Dergi Bursa / OCAK 2019 / Sayı 52

72 sevmezse?’ endişesidir.” Toyotome; “Toplumlardaki sevgilerin çoğu ‘Çünkü’ türünde. Bu tür sevgiler kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür” diyor. Peki o zaman gerçek sevginin güvenilebilecek sevginin özellikleri nedir? Ve işte sevgilerin en gerçeği… Tabi ki Masumi Toyotome’ye göre. “Rağmen” türü sevgi “Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için? “Eğer” türü sevgiden farklı bu tür. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için ‘Çünkü’ türü sevgi de değil. Bu üçüncü tür sevgide insan bir şey beklediği için değil bir şeyler eksik olmasına rağmen sevilir. Esmeralda Quasimodo’yu dünyanın en çirkin en korkunç kamburu olmasına rağmen sever. Asil yakışıklı zengin delikanlı da Esmeralda’ya Çingene olmasına rağmen âşıktır. Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir. Burada insanın iyi, çekici ya da zengin bir konum elde ederek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine rağmen olduğu gibi o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.” “Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur. Farkında olsanız da olmasanız da bu tür sevgi sizin için yiyecek içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı ya da senden daha önemlidir.” Haklı olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor Toyotome. “Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz; yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz? Kendi kendinize, ‘yaşamamın ne yararı var?’ diye sormaz mıydınız? Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmez miydi? O an yaşam size anlamsız gelmez miydi? Diyelim sıradan bir yaşamınız var. Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? Böyle insanlar ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da kendilerini iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.” “Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni “Rağmen” türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da bir gün bu sevgiyi bulacağınıza olan inancınızdır. Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var. Kimsede başkasına verecek fazlası yok. Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da aynı şeyi başkasından beklemektedir. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var? Açlığımızı biraz bastıracak kadar. Yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi. Bu minnacık tadım bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor bizi. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani nerede? Hepsi o. Dünyadaki en büyük kıtlık ‘Rağmen’ türü sevginin yeterince olmayışıdır. Hayatınızda ‘Rağmen’ sevdiğiniz kaç kişi var?” I am?”… All people have two sides. The first is the one they show others outside and the other is the one that only they are aware of… This results in the fear of the thought that we may be abandoned if people realize that we are actually not the person they think we are. The second is the anxiety of, “What if one day I change and people do not love me anymore?” Toyotome writes; “Many of the loves in the society are “Because” kinds of love. One always feels doubt regarding the permanence of this kind of love”. So, what are the characteristics of real love, the love that we can trust? And of course the most real of all kinds of love… Of course according to Masumi Toyotome. The “In spite” kind of love “Since it is unconditional and does not expect anything in return, this is different from the “If” kind of love. This is also different from the “Because” kind of love since it is not based on an attractive characteristic of the loved one. The individual is loved not because people expect something in return but in spite of what is missing. Esmeralda loves Quasimodo in spite of the fact that he is the ugliest hunchback in the world. The noble handsome young man loves Esmeralda in spite of the fact that she is a gypsy. One can be the ugliest, pettiest and the most miserable person in the world. But he/she may be loved in spite of all these. One does not need to be attractive or rich to win the love of others. He/she is loved in spite of his/her defects, ignorance, bad habits or bad past. He/ she can seem like a worthless person but is loved as if he/ she is the most valuable of all.” “This is the kind of love that the hearts crave for. Even though you may not be aware, love is more important to you than food, clothing, home, family, wealth, success or even yourself.” Toyotome invites you to a test to prove that he is right. ”Wouldn’t you lose your interest in food, clothing, home, family, wealth, success and fame if deep down in your heart you thought that no one in the world cared about you or loved you? Wouldn’t you be asking yourself what the ‘meaning of your life’ is? Just for once imagine that the person you are in love with suddenly understands that he/she loves you for his/ her own benefit. Wouldn’t your world crumble down upon you? Wouldn’t life be meaningless for you? Let us imagine that you have an ordinary life. You live day to day. How would you live your life if you had no hope of finding a real, deep and fulfilling love one day? Such people either fall into despair and commit suicide or ruin themselves completely and transform into living dead.” “The reason why you keep on living today is either the fact that you are actually living the “In spite of” love right now or your belief that one day you will do so. It is difficult to find a love in today’s society that is fulfilling for all. Because everyone needs love. No one has more to give to others. We expect people close to us to give us love. But they are also expecting the same from others. So, how much love is there in the world? Enough to quench our hunger. Just like the appetizers before a meal. This small appetizer agitates and encourages us towards a great hunger for love. This slightest taste tells us just how deep our need for love goes. We greedily wait for the main course to appease us. Where is it? That is all. The greatest famine in the world is the fact that there is not sufficient “In spite of” kind of love. How many people do you have in your life that you love “In spite of”? kitabi literary

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=