Hayallerinin peşinde bir kadın: Lupita Nyong’o

 Lupita N'yongo

İlk oynadığı sinema filminde, 15 dakikalık bir performansla Oscar’ı kucakladı ve bir anda tüm dünyanın gözdesi oluverdi. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü, yılın kadını ilân edildi. Lupita Nyong’o 12 Yıllık Esaret’in ardından, bu yıl gösterime girmesi beklenen Yıldız Savaşları’na katılmaya hazırlanıyor.

Lupita N'yongo

Mesleki kariyerine zirveden başladı ve hızlı bir giriş yaptı Lupita Nyong’o… Genç yaşında elde ettiği bu başarıya rağmen mütevazılığından hiçbir şey kaybetmedi. Ünlü markalar peşine düştü, dünya çapında dergiler, sahip olduğu “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” unvanına “stil ikonu”, “yılın kadını” unvanlarını da ekledi. O ise küçük yaşlarda kurmaya başladığı oyuncu olma hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşarken, gördüğü ilginin hak ettiğinden fazlası olmaması gerektiğini söyleyecek kadar alçakgönüllü olmayı tercih etti. Gerçek bir hayat hikâyesinin anlatıldığı ve birçok ödüle layık görülen “12 Yıllık Esaret” filminin Patsey’i olarak tanıdık onu… Filmin yardımcı kadın oyuncusuydu ama başrollere taş çıkartacak bir performansla hayat verdi çilekeş köleye… Yalnızca 15 dakikalık bir performansla unutulmayacak sahnelere imza attı ve Oscar Ödülü’nün sahibi oldu. Bir gün başarılı bir oyuncu olmayı hep istemişti ama oynadığı ilk filmde bu kadar büyük bir başarıya ulaşacağını hayal bile etmemişti. Aldığı bu ödül onun için “imkânsız” kavramının hayatından sonsuza dek silinmesi anlamına da geliyordu.

1983 yılında Mexico City’de doğan ama kendini Kenyalı olarak kabul eden Nyong’o, babasının Kenya’da Sağlık Bakanı olarak görev alması nedeniyle bir yaşındayken ülkesine döndü. 6 çocuklu kalabalık bir evde, kendi deyimiyle “eğlenceli” geçen çocukluk döneminde başladı hayal kurmaya. Kurduğu tüm hayallerin zaman içinde plâna dönüşeceğine ve yeterince istediği her şeyi elde edebilmek, en imkânsız görünene bile ulaşmak için mutlaka bir yol bulacağına inandı.

Kimine göre bu güçlü kişiliği ve başarıları politikacı kimliğiyle tanınan babası, başarılı bir iş kadını olan annesi ve Afrika’nın en güçlü kadınları arasında kabul edilen kuzenine bağlı genetik bir durumdu. Oysa Nyong’o’ya göre onun ve ailesinin tek sırrı, başarının, insanın yaptığı işi ne kadar istediğine ve yılmadan çalışarak işin sonunda aldığı keyfe bağlı olduğunu bilmekti. Amerika’da üniversiteye gitti, Hampshire Koleji’nde film ve tiyatro eğitimi alıp mezun olduktan sonra uzun süre filmlerin teknik ekiplerinde asistanlık görevleri üstlendi. Daha sonra girdiği Yale Drama Okulu’nda bir yandan eğitim alırken diğer yandan tiyatro oyunlarında rol almaya başladı. Mezun olduktan sonra, onu tanıdığımız rolüyle, köle Patsey olarak karışımıza çıkana dek ilk oyunculuk deneyimini 2008 yılında East River isimli bir kısa filmde yaşadı ve Kenya’da yayınlanan Shuga isimli televizyon dizisinde yer aldı.

