“Kalp damarı tıkanıklığı sadece erkekler için değil”
Kalp damarlarının tıkanması olarak bilinen koroner aterosklerozun sadece erkeklerin hastalığı sanıldığı yıllar çok gerilerde kaldı. Koroner ateroskleroz artık kadınlarda da hiç de azımsanmayacak oranlarda görülmeye başladı. Kadınlar özellikle menopoz sonrası, erkeklerden daha hızlı ilerleyebilen, kalp ve damar hastalığı problemleri ile karşı karşıyalar…
Koroner arter hastalığı uzun yıllardır erkek hastalığı sanılırken, bugün altmış yaş üzeri kadın ve erkeklerde risk hemen hemen eşitlendi. Bunun en önemli nedeni ise; hızlı kilo artışı ve hareketsiz yaşam. Yaşlandıkça azalan östrojen düzeyi yani menopozun; koroner arter hastalığı için risk etkeni olan LDL kolesterol düzeyini arttırır. Bu da kadınlarda kalp hastalıkları ve inmeye karşı olan eğilimi iyice yükseltir. Hatta öyle ki ilk kalp krizinden sonra kadınlarda ölüm riskinin erkeklere göre yüzde 70 daha fazla görüldüğünü gösteren çalışmalar bulunuyor. Yine yetmiş yaş üzerindeki kadınların neredeyse yüzde 80’inde görülen hipertansiyon ve diyabet de kadınlardaki koroner arter hastalığı riskini artıran etkenlerdir. Türk toplumunda kadınlarda kilo, sigara alışkanlığı ve hipertansiyon oldukça yüksek orandadır.
Obezite de kadın sağlığı için önemli bir tehdit. Obezitenin en önemli göstergelerinden biri olan bel çevresi genişliği kadınlarda kırklı yaşlarda artarken, altmışlı yaşlarda da en yüksek değerine ulaşır. Tedavide yaşam tarzı değişiklikleri ve beslenme alışkanlıkları çok önemlidir. Kadınlarda aşırı kilo sorununun menopozla belirginleştiği düşünüldüğünde, menopoz öncesi dönemde kadınlar için düzenli egzersiz yapma, düşük kalorili beslenme ve sigaradan uzak durma gibi koruyucu yaşam tarzı alışkanlıkları önem kazanır.
insanlar göğüs ağrılarında ilk olarak kalpten şüphelenir. Ancak her göğüs ağrısı kalple ilişkili değildir. Göğüs kafesi içindeki kalp harici, göğüs kafesi dışındaki organlardan veya komşu bölgelerden kaynaklanan mide, safra kesesi gibi karın içi organlardan kaynaklanan ağrılar; kas ağrıları, reflü, yemek borusu şikayetleri ve boyun fıtığı gibi ağrılar da göğüs ağrılarına neden olup kalpten kaynaklananlara benzer ağrılar yapabilir.
Türkiye’de göğüs ağrıları sonucu hastanelere başvuru sayısının çok fazla olmasına rağmen başvuruların sadece yüzde 15-20’si gerçekten kalp ile ilgili şikayetlerdir. Göğüsün ön bölgesinde, kişinin yerini tam olarak gösteremediği, sıkıştırıcı ya da baskı yapan, sırta, kollara (özellikle de sol kol iç kısmına) ve çene altına yayılan 20 dakikadan fazla süren, ağrı kesicilere cevap vermeyen fakat dil altı damar genişletici haplar ile rahatlayan veya şiddeti azalan bir ağrı olduğunda dikkate alınması ve hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir.
Koroner arter hastalığı için bir takım riskli gruplar vardır. Erkek veya kadın 45 yaşını geçmiş, ailesinde kalp hastalığı olanlar, şeker, yüksek tansiyon, yüksek kolesterolü bulunanlar ve sigara içenlerin göğüste oluşabilecek ağrılara dikkat etmesi gerekir. Koroner arter hastalığında önemli olan, hastanın kalp krizi geçirmesinin önlenmesi ve hayatta kalmasının sağlanmasıdır. Bu yüzden doktora müracaat zamanı çok önemlidir. Hasta hastaneye yeter ki kriz oluşmadan gelsin, en kritik damar darlıkları bile kolayca açılabilir. Fakat krizden sonra açılan damarlarda sonuç çok iyi olsa da, kalpte bir kısım fonksiyon kayıpları yaşanabilir. Risk grubunda olanlar; hayat tarzını bir miktar değiştirerek; sigarayı bırakma, haftada iki veya üç kez yarım saat tempolu yürüyüş, az yağlı beslenme, siyah etten bir miktar uzaklaşma gibi basit bir takım tedbirle bu hastalıktan yüksek oranda korunabilirler.