ormana gideceğini söyler. Chaplin ended his message as below: “The funniest story I ever heard in my life is Story of Donkey by Nasreddin Hodja. It goes as follows: ‘Someday, Hodja was at home drinking coffee when a neighbor comes in. He says he will go to woods for cutting firewood and wants Hodja to lend the donkey. Hodja replies: I have no donkey here, my son took it to bazaar. (At that moment, donkey begins to hee-haw in the barn). ‘O Hodja,’ the neighbor yells! ‘Aren’t you ashamed of your beard? Why are you lying? Here donkey is.’ Whereupon, Hodja gets angry: ‘Look, who will you believe? Donkey or me?’” Chaplin was so well-equipped in his art that he was even aware of Nasreddin Hodja. He was funny enough to quote such story. Besides, he was close enough to send us a message through a story we all know… Indeed, neither Hodja nor Chaplin was wrong… Who are we to believe? Men or donkeys? Some movies by Ertem Eğilmez, featuring Kemal Sunal, apparently resembled Chaplin’s films in terms of screenplay and content. It is rumored that even the character Şaban was named after Charlot. The slaps by Şaban are similar to those by Tramp. The Kid and City Lights had very similar adaptations. Chaplin movies and Şaban character, their equivalent in Turkey, showed we could save the world from tyrannies and wars through power of cinema. Ertem Eğilmez and Kemal Sunal were special for they shared such a deep understanding… Tramp was ours as was Şaban. Creativity in his jokes and gests were funny for everyone. Color in black-and-white made him immortal. Each creative frame of his is imprinted in our memories. His life was a tragedy; but he was a metaphoric comic well aware of all!

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=