Hedefe kilitli hayatlar

Montaigne
Montaigne

“Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez.” Montaigne

Attığımız her adım, aldığımız her nefes, yolda karşılaştığımız her engel ya da tam vazgeçmek üzereyken, devam etmemiz için bir anda ortaya çıkıveren herhangi bir neden… Her şey, uğruna her zorluğa katlanmayı göze aldığımız hedefe ulaşmak için çıktığımız yola dâhil… Peki ya daha yolun başındayken belirlediğimiz “hedef” ne? Başlamak bitirmenin yarısı madem, hedefi belirlemek de o hedefe varmanın yarısı olmalı. Bir hedefe varmak üzere yola çıkmadan önce o hedefi belirlemek; bunu yaparken de doğru soruları doğru zamanda sorup, dürüst cevaplar vermek gerekmiyor mu? Belki ömrümüzün sonuna dek peşinde koşacağımız, tam pes edip geldiğimiz onca yolu geri dönmeyi göze almışken bir anda varıvereceğimiz hayallerimiz buna değmez mi? Neye ulaşmak istediğimizi bildikten ve ona giden en doğru yolu seçtikten sonrası daha kolay değil mi zaten? Ne de olsa bugün hayatları filmlere, kitaplara konu olan “başarılı” olarak tarif ettiğimiz tüm insanlar yola çıkmadan aldığı kararlar, kendi yeteneklerine, bilgilerine, ilgilerine göre şekillendirilmiş plânlamalara ve belirledikleri doğru hedefler sayesinde amaçlarına ulaşabildiler. Belki siz de yılın yeniliğini fırsat bilip, yeni kararlara, yeni hedeflere uzanabilir ya da geçmişe bir göz atıp, kenarda köşede unuttuğunuz, yarım bıraktığınız umutları kaldıkları yerden devam ettirmeyi düşünebilirsiniz. Yılın başı sizin için yolun başı olur belki de. Ucunda, hayatınızı aydınlatacak olan ışığın bulunduğu yolun… Kim bilir?

 

Henry Ford - 1919
Henry Ford – 1919

“Eğer gelecek hakkında düşünmezseniz, asla bir geleceğiniz olmaz.” Henry Ford

Bir hayali gerçekleştirmek için yola çıkmadan önce yapılan hazırlık, seyahate giderken bavul toplamak gibi… Yolda ya da vardığınız yerde ihtiyacınız olabileceğini düşündüğünüz her şeyi yanınıza alır; eksiklerinizi de vardığınız yerden tamamlayacağınızı düşünüp bavulu kapatıverirsiniz. Yaptığınız şey tam olarak, insan aklının yettiği kadarıyla sonrasını düşünmek ve alabildiğiniz her türlü önlemi alıp olabildiği kadar hazır hissetmektir. Nereye gideceğinizden, nasıl gideceğinizden emin; yolda nelerle karşılaşacağınız konusunda tereddütlüsünüzdür. Ama bir şeyleri göze almaz, varmak istediğiniz yere gitmek için gerekli cesareti toplamazsanız asla yola çıkamayacağınızı da bilirsiniz. Belki çocukluğunuzdan beri kurduğunuz hayalleri gerçekleştirmek için, emin olamadığınız birkaç ufak tefek detay yüzünden neden daha fazla bekleyesiniz ki?

William Shakespeare - 1609
William Shakespeare – 1609

Kazanılan hiçbir başarının tesadüf olmadığı bir gerçek olabilir ama gerçek bir başarıya ulaşabilmek için de risk almak, alınacak risklerin bedellerine hazır olmak lazım. Hedefi belirleyip yola çıktıktan sonra, yolun başında bir şeylerin çok ağır ilerlemesi insanı sabırsızlığa sürükleyebiliyor. Tıpkı William Shakespeare’nin dediği gibi “Dik tepelere tırmanmak için başta yavaş yürümek gerekiyor.” İşte o zaman Ahmet Haşim’in öğüdü geliyor insanın aklına. “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden…” Hedefiniz çok para kazanmak, herhangi bir alanda büyük bir başarı elde etmek, büyük bir aileye sahip olmak, dünyanın en yüksek dağının zirvesine çıkmak, seçtiğiniz meslekte en iyi olmak ya da daha önce yapılmamış herhangi bir şeyin yaratıcısı olarak anılmak olabilir. Tarih; sanat, spor, siyaset gibi birçok alanda büyük başarılar elde eden isimlerle dolu. Yalnızca onların varlığı bile insanın seçtiği hedefte bıkıp usanmadan ilerlemesi için yeterli bir motivasyon sağlıyor. Çünkü bugüne kadar karşımıza çıkan tüm örnekler yeterince istenen her şeyin bir gün mutlaka elde edileceğini kanıtlıyor.

