Dergi Bursa / EKM-KSM-ARLK 2019 / Sayı 55
6 editör notu editor’s note Bu ayki temamız inanmak. “İnanmak başarmanın yarısıdır” sözü hemen gözünüzde canlandı eminim, bu bir klasik. Hatta hemen ardından, “İnanırsan olur” denir. Peki ya her inandığımız olmuyorsa... Neden olmuyor acaba? Ama biz inanıp başaranların ne yaptığını konuşacağız. The theme of this month is believing. I am sure you are reminded of the saying, “Believe you can and you’re halfway there”, since this is a classic. Indeed, one adds right after, “You will succeed if you believe”. But what if everything we believe does not come true… I wonder why they don’t. But we will talk about what those who believed and succeeded do. “İnanmak başarmanın yarısıdır” diyen adam Theodore “Teddy” Roosevelt, 14 Eylül 1901 yılında, henüz 42 yaşındayken Amerika Birleşik Devletleri’nin 26. Başkanı oldu ve Amerikan tarihinin o döneme kadarki en genç devlet başkanıydı. 1906’da Nobel Barış Ödülü’nü aldı. Roosevelt için başarılı bir insan demek, yerinde bir tanımlama olabilir. Ama artık klasiğe dönmüş sözüne dikkatli bakılırsa inanmanın önemine vurgu yapıyor olsa da, esas dikkat çektiği kalan kısmıdır. Yani diğer yarısı. İnanmanın tek başına yeterli olmadığına dikkat çeker. İşin çok büyük bir bölümünü de çalışmak oluşturur çünkü. Buna eşlik edecek “doğru zaman ve doğru yer” formülünü de ekledik mi başarı kaçınılmaz olacaktır. Tabi ki bunu başaracak insanın kararlı, azimli ve sabırlı olması da diğer gereklilikler olarak kolayca sıralanabilir. Bir şeyi yapacağımıza gerçekten inandığımızda, aslında en önemli adımı atmış oluruz. İnandığımız zaman, daha da azimle hareket ederiz. Kendimize güvenir, umutsuzluğa kapılmayız. Bence inanmanın anahtarı umut beslemektir. Umut besleyen insanlar hayal kurabilir. Böylece hayal kurduğu şeyi yaşama şansına sahip olur. Bazı hayaller yetenek gerektirse de, kalan tüm konular için bu formülün işleyeceğini söylemek çok da yanlış olmaz. Şansa inananlar bunun böyle olmadığını, herkesin şans eseri belli bir süreci yaşadığına inanırlar. Şanstan ziyade şansızlığın bu noktada daha belirleyici bir unsur olduğuna inanan birisi olarak, insanın kafasına koyduğu bir hedefi, imkanlar dahilinde ve büyük oranda başarabileceğini birçok kez deneyimledim. Şanstan kasıt imkanlar ise cevabım zaman ölçütüyle olur. İmkanları az olanlar istedikleri hedeflere daha uzun sürede kavuşurlar ama bence er ya da geç ulaşırlar. Bu yüzden en önemli şey gerçekten de istemek ve istediğimiz şeyi elde etmek için umut beslemektir. Ona ulaşmak sadece tembellik seviyenize göre zaman alacaktır. Bu sayıda; hayal eden, ne istediğini bilen ve isteyen, şanssızlıklara uğramış, vazgeçmemiş, inanmış, hedefine odaklanmış ve ulaşmış örnekleri bulacaksınız. Keyifli okumalar dilerim. The man who said, “Believe you can and you’re halfway there,”, Theodore “Teddy” Roosevelt became the 26th President of the United States of America on the 14th of September 1901 when he was just 42 years old and he was the youngest president in the history of America at the time. He received the Nobel Peace Prize in 1906. Calling Roosevelt a successful person can be a spot-on definition. However, if we ponder more on this almost classic saying of his, even though he emphasizes the importance of believing, the other half of the saying is what he actually draws attention to. So in other words, “being halfway there”. He draws attention to the fact that believing is not sufficient by itself. Because it also takes a ton of work to get there. And if we add to this the formula of being “at the right place at the right time”, success becomes almost inevitable. Of course, the person who will accomplish this should be decisive, determined and patient. We actually take the most important step when we really believe that we can accomplish something. We act more tenaciously when we believe. We trust ourselves and we do not lose hope. I think the key for believing is having hope. Those who hope can dream. Thus, they will have the chance to actually experience what they dream. Even though some dreams require certain skills, it would not be too farfetched to say that this formula will hold true for all the rest. Those who believe in luck are of the opinion that this is not the case and that everyone lives the process based solely on chance. As someone who believes that it is actually unluckiness rather than luck that is the decisive factor in all this, I experienced many times that one can succeed in what they set their minds to given the circumstances. If what is meant by chance is the resources, then I will respond with the benchmark of time. Those with less resources reach where they want to be in a longer period of time but sooner or later they do. That is why, the most important thing is really desiring what we want and to have high hopes for it. Reaching your goal will take time based on your level of laziness. In this issue you will find examples of people who dream, who know what want, who have experienced unluckiness, who have not given up, who have focused on their goals and actually accomplished them. Happy reading. Diğer yarısı? The other half? Engin Çakır
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=