Kelebek kanadında uçan vadi
Keşke bir “kelebek” olsaydım diyebilirsiniz bu vadiyi ilk gördüğünüzde. Her köşesine uçup, eşsiz doğasının tadını çıkartmak isteyebilirsiniz. Kelebekler uğurlarken sizi, siz kıskançlığınızdan ne yapacağınızı bilemezsiniz.
Rotamıza “uçarak” devam edelim istiyoruz. Katılırsanız merakınız daha da artacak. Kelebekler Vadisi’nde kelebek gibi uçabilirsiniz fakat arı gibi çalışamazsınız. Tek düşünceniz bir yerlere uzanıp her şeyden uzaklaşmak olabilir. Gelip giden teknelerin hareketliliği olmasa neredeyse çıt çıkmayacak sanırsınız. Herkes kendi halinde, her şey olağan süregelir etrafınızda.
Kelebekler Vadisi’ne Ölüdeniz’den kalkan teknelerle ulaşmayı tercih etmelisiniz. Kara yolu ile ulaşmak çok daha meşakkatli denebilir. Faralya (Uzunyurt) Köyü’nden bir patika vadiye ulaşır fakat ipli tırmanış rotaları ve değişken yüzeyi nedeniyle, bir rehber eşliğinde ilerlemek doğru olan seçenektir.
Sahip olduğu endemik çeşitlilikten ötürü dünya mirası listesine önerilmiş, 1995 yılında birinci derecede sit alanı olarak ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya kapatılmış olan Kelebekler Vadisi, aynı zamanda 80 tür ile birlikte dünyada ender rastlanan “kaplan” kelebeklerinin yaşam alanıdır. Çadır ve bungalovlarda konaklayarak, yetiştirilen organik ürünlerle ekolojik bir yaşam sürebilmek için ideal bir giz noktası olan bu sihirli vadide, yaz aylarında plajın tam karşısında batan güneş, büyüleyici bir manzara oluşturur. Vadiden içeriye doğru yürüyüş yaparak, şelalelere ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Faralya Köyü’ne tırmanış parkuru ve yüzlerce deniz canlısının gözlemlenebildiği dalış bölgeleriyle Kelebekler Vadisi Fethiye’nin belki de “en çarpıcı” yerlerinden bir tanesidir.
Ölüdeniz Belcekız Plajı’ndan yaklaşık 5 km uzaklıkta, Kabak Koyu istikametinde Kıdrak Plajı’ndan sonra, etrafı ortalama 350 m yükseklikte dağlarla çevrili, kelimenin tam anlamıyla bir doğa harikasıdır Kelebekler Vadisi. Yaz kış akan küçük şelalesi, tertemiz denizi ve çevreyi süsleyen pembe zakkum çiçekleri ile farklı bir atmosfer sunar ziyaretçilerine. Doğa turizminin Türkiye’de en iyi adreslerinden biri olarak gösterilen Kelebekler Vadisi’nin; zaman zaman ulaşımını imkansız kılan hırçın denizi ve uçurumlarıyla çevrelenen izole yapısı içinde, çeşitli ülkelerden gezginler, sanatçılar ve doğaseverler bir araya geliyor. Buraya gelenlerin yegane amacı, şehir yaşamına ara vermek ve doğa ile iç içe yaşamak olarak özetlenebilir.
Kelebekler Vadisi’nin özgün coğrafi yapısı, özellikle botanikçilerin ve entomologların inceleme ve laboratuvar çalışmalarına konu olurken; ulusal ve uluslararası çevre örgütlerinin ve ekolojik oluşumların da dikkatini çeker. Kelebekler Vadisi’nde doğal yaşamı korumak ve bunun için gereken önlemleri alarak projeleri hayata geçirmek amacıyla bir tesis bulunuyor. İşletme günlük 500 konuk kapasitesine sahip ve Kelebekler Vadisi’nin 100 dönümlük arazisi üzerinde ekolojik tarım yapmanın yanı sıra; arıtma, deniz temizliği ve temiz enerji hususlarında projeler gerçekleştiriyor.
Kamp ve doğa turizminin Türkiye ve dünyadaki en iyi adreslerinden biri olarak gösterilen Kelebekler Vadisi’nde, her yıl 1 Mart- 1 Kasım tarihleri arasında hizmet veren işletmenin bilgisi dışında konaklamak mümkün değil. Su ve elektrik enerjisi devlet tarafından değil, işletme tarafından sağlanıyor. Sıcak su güneş panelleri aracılığıyla veriliyor. Kumsal veya toprak zemin üzerine kurulan çadırlarda, ağaç evlerde veya teraslarda konaklamanın yanı sıra, işletme ziyaretçilere doğal ve ekolojik açık büfe kahvaltı ve akşam yemeği; ortak kullanıma açık tuvalet ve duşlar sunuyor. Vadi’nin izole yapısı nedeniyle işletme, ziyaretçi ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli bütün düzenlemeleri yapmış durumda ve konukların güvenliğinden sorumlu…
Kelebek Vadisi’nin geçmişi MÖ IV. yüzyıla kadar uzanıyor. Likya’nın “Perdicia” isimli yerleşim yerinin bazı kalıntıları Kelebek Vadisi kanyonunun hemen üstünde yer alıyor. Buradaki köy “Faralya” ismiyle anılıyor. Köyün günümüzdeki ismiyse Uzunyurt… Bizans ve Yunan uygarlıklarından Osmanlı’nın son zamanlarına kadar sürdürülen, yamaçların teraslanmasıyla oluşturulan bahçecilik kültürü bugüne kadar gelmiş durumda.
Kolleksiyoncu-fotoğrafçı Rıfat Kılar 70’li yılların sonlarında vadi kelebeklerinden etkilenerek buraya “Kelebekler Vadisi” demek lazım diyerek “Güdürümsu” diye bilinen koyun ismini, ilk defa farklı şekilde telaffuz etmiş oldu. Arkadaşı olan H. Deniz Bayramoğlu 1987’de bu ismi kullanarak “Kelebek Vadisi”nin doğmasına neden olan işletmeyi başlattı. Amaç doğayla uyumlu bir yaşam modelinin temellerini atmak ve bunu tüm dünyayla paylaşmaktı. Kelebekler Vadisi artık her gün yüzlerce konuk ağırlıyor. Gelen misafirlerine tevazu ile yaklaşıyor ve dingin bir gün geçirmeleri için elinden geleni yapıyor. Kelebekler ise misafirlerine, vadinin en derin köşelerine kadar birer rehber olup eşlik ediyor…
Yazı ve fotoğraflar: Engin Çakır