Işığını kaybetme
Evreni aydınlatan, hızına kimsenin yetişemediği ve dokunamadığımız bir his. Hayatımıza dokunmazsa yaşayamayacağımız “ışık…” Işık denince akla hemen aydınlık geliyor, pırıl pırıl bir ortam, sonsuzluk ve gelecek…
Işığın olmadığı, kasvetli ortamlar kimseye göre değildir heralde. Gökyüzünde havanın, yaşadığımız evin, çalıştığımız işyerlerinin aydınlık olması, ışıl ışıl parlaması ne kadar büyülü… Bu aydınlığın ve ışıltının güzel düşünmemiz, üretken olmamız ve daha sevecen olmamız için bize enerji verdiğini, yaşam için motive ettiğini düşünüyorum.
Peki aydınlıktayken kendimizi ruhen de aydınlık ve pırıl pırıl hissediyor muyuz? Önce kendimizi sonra da yaşadığımız ortama kendi iç enerjimizle pozitif bir ışık yayıyor muyuz? Önemli olan içimizdeki ışığın sönmemesi, bizi ve etrafımızdakileri aydınlatması. Kör olup hiç ışığı görmemesine rağmen içindeki yaşam enerjisi ve neşesiyle hem kendine hem de etrafına ışık veren birçok insan biliyorum. İç ışığımızdır aslında bizi gerçek anlamda aydınlatan ve farklı kılan. İçimizdeki ışık bize hayatımızın her anında yol gösterebilir. Işığımızın aydınlattığı kadar görüp hissedebilir ve bu doğrultuda kararlarımızı vererek seçimler yapabiliriz.
Belki de soru şu olmalı: “içimizdeki ışığı yakan, voltajı artırıp azaltan ya da söndüren nedir?” Ben içimizdeki ışığın gücünü bilgiye, tecrübeye, pozitif duygulara ve tabi ki sevgiye bağlıyorum. Ne kadar çok doğru bilgiyle donanmış ve tecrübe edinmiş olursak yaptığımız işlerde o kadar yetkin hisseder ve aldığımız kararlara o kadar güveniriz. Bu bize özgüven verir. Özgüvenimiz ışığımızı hep açık tutan bir duygu. Ama bu ışığın dozajını da kendimize ve etrafımızdakilere duyduğumuz sevgi ve beslediğimiz pozitif duygular belirliyor.
Işığınızın parıltısını anlamak çok da zor olmaz. Gözlerinizdeki pırıltıdan, neşeyle söylediğiniz şarkılardan, keyifle attığınız kahkahadan, sevgiyle yaptığınız işlerden kolayca anlaşılabilir. Hani bazen derler ya “onun ışığını seviyorum” diye… Bahsedilen o kişinin etrafına yaydığı pozitif enerjiden ve güzel duygulardan başka bir şey değildir bence. Ya da potansiyel taşıdığını düşündüğümüz kişiler için “onda ışık var” deriz. Kısaca onun özgüveninin altyapısını oluşturan bilgisine, tecrübesine güvenir ve onun başaracağına inanırız. Gözlerindeki bilgi, inanç ve azmin ışığını görürüz çünkü onun içindeki ışığı etrafına yaydığı o güzel enerjiden hissederiz.
İnsan binbir çeşit duygusuyla varolan bir canlı. Tabi ki her zaman mutlu, neşeli ve pozitif olmamız içimizdeki ışığın hep pırıl pırıl olması mümkün değil. Işığımızı söndürmeye yetecek birçok şey var dediğinizi duyar gibiyim. Ama içimizdeki ışığı tekrar tekrar yakmak ve ışığımızın voltajını mümkün olabilen en yüksek seviyeye çıkarmak bize bağlı.
Yaşam enerjisi veren, ışığımızı artıran, sevdiklerimize ve yapmaktan mutluluk duyduğumuz herşeye sahip çıkalım. Başarılı olmak, mutlu olmak, sevmek ve sevilmek için içimizdeki ışığa çok ihtiyacımız var. İçinizdeki ışığın hiç sönmemesi, etrafınızı hep bilginizle ve sevginizle aydınlatmanız dileğiyle…