Hayat kurtaran bir adım; mammografi…
Meme kanseri her 8-10 kadında bir görülen ve bu sıklığıyla kadınlar için kâbus haline gelen bir hastalıktır. Ülkemizde son yıllarda medyatik birkaç ismin meme kanserine yakalandığı haberi tüm kadınları tedirgin etmeye yetti. Aslında bir süredir önemsenmeyen bu riskin tekrar gündeme gelmesi kadınlar için bir uyarı, bir işaret olmuştur.
Bilindiği gibi meme kanserinin tedavisinde erken tanı çok önemli. Aslında meme kanseri tedavi edilebilen bir kanser… Hastanın erken evrede saptanması %100 kür diyebileceğimiz hastalığın tamamen tedavi edilebilmesi şeklinde sonuçlanmasını sağlıyor. Erken tanıda; kendi kendine meme muayenesi, risk faktörlerinin belirlenmesi, tarama çalışmaları büyük önem taşır. Tarama çalışmaları ve tanıda mammografinin yeri tartışmasız. Ancak ülkelerin finans sistemleri ve sağlıkçıları arasında öteden beri mammografi taramalarının hangi yaşta başlayacağı ve kaç yılda bir yapılması gerektiği hep bir tartışma konusu olmuştur. Kendi alanında en saygın yayınlardan biri kabul edilen Radiology dergisinin Mart 2012 sayısında yayınlanan bir çalışma belki de bu tartışmalara son noktayı koydu denilebilir. Seattle’da, 1990-2008 yılları arasında meme CA tanısı konulan 2000 meme kanserli kadın arasında yapılan bu çalışmada 40-49 yaşları arasında meme kanseri tanısı konulan hastaların sıklığı yaklaşık 2 kat artmış. Ayrıca meme kanseri nedeniyle mastektomi yani memenin tamamının alındığı hasta sayısında yarı yarıya azalma olmuş bir başka deyişle erken tanı nedeniyle hastaların yarısında memenin komple alınmasına gerek kalmadan meme koruyucu cerrahi ile tedavi mümkün olabilmiştir.
Özetle; kadınlar 40 yaştan itibaren şikâyeti olsun ya da olmasın, risk faktörüne bakılmaksızın mammografi çektirmeye başlamalı ve bunu yılda bir mutlaka tekrarlamalılar. Böylece meme kanserinin erken tanısı konulabilmekte, dolayısıyla da önce memenin sonrada hayatın kurtarılabilmesi mümkün olmaktadır.
Sağlıklı bir yaşam diliyorum.