Dergi Bursa / KASIM 2018 / Sayı 51
71 Joan Miro Ferra, 1893’te Barselona’da dünyaya geldi. Doğduğu şehrin ruhunu üzerinde taşıyordu. Miro, ayrıntılara verdiği önemle hayata ve özellikle aklına taktığı nesnelere sıra dışı anlamlar katmış ve kendi tarzını yaratmış bir Katalan insanıydı. Sanat eğitimi almasına rağmen memur olarak hayata atılmış ama bunun yanlış bir yol olduğunu kısa sürede anlayarak kendisine huzuru sağlayan alana geri dönmüştü. Renklerin, biçimlerin ve en çok da ayrıntıların peşinde bir ömre, kaldığı yerden devam etmişti. Önceleri Van Gogh ve Cezanne’nin tarzlarından etkilenen Miro Paris’e gelerek kendisine önemli bir çevre edindi. Picasso ile olan etkileşimi yolunun daha da açılmasına sebep oldu. Ayrıca bu etkileşim Miro’nun sanatında farklı şekillendirmelerin oluşmasında etkili oldu. Paris’teki ilk sergisi 1925’te Galeri Pierre’de büyük bir sürrealist hareket olarak yankı buldu. İlk olarak Fovizm akımına yakın olan sanatçı gerçeküstücülüğe doğru hızlı bir devinime girdi. Hatta sürrealist bir yapıda olan çiftlik isimli resmiyle sürrealistlerin sergisine dahi katıldı. Bu akımların etkilerinde çalışmalar yürüten Miro, daha sonra kendi üslubunu daha da belirginleştirerek çizgisini ortaya koydu. New York, The Museum of Modern Arts’da ilk büyük retrospektif (geriye dönük) sergisini açtı. 1954’teki Venedik Bienali’nde grafik dalında büyük ödüle layık görüldü ve çalışması bir sonraki yıl Kassel’de yapılan ilk Documanta Fuarı’na dâhil edildi. 1958’de Paris UNESCO Binası’ndaki eseri ile Uluslararası Guggenheim Ödülü’nü aldı. 1960 yılında heykeltıraşlığa başladı. Miro’nun retrospektifleri, Paris, Musée National d’Art Moderne ve Grand Palais’de yer aldı. Resimlerinin ana çizgisini yan yana ama birbirinden bağımsız nesnelerin iletişimi oluşturdu. Joan Miro Ferra was born in 1893 in Barcelona. He carried spirit of the city of his birth with him. Miro was a Catalan individual who developed his own style by attributing extraordinary meanings to life and objects he set his mind on especially with the importance he gave to details. Even though he received an education in art, he started his professional life as a clerk but soon understood that this was not the right path for him and thus returned back to the discipline that gave him peace of mind. He continued from where he left off a life chasing colors, shapes and details. Miro was initially influenced by the styles of Van Gogh and Cezanne and made significant acquaintances after going to Paris. His interaction with Picasso opened more paths for him. This interaction was also effective in the formation of different shapes in Miro’s art. His first exhibition in Paris at the Gallery Pierre in 1925 found its reflections in an important surrealist movement. The artist was initially closer to Fauvism but rapidly transformed into surrealism. Indeed, he even participated in the exhibition of surrealists with a painting entitled as the Farm. Miro continued working under the influence of these art movements after which he developed a style of his own thereby putting forth a distinctive line. He opened his first retrospective exhibition in New York at The Museum of Modern Arts. He was awarded the grand prize at the 1954 Venice Biennial and his work was included in the first Documanta Fair held one year later at Kassel. He received the International Guggenheim Award in 1958 with his work on display at the Paris UNESCO Building. He started sculpting in 1960. Miro’s retrospective exhibitions took place at Paris, Musée National d’Art Moderne and Grand Palais. The interaction between independent objects pictured side by side made up the main line of his paintings. Deformed objects were in a state of close wildness. The objects were
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=