Futboldaki unutulmaz iz: Pele
Dünya futbolu için “çok uzun bir anlam” içeren “Edson Arantes do Nascimento”, Pele’nin gerçek ismiydi. Pele, topa vurduğu ilk şuttan beri futbol denince akla gelen ilk isim oldu. Çok konuşuldu, gittiği her yerde ilgi odağı oldu. 6 kez bir maçta 5’er gol kaydetti. 30 maçta da 4’er gol attı. “Siyah İnci” tam 92 maçta ise hat-trick yaptı.
Futbol yıldızlarına defile yapılsa, ilk sırada yer alacak isim şüphesiz ki Pele olurdu. Futbol oynadığı yılların üzerinden uzun seneler geçse de dünya futbolunun tartışılmaz en iyisiydi Pele. Onu izlemek için savaşa ara verildi, hakem oyundan attığında olay çıkmaması için maça geri çağrıldı. Göz kamaştıran futbol becerileriyle tüm dünyayı fethetti. Bir başka futbol yıldızı Alman futbol adamı Franz Beckenbauer bile şöyle tanımlıyordu onu, “O, futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusudur…”
Pele yani nam-ı diğer futbol incisinin hikâyesi, Brezilya’nın küçük köylerinden birinde başladı. O zamanki takma ismi Dico olan Pele, bir gün diğer çocuklar tarafından “Peli” diye çağrılmaya başlandı. Kendisi Portekizcede bir anlamı olmayan yeni takma isminin nereden geldiğini bilmiyordu ve beğenmedi de… Uzun süre diğer çocuklarla bu konuda kavga etti ve bunun kendisine yapılan bir hakaret olabileceğini düşündü. O yıllarda belki de bu ismin kendisi ile uzun yıllar yaşayacağını ve isminin önüne geçeceğini düşünmemişti. Anlamsız bu isim tarih içinde kendisine çok derin bir anlam yarattı ve “Pele” oldu. Futbol denince akla gelen ilk isim, Brezilyalı küçük çocukların bulduğu bu anlamsız kelime oldu.
Sene 1958’di… İnsanlar Dünya Kupası’nı ilk kez televizyonlardan izliyordu. Siyah-beyaz netsiz ekranlarda, net olan tek bir şey vardı. 17 yaşında cılız genç bir “tecrübeli” ağabeyleri arasında çalımlarla geziyordu. 58 Dünya Kupası bittiğinde Pele ismi, sadece mahalle çocuklarının değil tüm dünyanın dilindeydi.
60’lı ve 70’li yıllar Pele’nin dünyayı gezdiği yıllar oldu. Kulübü Santos ve Brezilya Milli Takımı Pele ile birlikte başarıdan başarıya koşuyordu. Pele 22 yıllık futbolculuk yaşamında 1.281 gol kaydetti. İsminin namı öylesine geniş kitlelere yayıldı ki, onu görmeyenler dahi hakkında çok şey biliyordu. Büyük bir hayran kitlesi olmuştu. Nereye gitse peşinde binlerce insanı da sürüklüyordu. Takımlarının tüm maçlarında Pele seyircileri tribünlerdeki yerini alıyordu. 16 yaşında Santos’ta A takıma alınmış olan Pele, 17’sinde Dünya Kupası’nı kaldırdıktan sonra ünü giderek arttı.
Pele 1940’da oldukça fakir bir bölge olan Tres Coracoes kasabasında doğdu. Babası yerel ama profesyonel bir futbolcuydu. Ayrıca bir maçta kafasıyla 5 gol attığı da kayıtlarda yer alan bir yetenekti. İlk olarak Bauru Athletic Club’te oynayan Pele, Dünya Kupası’nda oynamış, eski bir yıldız Valdemar de Brito tarafından fark edildi. Santos’a geçti. Santos, Pele’li kadrosuyla Brezilya devlerinden biri oldu. Santos’taki ilk tam sezonunda gol kralı olurken, 32 gol kaydetti. Kısa süre sonra 58 Dünya Kupası kadrosundaydı.
İsveç’teki turnuvada çeyrek finalde 1 gol atan, yarı finalde de hat-trick yapan Pele, finalde iki gol kaydederken kendisini bir anda takım arkadaşlarının omuzlarında buldu. Ülkesinin kazandığı ilk Jules Rimet Kupası’nı havaya kaldırdı. Brezilyalı yazar Nelson Rodrigues Pele için “Kral” kelimesini kullandı. Gazeteci Joao Luiz de Albuquerque Pele’yi anlatırken, “O tünelin ucundaki ışıktı. Bütün fakirler, ‘Hey bu adam yaptı, başardı, ben de başarabilirim’ dedi. O Brezilya’nın tamamını arkasında sürüklemeyi başardı” ifadelerini kullandı. Pele’ye kontrat teklifleri yağıyordu. İtalyan Inter milyonlarca doları Pele için hazırladığını açıkladı. Pele gidecek sanılıyordu. Ama Pele kaldı ve Brezilya Başkanı Janio Quadros da Pele’yi “Ulusal Hazine” olarak ilan etti. Yeniden yapılanan Santos uluslararası arenada “Futbolun Harlemi” adıyla anılmaya başladı. Dünyanın en çok kazanan futbolcusu oldu. Yıllık geliri 150.000 doları geçiyordu.