 

Walt Disney
Walt Disney

“Her şey bir fare ile başladı.” Walt Disney

Bugün tüm kişisel gelişim uzmanları, seminerleri, kitapları hep aynı mesajı veriyor. Hayalleriniz kime, ne kadar uçuk ve imkânsız görünürse görünsün, gerçekleşmesi için gerçekten istemeniz yeterlidir. Çocukluk hayallerinizin bir gün geçiminizi sağlayacak bir mesleğe dönüşmesi fikri birçok kişi için alay konusuyken aklına koyduklarından vazgeçmeyen Walt Disney’in yaptığı gibi… Hiçbir şeyi yokken, ailesi dâhil herkes ona ve hayallerine karşıyken belirlediği hedefin peşinden ayrılmadan yoluna devam eden Disney’in bugün “çizgi dünyasının babası” unvanı ile dünya çapında tanınıyor olması tesadüf değil. Ya da dünyaya kavga etmek için geldiğini söyleyerek herkesin, yaşadığı sürece hayatta yapabildiği en iyi şeyi yapması gerektiğini savunan Muhammed Ali Clay…

Charlie Chaplin - City Lights
Charlie Chaplin – City Lights

Belirlediği hedef için çıktığı yolda hiçbir zorluğa yenik düşmeden, defalarca denemekten çekinmeyen; hayattaki tek başarısızlığın “vazgeçmek” olduğunu savunan Thomas Edison… Edison ile bitmek tükenmek bilmeyen rekabetlerine rağmen amacından sapmayan, hayalleri, gerçekleşeceğine inandığı her şey için beş parasız kalmayı bile göze alıp ideallerinden vazgeçmeyen Nicola Tesla… Peki ya hiçbir şeyi yokken bugün teknolojinin devleri olarak anılan, dünyanın en zengin adamları sıralamalarında yerlerini alan Steve Jobs ve Bill Gates? İnandığınız sürece başarabileceğinizi fark etmek için, daha 21 yaşındayken yakalandığı tedavisi olmayan bir hastalığa inat, zekâsını ve yeteneğini baş koyduğu yolda harcamaya devam eden Stephen Hawking de mi yeterli bir örnek değil? Michael Jackson, Charlie Chaplin? Birkaç dakika durup yalnızca bunu düşünseniz aklınıza bir anda geliverecek o kadar çok isim var ki…

İmkânsız gibi görünen her şeyin aslında insanın kendi yarattığı bahanelerden öte olmadığını anlamak için ne kadar zaman gerekiyor? Ya da bu uğurda kaybedilen zamanın değerini, onu kaybetmeden fark edebilmek mümkün değil mi? Belki de, siz daha küçücük bir çocukken kurduğunuz hayalleri hemen şimdi gerçekleştirmeye başlamak, plânlama yapıp gerçek hayata uyarlamak için yalnızca yerinizden kalkmanız yeterli olacaktır kim bilir? Size engel olduğunu düşündüğünüz her şeyin aslında kendi yarattığınız sebepler, istediğiniz anda kolayca sıyrılabileceğiniz basit bahanelerden ibaret olduğunu kabul edin yeter. İhtiyaç duyduğunuz ilhamı size belki de bugüne dek hep gözünüzün önünde olan bir yüz verecek. Televizyonlarda gördüğünüz, büyüklerinizden, arkadaşlarınızdan dinlediğiniz biri isim size yol gösterecek. Kendini hiçliklerin içinden var eden, başkalarının imkânsız dedikleri üzerinde başarıyla sonuçlanan emekler veren isimler… Başlarına gelen aksiliklere kapılıp gitmeden, oldukları yerde sayıp şikâyet etmek yerine var olma çabalarını sürdürmeyi tercih eden kişiler… Fakir doğup zengin ölenler… Tarihte bıraktıkları derin izlerle ölüme meydan okuyanlar… Hepsinin tek bir ortak noktası vardı ki bu da yollarını hedeflerine göre çizen ve o yolda hiçbir engele boyun eğmeden devam etmiş olmalarıydı.

Bugüne dek hep denediğiniz halde bazen gerçekten baş edemeyeceğinize inandığınız engellerle karşılamış ya da karşınıza çıkan fırsatları değerlendirememiş olabilirsiniz. Ama geriye bakmanın size bir yararı olmayacağını bile bile geçmişte yaşarsanız yalnızca geleceğinizden çalarsınız. Koordinatları ayarlayıp bırakın kendinizi akışa o halde… Örneğin masmavi denizlerde özgürce gezinen, belirlenen rotasını rüzgârın gücüyle destekleyip yolun tadını çıkaran bir yelkenlinin izinde…

Ahmet Çetintaş, Uludağ - 2007
Ahmet Çetintaş, Uludağ – 2007
Başa dön tuşu