En gizli duygumuz
Hayallere sürükleyen, umutlandıran ama aynı zamanda iç çekerek düşündüğünüz pişmanlıkları dile döken, en karışık hallerimizdir “keşke”lerimiz… Hem acıtırlar, hem tebessüm ettirirler.
Kalbimizin en gizli köşesinde saklıdır “onun” anlamı. Tek başınayken, uykuya dalmadan önce, yolculukta ya da en sevdiğin şarkıyı dinlerken aklından geçer “keşke”lerin. Dilinin ucuna gelip söyleyemediklerini, kaçırdığını düşündüğün fırsatları veya “gitme kal” diyemeyişini düşünürsün. Bazen de kazanmanın zevkine varamadan kaybettiklerini…
Beni en çok düşündüren, “Asla pişman olacağım bir şeyi yapmam” sözüdür. Çünkü insanız. Duyularımızla yaşıyor, kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Elbette hatalar yapılacak, yanlış anlaşılacak davranışlar olacak. Doğru olduğunu düşünerek verdiğin kararlar günün birinde belki de yanlış sonuçlar doğuracak. Yıllar önce seçtiğin meslek, şimdi sadece mecburiyetten ibaret olacak ya da büyük bir aşkla bağlandığın insan için “keşke tanımasaydım” diyebilirsin.
Davranışların ve düşüncelerinle kendine ve çevrene sıkıntı yarattığın günler olmuştur. Ama gerçek olan bir şey var: Geçmişte o hisleri yaşayan sendin ve o anki kararlarınla geleceğini oluşturdun; tıpkı şimdiki seçimlerinle yıllar sonrasını şekillendirdiğin gibi. Küçük ya da büyük aldığın tüm kararlardan, yaşadıklarından alacağını al koy cebine. Kazanılan tecrübeleri gülümseyerek kabul et, keşkeleri geride bırak ve içinde olduğun anı yaşamaya özen göster. Çünkü aksi, zaman kaybettiriyor, acı veriyor.
Keşkeler için geçmişten bugüne taşıdığımız bir sırt çantası da denebilir. Her çantanın içinde bir keşke hikâyesi ve onunla bağlantılı bir sürü duygu vardır. İçimizde sakladığımız istekler, pişmanlıklar, vicdan azapları ve daha bir çok enerjimizi tüketen duygu… Her keşke dediğimizde bir çantayı açar, içine biraz daha yük doldurur ve sonra tekrar sırtımıza yükleriz. Bundan kurtulmanın tek yolu “geçmişteki ben”i affetmektir. Yanlış veya doğru hareket etmiş olan “ben” hata yapmış olsa bile; o günün şartlarında, o günün ruh hali içinde karar vermiştir. Bu yüzden ben seviyorum keşkelerimi. Biliyorum, yıllar sonra eski fotoğraflarımla olduğu gibi dalga geçeceğim. İçim acıyacak bazen, sonra ardından boş vermişlikler yeni umutlar, mutluluklar gelecek. İyi ki varsınız, iyi ki yaşamışım tek kırıntı bırakmadan.
Hatta çocuklarıma öğüdüm; “Benim hatalarımdan ders almayın, kendi hatalarınızı yapın. Keşkeler yaratın. Sonra onları geride bırakmanın keyfini yaşayın. Risk almak hiçbir şey yaşamamaktan iyidir, önemli olan sonuçlarını kabullenecek gücü bulabilmek…” oluyor.
Hayatın rengi bu değil midir? Biraz öfke, biraz şaşkınlık, sürprizler ve umutlar… Hedef aynı; mutlu ve güvenli bir gelecek…
“Şimdiki zamanda kal. Geçmişi bir yük gibi omzunda taşıma, gereksiz yere de gelecekle uğraşma…” Osho