1960’larda Santos ile önemli başarılar kazanan Pele, 1962 ve 1966 Dünya Kupaları’nda zor anlar yaşadı. 62’de sakatlıklarla boğuşan Pele Meksika’yı 2-0 yendikleri maçta golünü attı, bir de asist yaptı ama Çekoslovakya maçında sakatlandı. Amrildo ve Garrincha’nın performansları ile Brezilya ikinci kez Dünya Kupası’nın kazanmayı başardı. Pele 1966 Dünya Kupası’nda yeniden sahne aldı ama Brezilya’nın peş peşe üçüncü Dünya Kupası’nı kazanma hayali Pele’nin sakatlığına takıldı. Pele üç Dünya Kupası’nda da gol kaydeden ilk isim oldu. Brezilya o sene 3 maçından 2’sini kaybederek hayal kırıklığı yaşadı.
Meksika’daki 1970 Dünya Kupası ise Pele ve Brezilya için farklı bir hikâye oldu. Pele’nin yetenekleri zaman zaman sorgulanırken, “Bir Dünya Kupası’nda da tekme yemeden devam edebilmek istiyorum. O zaman beni sorgulayabilirsiniz” açıklamasını yaptı. Pele o turnuvada da tekmeler almaya devam etti ama “Futbolun Kralı” 3 haftalık turnuvada, 4 gol kaydetti ve 6 asist yaptı. Brezilya final maçında İtalya’yı 4-1 yenerken Pele’nin kaydettiği ilk gol ülkesinin Dünya Kupası’ndaki 100. golü oldu. Pele üç Dünya Kupası kazanmış ilk isim olurken, Brezilya da Jules Rimet Kupası’nın tamamıyla sahibi olmayı başardı.
1974’te “Siyah İnci” lakaplı futbolcu Santos ile son maçına çıktı. Futbolu bırakmayı planlayan Pele yaptığı kötü bir iş anlaşmasından dolayı 1 milyon dolarlık bir borca girdi ve bir süre daha sahada kalmaya karar verdi. Avrupa’nın devleri yine atağa geçtiler ama o Kuzey Amerika Ligi’ni tercih etti ve Amerika’ya futbolu sevdirmek için 2.8 milyon dolarlık bir anlaşma ile New York Cosmos’a transfer oldu. O’nun bu lige gelmesiyle taraftar sayısında 75 ile 77 yılları arasında yaklaşık %80’lik bir artış oldu. Pele bu ligdeki son maçını 1977’de Cosmos’u lig şampiyonluğuna taşıyarak yaptı.
Pele emekli olduktan sonra da futbol elçisi olarak yaşadı. Yayınlara katıldı, köşe yazıları yazdı, Coca Cola, Master Card ve Viagra’nın projelerinde yer aldı. Hatta 1994’te Brezilya’nın Spor Bakanı olarak politikaya dahi karıştı. Futbolu bırakalı 36 yıl olmasına rağmen attığı her adımda, caddeler tıkanıyor ve sokaklar “Kral”a yetmiyor, ya da katıldığı bir yayın istisnasız bir şekilde reyting rekorlarını kırıyor. Futbolun kralı hafızalara da kendi kısa tarihine de sığmıyor. Sahalar onu özlüyor, gözler onu arıyor…
Kısa kısa…
* 1959’da Pele kendi rekorunu kırarak bir sezonda 129 gol kaydetti.
Öylesine bir etki bıraktı ki, Nijerya’da sadece onun futbolunu izleyebilmek için Biafra ile yapılan savaşa iki günlük ateşkes ilan edildi.
İran Şahı sadece 2 dakika konuşabilmek için Pele’yi havaalanında üç saat bekledi.
1970’lerde yapılan bir ankette Pele’nin adı Avrupa’nın en çok tanınan markaları listesinde Coca Cola’nın ardından ikinci sırada yer aldı.
5 Mart 1961’de Pele “Gollerin Golü’nü” kaydetti, topu kendi ceza sahasında alan “Siyah İnci” bütün Fluminense takımını tek tek çalımladı ve golünü kaydetti. Bu golün anısına verilen plaket Pele’yi onurlandırmak amacıyla Rio de Janeiro’daki tarihi Maracana Stadyumu’nun girişine asıldı.
Pele, Santos’u iki kez 1962 ve 1963’te FIFA Kıtalararası Kulüpler Şampiyonası’na taşıdı. 1962’deki finalde Portekiz ekibi Benfica’yı 5-2 yenerken Pele, hat-trick yaptı.
1969’da Kolombiya’da yapılan maçta Pele hakemle girdiği tartışmanın ardından oyundan atıldı. Ancak Pele oyuna hemen geri alındı çünkü polis olayların çıkmasından korkmuştu.
1994-98 yıllarında Brezilya Spor Bakanlığı’nı üstlenen Pele, Pele Kuralı’nı hayata geçirmeye çalıştı ve Brezilyalı oyuncuların haklarını koruyan bu yasa 2001’de yürürlüğe girdi.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi 1999’da, hiçbir Olimpiyat’ta yer almamış Pele’yi “Yüzyılın Atleti”, Fransa’nın ünlü spor dergisi L’Equipe ise Pele’yi “Yüzyılın Spor adamı” seçti.
Hazırlayan: Engin Çakır