Lupita N'yongo

Üç Oscarlı filmdeki başarısıyla çeşitli film festivallerinde aldığı ödüllerin yanı sıra Eleştirmenler Birliği tarafından da ödüle layık görüldü. Altın Küre ve BAFTA’da da aday gösterilen Lupita Nyong’o, aynı yıl People dergisi tarafından “Dünyanın En Güzel Kadını” seçildi. Aldığı tüm ödüller, kazandığı başarılar sinemaseverlerin de içine sinmişti çünkü filmdeki performansı eleştirmenleri olduğu kadar izleyicileri de fazlasıyla etkilemiş, kısacık bir rol ile beyazperdede ışık saçmıştı. Büyüleyici ve uzun süre yanacağına inanılan bir ışıktı bu. Artık tüm dünya bu ışığa kapılmış, dergiler, gazeteler, yönetmenler, dünyaca ünlü markalar onun peşine düşmüştü. Yalnızca başarılı oyunculuğu ile değil kendine has güzelliği, tarzı ve mütevazılığı ile de kendine hayran bıraktı Lupita Nyong’o…

Genç oyuncu mesleki yeteneğinin yanı sıra samimi tavırları, içten gülüşü ve candan bakışlarıyla da dikkat çekmeyi başardı. Verdiği röportajlarda, bir yıl öncesine kadar televizyon karşısında hayranlıkla izlediği bir organizasyonda sahneye çıkmış olmanın şokunu uzun süre atlatamadığını dile getiren Nyong’o, bu aralar çekimleri devam eden ve 2015 Aralık ayında gösterime gireceği duyurulan “Star Wars Episode 7” için kamera karşısına geçti. Filmdeki performansıyla aldığı ödüller sayesinde açılan kapılardan yalnızca biri olan bu projeyi daha niceleri takip edecek gibi görünüyor. Star Wars gibi efsane bir film serisinin içinde yer alacak olmanın mutluluğunu taşıyan Nyong’o için bu film çocukluğundan da bir parça taşıyor. Fazlasıyla hayalperest oluşu ve bu özelliği ile bilinmesi nedeniyle çocukken annesinin ona “uzay gezgini” lakabını takmış olmasının ardından yıllar sonra bugün artık gerçek bir uzay gezgini olmaya hazırlanıyor.

Lupita N'yongo

2014 yılında yıldızı parladıktan sonra birçok film teklifi alan ve bunları değerlendiren Nyong’o, şu aralar devam eden film çekimleri nedeniyle vakit ayıramasa da ilk göz ağrısı olan tiyatrodan vazgeçmemeye de kararlı. Hayatının son 10 yılını başarılı bir oyuncu olmayı hayal etmekle geçiren Nyong’o, bu hayaline kavuşmaktan öte bir ilgi gördüğünü ve büyük bir başarıyı çok kısa zamanda elde ettiğini düşünüyor ve bunu hak etmek için daha fazla çalışması gerektiğine inanıyor. Ona yılın kadını, dünyanın en güzel kadını gibi unvanları yakıştırmaları ise onu son derece utandırıyor çünkü çocukluğundan beri dış görünüşüyle hiçbir zaman övünmemiş. Kendini güzel bulabilmesi için 16 yaşına gelmesi gerekmiş ve bu da yaşadığı kasabada ten rengiyle bir fotoğrafçının ilgisini çekmesi sayesinde olmuş. Fotoğraflarını çekerken ona güzel hatta muhteşem göründüğünü söyleyen fotoğrafçı, Nyong’o’nun güzellik konusunda o güne kadar yeterince gelişmemiş olan özgüveninin doğmasına sebep olmuş. Güzelliğin saf ve temiz duygularla, sevgiyle dolu bir kalbin yüze yansımasıyla oluştuğuna inanıyor ve yaşamını da bu inanca uygun olarak sürdürüyor.

Lupita N'yongo

O artık bir güzellik elçisi, moda ikonu, stili, aksesuarları takip edilen, oynadığı ilk filmiyle Oscar alarak 2014 yılına imzasını atmış bir kadın… Güzelliğini ve yeteneğini tüm dünyanın tescillediği bir isim… Hayatının 15 dakikasını, ömür boyu gururla taşıyacağı bir başarıya çevirdi. Tüm yaşamının bir anda sihirli bir değnek değmişçesine değişmesi elbette tesadüf değil. Nyong’o’nun hayatında her şey aniden olup bitmiş gibi görünse de, en büyük pay kuşkusuz onun çocukluk hayallerini bitmek tükenmek bilmeyen çalışma azmi ve yeteneğiyle beslemiş olması…

Yazı: Ferhan Petek

Lupita N'yongo

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu