Güneydeki tüm gizemlerin çağlama sesi

Şelaleler şehri diye kolayca adlandırılabilen Antalya’nın şelaleleri arasında diğerlerine göre daha az popüler bir durak olan Kurşunlu Şelalesi, ziyaretine gelenleri asla hayal kırıklığına uğratmıyor. Tevazu dolu bir misafirperverlik ve gizem hissinin harmanında dolu dolu bir gün vaat ediyor. Sanki güneydeki tüm mistik hikayeleri sularının iksirinde saklıyor ve öylece sizi bekliyor.

Dev çınar ağaçları el ele vermiş, ayaklarının altında serilen şelale sularını koruyorlar Kurşunlu’da. Suyun içerisinde ise nöbet tutan kaplumbağalar, devriye yapan balıklar ve gözetleme görevinde ördekler var. Sanki ülkenin en değerli hazinesi suların altında saklı ve bu hazine o kadar sihirli ki her yer yemyeşil ve büyüleyici. Ne yana kafanızı çevirseniz hayran kalacak bir detay çıkıyor karşınıza. 18 metre yükseklikten tüflerden oluşmuş taşların üstünden dökülen bir şelale için birçok tanımlama yapılabilir ama Kurşunlu’yu ilk gördüğünüzde gözünüz hurileri arıyor! 2 km uzunluğunda bir kanyon içerisinde olması gizemini doruklara çıkarıyor. Döküldüğü yerde oluşmuş gölete atmak istiyorsunuz kendinizi fakat maalesef ki bu mümkün değil… Göletler yüzmeye kapalı. 86 yılında turizme açılmış, 91 yılında milli park olmuş bu mesire yerinde en çok dikkat çeken detay ise suyun rengi. İçerisindeki irili ufaklı birçok balığın arz-ı endam ederken oluşturduğu minik hareler şeklindeki kabarcıklarla birlikte meydana gelen büyülü ambiyansta, suyun rengi yer yer koyu yeşil görünüyor gözünüze yer yer açık yeşil…

Dar, Arnavut kaldırımları ile döşenmiş, yer yer taşlardan oluşan ama tüm şelaleyi çepeçevre gezdiren, biraz merdivenli yürüyüş yolları diğer bir ifade ile gezinti patikaları var ve bu yollardan yürüyerek şelalenin arkasına geçebiliyorsunuz. Tepeden gürül gürül akan suyu yaşayabiliyorsunuz. Tabiat parkı hüviyetindeki bu doğa parkında piknik alanları ve manzara seyir terasları da bulunuyor.

33 hektarlık bir alana yayılmış olan bu tabiat harikası alanda 7 adet küçük gölet şelale tarafından besleniyor. Buz gibi akan çeşmeler, ızgaralı ocakları, çocuk parkı, restoranlar, otopark, düzenli çöp bidonları ve tuvalet gibi sosyal imkanlar da var. Gözleme ve Maraş Dondurması yiyebileceğiniz, özellikle tavsiye edilebilecek bir limonata içebileceğiniz küçük çay bahçeleri ve şelale görselleri ile montajlı fotoğraflar temin edebileceğiniz bir fotoğraf stüdyosu da var. Park içinde deve turları da yaptırılıyor. Cam el sanatlarını ve hediyelik eşyaları içeren stantlar da sunulanlar arasında. Ulaşım da gayet kolay. Saat başı Antalya’dan kalkan belediye otobüsleri (79 numara) ve minibüsler (230 -231 numara) çalışıyor. Kurşunlu Şelalesi, Antalya-Isparta karayolunda 24. km’de. Antalya’dan Aksu kasabası yönüne gidildiğinde, Antalya Havaalanı’ndan 3 km kadar sonra, yol levhalarından da anlaşılacağı gibi, sola sapılarak gidiliyor. 8 km’lik asfalt yol, bahçeler ve tarlalar arasından geçerek sizi, otomobil ile on-on beş dakika içinde Kurşunlu Şelalesi’ne getiriyor. Giriş ücretli (2,5 TL) ve müze kart kabul edilmiyor.

Kenan Evren’in teşvikleriyle milli park haline getirilen Kurşunlu’da Kenan Evren’in bir de köşkü bulunuyor. Şelale içerisinde 200 yıl önce köylüler tarafından kurulan 10 değirmenden bir tanesi olan ve halen çalışan tek değirmen olma özelliğini taşıyan tarihi eser niteliğinde bir de değirmen var. Bitki tüneli ve şelalenin hemen kenarında bulunuyor.

Sağlıklı orman dokusu ve zengin bitki topluluğu örneklerinin ilgi çekici su ve kaya formlarıyla bütünleştiği eşsiz bir doğal peyzaj özelliğine sahip Kurşunlu’da; kızılçamlar ve çınarlar hakim. Yer yer tek veya küçük gruplar halinde defne, harnup, yabani zeytin, sakız ağacı, sögüt ve incir ağaçları da yaşıyor. Mersin, alıç, zakkum, böğürtlen, yabani gül, sütleğen, ılgın, ladin, kermes meşesi, kekik, yabani nane, kayıt, eğrelti ve sarmaşıklar ise alt florayı meydana getiriyor. Diğer adı Toros Sediri ya da Katran Ağacı olan Lübnan Sediri de parkın değerleri arasında. 1000 yıl kadar yaşayabilen bu ağaçlar porsuk, çınar, meşe ve ardıç ağaçları ile beraber ülkemizin anıt ağaçları arasında yer alıyor.

Su bitkilerinden ise (su üstü) topalak, su nanesi, kamış(su içi) su avizeleri, iplikli yeşilalgler (yüzer bitki), nilüferleri görmek gayet de mümkün. Yabandomuzu, tilki, tavşan, sincap, yarasa, ibibik, ağaçkakan, üveyik, yengeç, sazan, su kaplumbağası, köpek, yılan ve kertenkele ise tabiat parkının faunasını oluşturuyor.

Kurşunlu Şelalesi belki size Antalya Bölgesi içindeki, Düden ya da Manavgat kadar büyük ve şaşırtıcı gelmeyebilir. Ancak bu küçük şelale etrafındaki ambiyansı ile görülmeyi hak ediyor. Kurşunlu, sıcak Antalya günlerine serin bir mola ve unutulmaz bir gezi lüksü veriyor insanlara. Ayrılırken uçuşan su taneleri yüzünüzde güzel bir tebessüm bırakıyor.

Yazı ve fotoğraflar: Engin Çakır