İsim şehir, semt
Oyunlar kutuların içine sıkıştırılmadan önce, alırdık elimize kalemi kâğıdı başlardık yazmaya, isim şehir diye. Bazen harf uymaz, şehir yerine semt yazardık; Fomara, Şehreküstü, Altıparmak… Konumuz rivayetlerle dolu ilginç Bursa semtleri…
Bir gün yine çocukluğunuza dönüp isim-şehir oynarsanız ve yine uygun harfi bulamayınca, şehir yerine semt ismi yazacak olursanız belki bu semtlerden biri gelir aklınıza… Ya da oyun arasında bu semtlerin hikâyelerini sevdiklerinizle paylaşırsınız diye ilginç Bursa isimlerinin kökenini sizin için derledik.
İtalyan tüccar Fomara
Bursa’nın göbeğinde yer alan bir semt Fomara. Peki nereden geliyor bu isim hiç düşündünüz mü? Osmanlı döneminde ticaret işlerinin belli bir kısmını gayrimüslimler yönetirmiş. 1800’lü yıllarda bugünkü Fomara Meydanı’nın olduğu bölge Bursa’nın biraz dışında kalıyormuş. İpek ve tekstil ürünleri satan İtalyan asıllı bir tüccar burada bir ticarethane açmış. Bu tüccarın da adı / lakabı Fomara’ymış. Rivayete göre, semtin adı bu tüccarın isminden geliyor.
Mescit mi, lakap mı, altı parmaklı muhtar mı?
Bursa’nın ismiyle dikkat çeken bir diğer semti Altıparmak. Mahalleye bu adın Altıparmak lakaplı Abdullah Çelebi Bin Mehmet’in yaptırdığı mescit nedeniyle verildiği biliniyor. Rivayete göre, semtin adı orada yaşamış olan Altıparmak lakaplı Yasef adlı Yahudi’den geliyor. Altıparmak ile ilgili rivayetler bunlarla sınırlı değil. Semtin eskiden “Yahudilik Mahallesi” olarak anıldığı da rivayetler arasında. Yahudilerin yaşadığı dönemde bugünkü muhtarlık görevini yürüten kişinin altı tane parmağı olduğu söyleniyor. İnsanların kendi aralarında “Altı parmaklının mahallesine gidiyorum ya da altı parmaklının mahallesinde oturuyorum” gibi cümleler kuruyorlarmış. Sonrasında ise semtin adı Altıparmak olmuş.
Çekirge Sultan
Çekirge isminin nereden geldiği ile ilgili rivayet ise şöyle: 1700’lü yıllarda, Bursa’da müthiş bir kuraklık yaşanmış ve Uludağ’dan gelen tüm dereler kurumuş. Kuraklık sonucu çekirgeler tüm ekili alanları istila etmiş. O zamanlar, bugün olduğu gibi Çekirge’de kaplıcalar ve zengin ailelere ait evler varmış. Geçimini odun satarak sağlayan yaşlı bir adam da burada yaşarmış. Çevredekiler, çekirgelerin adamın hiçbir eşyasına zarar vermediğini fark etmişler ve onun mübarek bir insan olduğunu düşünmüşler. Bunun sonucunda çevre halkı adamdan yardım istemiş. Adam bir gecede tüm çekirgeleri yok etmiş. Bunun sonucunda halk, adamın mübarek bir kişi olduğuna tamamen inanmış. Bu durumun ortaya çıkmasından rahatsız olan adam, Bursa’yı terk etmeye karar vermiş fakat adam yola çıkacağı gün ölmüş. O günden sonra halk buraya Çekirge Sultan demeye başlamış.
Kaleden ayrıldı, Şehre “küstü”
Hiç şehre küsülür mü? Ama zamanında küsülmüş. Bursa kurulduğu ilk yıllarda kaleden ibaretti ve kalede yaşamasına izin verilmeyen kişiler ( suçlular, hırsızlar vs.), kalenin birkaç kilometre dışında ve aşağısında kalan mevkide kendilerine bir yerleşim yeri kurmuşlar. Burada yaşayan kişiler şehirle bağlantılarını koparmışlar yani şehre küsmüşler. Rivayete göre Şehreküstü ismi buradan geliyor. Bazı kaynaklara göre ise, Şehreküstü semtinin Bursa Kalesi’nden ayrı olarak kurulan bir yerde olduğu için bu şekilde isimlendirildiği biliniyor.
Umur Bey’in eseri Namazgâh
Bursa’nın eski yerleşim yerlerinden biri olan Namazgâh, adını Timurtaş Paşa’nın oğlu Umur Bey’in yaptırdığı namazgâhtan alır. Semtin, 1487 – 1530 tarihleri arasında “Musalla” adıyla anıldığı biliniyor. Açık bir alanda, toplu olarak namaz kılmak için yapılan yer anlamına gelen namazgâhta taştan bir minber ile mihrap yer alır. Namazgâhlar, hemen hemen tüm önemli İslam şehirlerinde bulunuyor. Bursa’daki Namazgâh da, çoğunlukla bayram günleri ve hacca giderken yapılan toplu törenlerde kullanılıyor.
Yıldırım Beyazıt’ın Nalbantı
Nalbantoğlu. Kentin kalbinde, ismiyle dikkat çeken bir diğer semt. Mahalleye adını veren mescidi, Yıldırım Beyazıt’ın baş nalbantının yaptırdığı ve semtin isminin buradan geldiği biliniyor.
Domates, biber, patlıcan: Tahtakale
Mahallenin adı, Arapça’da kale dibi anlamına geliyor. Eskiden sebze – meyve satılan yerlere Tahtakale denilirmiş. Çünkü köylülerin getirdiği yaş sebze ve meyveler, sağlık ve güvenlik nedeniyle kalenin içine sokulmadığı için, kale diplerinde satılırmış. Semtin isminin bu şekilde ortaya çıktığı biliniyor.
Setbaşı
Mahalle bir set ve tepe üzerinde bulunduğu için, semte bu adın verildiği söyleniyor.
Su Taksimi: Maksem
Maksem, taksim etmek anlamına gelir. Eskiden Maksem Mahallesi’nde Bursa’ya gelen suların taksimi yapılırmış. Bu nedenle mahalle Maksim veya su dağıtma yeri anlamında “Maksemü’l-ma” olarak da anılmış. Maksem’den, kırktan fazla künk (pişmiş toprak veya betondan yapılmış kalın su borusu) ile Bursa’nın diğer mahallelerine su dağıtımı yapılırmış. Maksem isminin buradan geldiği biliniyor.
Arabayatağı
Eskiden köy olan mahalle, 93 göçmenleri tarafından kurulmuş. Önceleri, İnegöl ve Yenişehir’den gelen arabalar mola verdiklerinde, burada çok sayıda araba toplandığı için semte bu isim verilmiş. Sizin anlayacağınız eski bir otopark Arabayatağı.
Beş hane: Beşevler
Aslında isminin nereden geldiğini tahmin etmek zor değil. Eski bir köy olan mahalle, 93 göçmenleri tarafından 1880’li yıllarda kurulmuş. Bulgaristan’ın Köstendil kasabasından gelen beş ailenin yerleştiği bu semt, başlangıçta hükümetten izin alınmadan kurulduğu için ailelerin çabalarıyla köy olarak kayda geçirilmiş.
Kaynakça:
Kaplanoğlu Raif, (2001), Bursa’da Yer Adları (Bursa Ansiklopedisi, Bursa, Avrasya Etnografya Vakfı Yayınları)
Hazırlayan: Melike Yılmaz