Kar körlüğü

Kar körlüğü kardan yansıyan güneşteki bazı ışınların gözlerimizin ön bölümünde meydana getirdiği sıkıntılı bir tablodur. Kısa süre bile olsa yüksek oranda ultraviyole (UV) ışığına maruz kalan kişilerde temastan 6–10 saat kadar sonra gelişen, son derece ağrılı olan ve görmeyi bozan bir durumdur.

Etkilenen kişilerin göz kapakları kızarmış, şişmiş ve arılıdır. Gözlerinde batma, yabancı cisim hissi, ışıktan rahatsızlık, kızarıklık, sulanma, gözleri açamama, net görememe v.b yakınmaları vardır. Göz Hekimi olarak gözün ön segmentindeki dokularda punktat keroterapi bulguları görürüz. Tıbben fotokeratit tanısı koyarız. Ayrıca kapak cildinde 1. derece yanık bulguları eşlik edebilir. Tüm bu şiddetli yakınmaları rağmen uygun tedavi ve kapama ile 24 saat içinde iz bırakmadan iyileşir.

Kar körlüğü

Kaynak yapanlarda, dağa tırmananlarda ama en fazla da kar kayağı yapanlarda görüldüğü için “kar körlüğü’’ denilir. Aslında; UV radyasyon güneş ışınlarının %5’ini oluşturur. Buna rağmen çok tehlikelidir. Çünkü UV ışık yeryüzünde yansır, toprak ve çimen % 1- 5; su % 3 -13 oranında yansıtırken; kar % 88 e kadar yansıma yapabilir. Yine yükseğe çıktıkça UV’nin etkisi artar. Günümüzde Ozon tabakasının incelmiş olması bu zararlı ışınların daha fazla oranda dünyamıza ulamasına sebep olmakta cildimiz ve gözlerimiz daha fazla zarar görür.

Kısa süreli de olsa UV ile şiddeti fazla temas gözlerimizde kar körlüğü yapar. Orta vadede (pingeokula)  göz zarının kalınlaşma, Pingeokula (gözde et veya kuşkanadı olarak da bilinir), Katarakt (göz merceğinin şeffaflığı yitirmesi) oluşumuna neden olur. Uzun süreçte ise; şiddeti düşük bile olsa göz kapak cildinde ve gözün dış yüzey dokularına tümörlere, arka segment dokularında (damar tabakası-Retina da) ve sarı nokta (Makula) da kalıcı hücre hasarlarına sebep olur.

Dağcılar, kar kayağı yapanlar, çobanlar kısaca günde 12 saatten çok güneş altında kalanlar risk altındadır. Açık renk gözlü ve beyaz tenli kişilerde risk artar. Çözüm için en iyi yol korunmadır. Güneşin yoğun olduğu 10- 16 saatleri arasında kapalı mekânlarda bulunmaya gayret edilmeli, dış ortamda bulunmak zorunlu ise güneş gözlüğü takılmalıdır.

Güneş gözlüklerini seçerken mutlaka yüksek derecede UV blokajı yapılabilmesine özen gösterilmelidir. UV süzme özelliği en az % 70 – 80 olmalıdır. Ayrıca polarize camlar rahatsız edici parlama ve yansımaları % 99 oranında ortadan kaldırır. Gözlüğün iyi bir koruma sağlayabilmesi için şekli hem tüm gözü kaplayacak hem de yanlardan gelen ışınları engelleyecek biçimde olmalıdır. Sonuç olarak; görüntüsüne âşık olduğumuz kar; önlem almaz ve dikkatsiz davranır isek bizim görmemizi bozabilir.

Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Zülfiye Günöven
Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Zülfiye Günöven
Başa dön tuşu