Dergi Bursa / OCAK 2019 / Sayı 52

71 koşula bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum çünkü çok güzelsin. (Yakışıklısın, başarılısın) Seni seviyorum çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki… Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki...” Toyotome, “Çünkü” türü sevginin “Eğer” türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. “Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan, ağır bir yük haline gelebilir. Zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz egomuzu okşayan hoş bir şeydir. Bu tür olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama aslına bakarsanız ‘Çünkü’ türü ‘Eğer’ türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki ‘Çünkü’ türü sevgi de yük getirir insana. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman sevenlerinin artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer. Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler. Sınıfının en güzel kızı yeni gelen kıza içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler.” “O zaman ‘Çünkü’ türü sevgide güven duygusu bulunabilir mi ?” diye soruyor Masumi. “ ‘Çünkü’ türü sevgi de gerçek ve sağlam sevgi olamaz” diyor. “Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var. Birincisi ‘Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz?’ korkusu... Tüm insanların iki yanı vardır. Biri dışa gösterdikleri öteki yalnızca kendilerinin bildiği… İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar. İkincisi de ‘Ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni more than this “if” kind of love. The “Because” kind of love Masumi defines this kind of love as follows: “In this kind of love the individual is loved because of something he owns or does. The love of another person depends on one’s essence or a condition. An example? I love you because you are very beautiful (handsome, successful). I love you because you are so popular, rich or famous… I love you because you give me security…” Toyotome indicates that the “Because” kind of love may be preferred over the “If” kind of love. Since the “If” kind of love is subject to a condition, over time it may become a heavy burden. It indeed flatters our ego to be loved for a quality that we have. This kind of love is being loved for who we are. People prefer being loved as they are. This kind of love is comforting since it throws no burden over their shoulders. However, if you examine it more closely you will see that the “Because” kind of love is actually no different than the “If” kind of love. Indeed, the “Because” kind of love also brings a burden with it. People always want to be loved by more people. They strive to increase the number of their fans. They get scared that those who love them will love others when one comes up with more qualities to be loved. Thus, one’s life is filled up with the burden of gaining more love as well as competition with others. The youngest daughter in the family resents at the newborn baby. The most beautiful girl in the classroom resents at a newcomer. The married woman resents at the young and beautiful secretary of her husband.” So, asks Masumi, “Can there be trust in the “Because” kind of love?” “The “Because” kind of love cannot also be a true and strong love. “There are two other reasons why this kind of love does not give trust. The first is the fear of the thought, ‘Am I the person that the one who loves me thinks

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=