Işık saçan kadın

Karanlıkta yolunu bulmak isteyen herkesin aydınlığa hasreti gibi, kar kalkmadan açan kış çiçeği “Kardelen”in de hasretidir güneşe uzanmak.

Zorlu şartlarda, toprağı delerek güneşe uzanır, üzerindeki karı delerek çıkar aydınlığa ve ışığı gördüğünde güzelleşir Kardelen. Tıpkı eğitime hasret, öğrenmeye istekli, cehaletten ve töreden kaçan, birey olmak isteyen kızlarımız gibi. İşte bu kızların sessiz feryatlarına yankı olan “Kardelenler” projesi 28 Ağustos 2000 tarihinde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, bir GSM operatörü ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. O günün şartlarında Türkiye genelinde, okuma azmi ve kararlılığı gösteren 5.000 kız öğrenciyi kapsayan projede, bugün gelinen noktada erişilen rakamlar yaklaşık olarak aşağıdaki gibi;

20.000 öğrenciye GSM Operatörü bursu verildi, 8.666 Kardelen liseden mezun oldu, 2707 Kardelen üniversiteyi kazandı, 755’i üniversiteden mezun oldu.

Bu kızlarımız bir şekilde güneşi görebilmiş, uzatılan elleri tutabilmiş ve üzerlerine örtülen kara topraktan beter töre baskısından uzak durabilmişler… Amaç artık daha çok Kardelen’i, daha güçlü, bağımsız olarak yetiştirmek, aydınlığı daha çok insanla paylaşmak ve Kardelen’lerin üzerindeki ışığı hayatın renklerine karıştırabilmek… Okula gönderilseler dahi nisan ayı itibari ile tarlaya çekilen kızlarımıza umut olabilmek, büyümeyi beklemeden üzerlerine giydirilen gelinliğin geleceklerini karartmasına göz yummamak, kız olarak dünyaya gelmenin bir suç olmadığını anlatabilmek…

Türkan Saylan

Ve annelerinin kaderini yaşamak istemeyen bu kızlara yeni hayatlar sunabilmek için yapılan çalışmalarda, adı sıkça geçen önemli insan Türkan Saylan… Aramızdan ayrılışının 2. yılında vizyona giren filmi ile kendisini bir kez daha tanıma ve anlama şansı yakaladığımız; törenin, cehaletin, yoksulluğun ve çaresizliğin kararttığı geleceklere ışık olan “Aydınlık Yüz.”

Ergen olmadan gelin olan, okuma yazma bilmeden oy kullanan, sadece doğurması ve hayatı kolaylaştırması beklenen kızlarımızın hayatları bu aydınlıkla değişti, bu ışıkla yeniden anlam kazandı her şey. Cehaletin kader olmadığı gerçeğini herkese gösterdi Türkan Hoca. Elini gidebildiği yere kadar değil, gitmesi gereken yerlere kadar uzattı. Yüreği sadece yakınları için değil, yanında olması gereken herkes için sımsıcak; inancı, sonuçları ne olursa olsun, amacını yaşatacak kadar güçlüydü.

Çiçekler

İçerisinde bulunduğumuz koşullar ne yazık ki hiçbirimiz için denklik teşkil etmese de fırsatlarımızı paylaşmayı öğreten, umursamadıklarımızın birileri için yaşam olduğunu, nefes alabildikçe umudun süreceğinin ispatı olan Türkan Hoca’nın en büyük mirası tek başına çıkılan bir yolda yüreği aydınlık olanların aynı ışığa yönleneceğini bizlere öğretmesi oldu. Bir başına çaresizken birlikte neler yapılabiliyor ve elinizi uzattığınız hayatlar nasıl anlamlanıyor, bize bunu öğretti. Şimdi ardında kalan eserleri, elinden tuttuğu kızları ve bu ülkeye armağan ettiği gençliği yaşatıyor onu. Karanlık gelecekler ve kararmış zihniyetlere karşı savaşan Işık Saçan Kahraman Kadını… Bir mola istedi hayattan, daha yapacak çok işi vardı; ancak 18 Mayıs 2009 sabahı henüz güneş şehre dönmeden yüzünü, melek olarak geceye karıştı. Yolun ve yerin aydınlık olsun Türkan Hocam, bıraktığın ışık daha nice Kardelen kızımız için yön ve yol belirleyecek.

Başa dön tuşu