İtibarınızın sesi sizi anlatır

Her şeyin bilgisayar ekranından bir tıkla taksit taksit satın alınabildiği günümüzde hala satın alınamayacak manevi değerlerin kalmış olması güzel.

Satın alınamayacak şeylerin başında ilk akla gelen “sevgi” oluyor. Bir çoğumuzun artık insanların sevgisini de kazanmak parayla oluyor dediğini duyar gibiyim. Ama gerçek sevginin asla parayla satın alınamayacağını bilmek güzel. Hangi anne çocuğuna olan sevgisini parayla ölçebilir ya da sevgiliye duyulan aşka nasıl değer biçilebilir…

Satın alamayacağımız başka bir değerli öz varlığımız ise “itibarımız”… İtibar hem kişi için hem de kurum için zamanla ve belli bir süreçten sonra kazanılan manevi bir hazine. Aslında düşündüğümüzde hayatımızda yaptığımız her şeyin itibar kazanmak için olduğunu göreceksiniz. Çünkü itibarımız yaşadığımız hayatın bir çıktısıdır bizim için. İyi bir itibar güzel bir yaşam sürdüğümüzün, insan olarak sevilip sayıldığımızın bir göstergesidir aynı zamanda. İtibarlı olmak, toplum içerisinde saygı görmek, değer görmek her insanın en doğal isteği tabi ki… Eğer itibarımız paramızdan, mevkimizden, kariyerimizden, yaşam standartlarımızdan veya ailemizin soyisminden geliyorsa bunun geçici bir itibar olduğunu ve her an kaybedilebileceğini bilmek gerekiyor. İtibarın en değerli ve en uzun soluklu olanının ise çevremizdekilerle  ilişkilerimiz doğrultusunda kişiliğimiz ve karakterimiz sayesinde kazandığımız itibar olduğunu düşünüyorum.

Çevremizdeki kişilerle iş ve sosyal ilişkilerimizde kurduğumuz ilişkilerin, onlara karşı sergilediğimiz tavırların, verdiğimiz sözlerin, gösterdiğimiz yakınlığın, karşılık beklemeden yaptığımız yardımların bizim gerçek itibarımızı oluşturduğunu düşünüyorum. İşte bu zamanla kazanılan itibar bizim ölene kadar en büyük özvarlığımız olarak bizimle kalacaktır, torunlarımıza miras olacaktır.

İşin özü iyi bir insan olmak, iyi bir itibara sahip olmak demek. Çocuklarımıza bırakacağımız en önemli mirasın anne ve baba olarak itibarımız olduğunu bilelim ve onlara her zaman gurur duyacakları bir manevi hazine bırakmayı hayat hedeflerimiz arasına koyalım. Zaten bu hedefi tutturmak için yakaladığımız hayat standartı ve dünya görüşü bizim iyi bir insan olmamızı garantiliyor.

Özlem Şenkoyuncu