Kalça eklemi kireçlenmesi
Kalça eklemi, ağırlığınızı taşıdığı için aşınma ve bozulmaya en sık uğrayan eklemlerden. Kalçanın en sık rastlanılan hastalığı ise tıpta osteoartrit olarak adlandırılan kireçlenme. Tüm eklemlerde olduğu gibi kalça ekleminin hem topu hem de yuvası kıkırdakla kaplı. Kıkırdak yapı bu iki kemiğin birbiri üzerinde ağrısız ve minimal sürtünme ile kaymasını sağlıyor. Kalça eklemi kireçlenmesi (artrozu) çeşitli sebeplerle bu eklemi oluşturan kemiklerin üzerini kaplayan kıkırdağın aşınması ve alttaki kemiklerin deforme olması anlamına geliyor.
Kalça eklemi kireçlenmeleri temel olarak ikiye ayrılıyor. Daha sık karşılaşılan birinci grupta doğumsal ya da sonradan oluşan yapısal bir bozukluk (kalça çıkığı, artrit, travma vb.) nedeniyle zaman içinde kalça eklemindeki kıkırdakların aşınması sonucu ortaya çıkan kireçlenmeler yer alırken, ikinci grupta idiyopatik olarak adlandırdığımız sebebi belirlenemeyen kalça kireçlenmeleri yer alıyor. En önemli şikâyeti ise ağrı. Ağrı, sızı tarzında oluyor ve tutulan eklemde hissediliyor. Hastalığın başlangıç döneminde hareket ile artıyor, istirahat ile azalıyor. Hastalık ilerledikçe ağrı basit günlük etkinlikler sırasında bile sorun olabiliyor. Daha ileri dönemlerde gece uyku düzenini bozan sürekli ağrılar oluşabiliyor. Eklemin hareket kabiliyeti kısıtlanabiliyor. Başlangıç döneminde ağrı kesiciler, kıkırdağı koruyan veya iyileşmesine etki edebilen destekleyici ilaçlar, kilo kontrolü veya hasta kilolu ise zayıflama, iş ve günlük yaşamın yeniden düzenlenmesi ve gerekirse fizik tedavi, ağrının ve hastalığın ilerlemesini kontrol etmede faydalı oluyor. İlerleyen dönemlerde bir baston veya koltuk değneği ile kalçaya gelen yükün azaltılması öneriliyor. Hastalığın ilerlediği dönemde kesin tedavi cerrahi yöntemlerle mümkün olabiliyor. Uyluk kemiğinin üst bölgesinde kemiğe yapılan kesilerle, açısal problemlerin düzeltilmesi ve kıkırdağın sağlam kısmının eklemi oluşturmasının sağlanması (femoral osteotomiler) eskiden beri uygulanan ve uygun hastalarda iyi sonuçlar veren cerrahi yöntemler. Bu tip cerrahi girişimler hastaların protez ameliyatını öteleyebiliyor.
Kalça eklemi kireçlenmesi veya kıkırdak dokusunun erimesinin tedavisinde, günümüzde en etkili ve yaygın yöntem kalça artroplasti ameliyatları. Bu yöntemde bozulmuş olan kalça eklemi tümden çıkarılarak yerine yapay bir kalça eklemi takılıyor. Bu yapay eklem; leğen kemiğindeki yuvanın oyularak içine oturtulan metal kılıf, bu kılıfın içini döşeyen plastik veya seramik parça ile uyluk kemiği içine yerleştirilen bir metal sap ve sapın üzerine monte edilen metalik veya seramik bir topuzdan ibaret. Yuvayı döşeyen ve topuzu oluşturan materyal; metal-metal, metal-plastik, seramik-seramik olabiliyor. Seramik protezler dayanma süreleri uzun olduğundan genç hastalarda tercih ediliyor. Metal-metal protezler de dayanıklı ve mekanik olarak daha sabit protezler. Ancak metal aşınmasına bağlı vücutta metal birikimine neden oldukları yönünde çok sayıda yayın bulunuyor. Bazı gruplar ise bu metal birikiminin önemli olmadığını iddia ediyor.
Eskiden protezler kemik çimentosu ile uygulanırken, günümüzde çimentosuz ve kemiğe tutunan protezler tercih ediliyor. Kalça artroplasti ameliyatında genel kabul, ameliyatın 60-65 yaş üzerindeki hastalara yapılması. Bu tercihin nedeni zamanla protezin parçalarının aşınması veya kemik içerisindeki protezin gevşemesine bağlı olarak tekrar ameliyat gereksiniminin doğması. Ancak bu kabul genç hastalarda protez ameliyatı yapılamayacağı anlamına gelmiyor. Genç yaşta şiddetli kalça eklemi kireçlenmesi olan hastaların daha etkin ve normale yakın yaşamaları için bu ameliyat büyük yarar sağlıyor.
Protez ameliyatlarında; ameliyat sonrası erken dönemde protezin gevşemesi, ameliyat sırasında damar – sinir yaralanmaları, protezin yerleştirilmesi sırasında kemikte kırılma, fazla kan kaybı, ameliyat sonrasında protez çevresinde enfeksiyon gelişmesi, tromboemboli (bacak damarlarındaki pıhtının diğer organlara giderek buradaki damarları tıkaması) ya da anestezi ile ilgili bazı komplikasyonların görülme olasılıkları bulunuyor.