Kaptan sensin

Selin Şanlan - Cumhuriyet Caddesi
Selin Şanlan – Cumhuriyet Caddesi

Yaşam yolculuğu denilen, başı belli, sonu muallak bir süreç içerisinde nasıl vakit geçirmek ve geride nasıl anımsanmak istersiniz? Daha doğrusu anımsanmak ister misiniz?

Ortalama 75 yıllık bir süreden bahsediyoruz, kelebek için muazzam uzunlukta, kaplumbağa içinse genç gitti denilecek bir ortalamadan. Ki kendi ülkemizdeki ani gelişmeleri, trafik kazaları, kaza kurşunları ve her an başımıza gelebilecek olan sebepsiz ölümlerimizi bu ortalamaya dahil etmek istemem. Malum düşlediklerimizi yaşıyoruz, felaket tellallığı yaparak durduk yere yolumuzu kısaltmayalım.

Bize vaat edilen süre içerisinde nasıl yaşamak istiyoruz? Mutlu, huzurlu, tutkulu, dengeli, özgüvenli, umutlu, hırslı, başarılı ve değerli olarak mı; kaygılı, gergin, her an baskı altında, heyecansız, telaşlı ve özgüvensiz, beklentisiz ve karamsar olarak mı? Bu saydıklarımdan listenin 2. yarısına bakıp kesinlikle bunları istiyorum diyorsanız, ben daha fazla vaktinizi almayayım. Malum ortalama içerisinde sizi yeterince mutsuz edemeyebiliriz. Yazımızın geri kalan kısmı hayatını değerli ve huzurlu bir yaşam yolculuğu olarak sürdürmek isteyenlere gelsin.

Evet sevgili devam etmeyi göze almış iç huzuru olan ve bunun henüz farkında ya da arayışında olan güzel okuyucu, yolculuğumuzu birlikte sürdüreceğiz. Az önce yaşam yolculuğundan bahsederken bu süreci nasıl değerlendirmek ve kendini nasıl hissetmek istediğinden yola çıktığımızda; mutlu, değerli, huzurlu olmayı seçtiğin için devam ediyorsun ya okumaya; sen aslında kendin için önemlisin. Ve işin aslı insan kendisine verdiği değer kadar değerli, olmak istediği kadar huzurlu ve kendini mutlu edebildikçe başarılıdır.

Herkesin birbirinden farklı ve değerli olduğu bir dünya içerisinde hiçbir hissin ve davranışın ölçülebilir karşılığı yoktur. Sizi mutlu eden bir kır çiçeği, küçük bir gülümseme; başka biri için değersizse onu yargılamak yerine tanımaya, anlamaya çalışın. Çünkü içerisinde bulunduğumuz koşullar, beklentiler ve hayatın herkese sunduğu standartlar sonsuz sayıda, hepimizin iç dünyası farklı frekanslardayken aynılaşmamız imkansız, farklılaşmamız zenginliğimizdir.

Gözlerimizi dünyaya açtığımızdan birbirimizden farksızdık. Sıfatlarımız yok, sadece nevzattık hepimiz. Büyüdükçe değiştik, beklentilerimiz değişti. Ve bu beklentileri bizi biz olmaktan uzaklaştırıp standartlaştırdığı için kendimize yabancılaştık. Oysa kendimiz olabildiğimiz kadar mutlu, kendi değerlerimizle yaşayabildiğimiz sürece özgüvenli ve başarılıyız. Sevdiğimiz işleri yaparken hissettiğimiz tutku ve hırsı hiçbir dayatmada hissedemiyoruz. Olumlu eleştirileri ve hakkımızda söylenen güzel her sözü duymayı seviyor, dilimizden güzellikler döküldükçe iç huzurumuzu buluyoruz. İçimizdeki neyse dilimize onu yansıtıp, karşımızda kim varsa onda kendimizi görüyoruz.

Kimlerle vakit geçirmek size iyi hissettiriyorsa onlara vakit ayırın, ne yaparken mutluysanız onu yapmaya devam edin, kendinizi en güzel hissettiğiniz elbiselerinizi giyin, en sevdiğiniz sözcükleri kullanıp kendi şarkınızı söyleyin. Tekrarı olmayan bir yolculuk bu yaşam; siz de kendi kurallarınızla yol alın. Zorunluluklarınızı keyifli hale getirin, “mecburen”leriniz; “iyi ki”lerinize dönüşsün. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsanız öyle tanınacak ve kaptanı siz olduğunuz bu yolculukta istediğiniz gibi anılacaksınız.

Yolunuz açık olsun.

Yazı: Dilek Şen

 

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu