Eğitim Şart
Eğitimle bir kişi bir kurumu, bir kurum bir toplumu, bir toplum bir ülkeyi bir ülke de belki dünyayı değiştirebilir. Değişimi kendinizden başlatmaya ne dersiniz?
Global anlamda rekabetin çok fazla yaşandığı, firmaların ayakta kalabilmek için mücadele ettiği, ekonomik çalkantıların ise sıkça yaşandığı bir dönemdeyiz. Artık büyük balık küçük balığı yutar anlayışından ziyade hızlı balık büyük balığı yener dönemindeyiz. Hızlı düşünen ve karar alan, hızlı hareket eden ve hızlı değişime adepte olabilen kişi ve kurumlar ayakta kalıyor ve ilerliyor. Kurumları ayakta tutan, onlara bu dinamizmi ve enerjiyi kazandıran ise tabi ki çalışanlar. Artık firmalarda en önemli yatırımın insana yani çalışanına olması gerektiğinin farkında. Eğer çalışanlar ne kadar değerli bilgilerle donanırsa, ne kadar yetkin ve tecrübeli olursa ve ne kadar motivasyonu yüksek olursa o firma da o kadar başarılı oluyor.
İş hayatında çalışanları motive eden çalışma sistemlerinin başında da gelişim ve pozitif değişim geliyor. Çalışma sistemlerindeki pozitif değişim ve gelişimi sağlayan en önemli etmenlerin başında ise “eğitim” var. Kişinin çok iyi bir eğitim alarak çok iyi bir üniversiteye gitmesi burada güzel bir eğitim alması iş dünyasında beklenen verimliliği ve motivasyonu göstermesi ve başarılı olması için malesef yeterli olmuyor.
İş hayatı aslında en güzel öğrenme sürecinin yaşandığı ortam. Hem akademik bilgiyi, hem uygulamayı hem de pratik yapma şansını aynı anda bulabiliyorsunuz. Bu üçlü sac ayağı sağlam olduğu zaman kişinin gelişim trendi hep yükselişte oluyor. İş dünyası çalışanlarına sürekli eğitimlerle yeni bilgi kaynağı sunmalı, bunun uygulamasını göstermeli ve pratiğini yapması için imkan ve olanak yaratmalı. İşte o zaman iş motivasyonu ve enerjisi yüksek çalışanlara sahip olabilir.
Dünya hızla değişiyor. Her gün yeni trendler, yeni bilgiler ve yeni sistemler ortaya atılıyor, tartışılıyor. Değişmeyen bir şey var ki o da değişime ayak uydurabilmek için eğitimi iş yaşantımızın bir parçası haline getirmenin zorunluluğu. Hem mesleki hem de kişisel gelişimi destekleyen eğitim programları öncelikle kişinin vizyonunu geliştirir sonra da bu değişim firmanın gelişimini hızlandırır. Kurumsallaşmış, global ölçekte kendini ispatlamış, sektöründe başarılı firmalara baktığımızda bu başarının ardında muhakkak çalışanlarına verilen eğitim ve gelişim programlarının olduğunu görürüz.
Kurumların eğitime ayırdığı zaman ve paranın kısa vadede önemli bir gelişim, uzun vadede de büyük bir değişim yarattığını söylemek yanlış olmaz. Kurumun hedeflerine uygun, çalışanların kazanımına yönelik, gelişim ve değişimi hızlandıracak eğitim programlarının hazırlanması ve bunun sürdürülebilir bir şekilde devam ettirilmesi kısa zamanda kurumsal farklılıkları hissettirecektir. Bu farkı kurum önce kendi içinde sonra müşteri ve tedarikçi firmalar ayağında hissedilecek bu olumlu değişim bir süre sonra toplumda da fark edilir olacaktır.
Eğitim ilkokuldan başlayıp artık emekli olana kadar bile değil, belki de ölene kadar süren bir süreç. Birçok kişinin emekli olduktan sonra bile kendisinin manevi tatmini ve mutluluğu için kişisel gelişim eğitimlerine devam ettiğini biliyorum. Artık günümüzde en önemli yatırımın kişinin kendine yaptığı eğitim yatırımı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çalışanına yatırım yapan kurumlar da en çok beğenilen ve çalışılmak istenen kurumlar arasında yer alıyor. Bu yüzden hem kendi adımıza hem de kurumumuz adına eğitim sürecine gereken önemi verelim. Kişisel gelişimimiz için hem kendimizin hem de kurumumuzun şartlarını zorlayalım. Gerisi zaten gelecektir.
Özlem Şenkoyuncu