Kıyıdan dönmek…

“Bacağınız olacağına, hayalleriniz olsun.”

Ahmet Şerif İzgören
Ahmet Şerif İzgören

Bundan 20 yıl öncesi… Genç bir kız ciddi bir trafik kazası geçirir. Birkaç saniyeliğine ölür belki. Hastanede gözlerini açtığında artık bacakları yoktur. Tam sekiz ameliyat geçirir. Bitmez tükenmez sekiz ameliyat. Etrafındakiler acıyarak bakarlar Funda’ya. Önünde iki seçenek vardır. Sizin artık fark etmeye başladığınız iki seçenek. Dokuz ay sonra tekerlekli sandalyeden kalkar ve protez bacaklarla yürümeye başlar. Funda Sayan, daha önce pek yapmadığı bir şey yapar. Okumaya başlar, çok okur. Etrafındakiler “Âlim mi olacaksın?” diye dalga geçerler. O, “En azından zalim olmayacağım” der. Ve hayatı anlamaya çalışır. Funda hayata yapışır. “Koşmasam da yürüyeceğim, hayatı koşabilenlerden daha dolu dolu yaşayacağım” diye karar verir.

Evlenir, iki tatlı çocuğu olur. Otuz yaşında üniversiteyi kazanır ve üniversiteden mezun olur. Bir bankada işe başvurur, kazanır. Funda bugün bir bankadan emekli, iki çocuk annesi üniversiteli pırıl pırıl bir iş kadını. Bana dolaylı yoldan ulaşan bir e-posta sayesinde tanıdım ben onu. Hikâyesini şöyle bitiriyor: “Eskiden merdivenleri çift çift çıkardım, bulduğum ağaca doyasıya tırmanırdım. Çok hızlı koşardım, rüzgâr gibi. Ben şimdi bir çift protez bacakla yürüyorum; olsun, ben yürüyorum, hem de ruhumla beraber.”  Sizi ayakta tutan, gelecek hayallerinizdir.

Space

Funda’nın hayali muhtar olmak. Bunu söylediği insanlar, “Kardeşim, 117 lira maaşları var, deli misin?” diyorlarmış. O, yoksul çocukları daha iyi okutmak, bir mahalle kütüphanesi kurmak, ilköğretim çocuklarına bedava ders vermek, güzel bahçeleri olan bir mahalle yaratmak için muhtar olmak istiyor. Bir de çamur havuzu kuracak. Çocuklar çamurla istedikleri kadar oynasın diye. H. G. Wells, Zaman Makinesi kitabında şöyle der: “Anılar sizi geçmişe götürür, hayaller geleceğe…”

Funda’nınki Allah’ın bahşettiği bir hayat. Sadece birkaç saniye ölmüş. Bacakları öteki tarafa gitmiş. Beyni ve kalbi burada kalmış. Sonrasında, o güne dek sahip olmadığını kazanmış: Yaşama tutkusu ve gelecek hayalleri. Ben size çok içten bir şey söyleyeyim: Bacağınız olacağına, hayalleriniz olsun. Sevgili Funda beni ziyarete geldi; yüzünde koca bir gülümseme “Yıldız falı baktırdım, ‘5 Ocak’ta başınıza yıldızlar yağacak’ dediler, inanmadım. Bugün 5 Ocak, bakın gerçekleşti! Sizinle tanışma fırsatı buldum” dedi. Bu söz, hayatımda aldığım en büyük birkaç hediyeden biridir. Funda, hayata öylesine sarılmıyor. Gözlerinin içi bir gülüyor, bir gülüyor. Çocuklarını anlatıyor, okuduğu kitapları anlatıyor, yüzü hep gülüyor. TV’de şov programlarında gördüğüm kişisel gelişim uzmanları var. “İnsanlara pozitif olun, iletişimi şöyle kurun” falan diyen. Onların yüzü öyle içten gülmüyor. Bu arada beyin ve kalbin aynı tarafta, yukarıda olması nasıl bir mucize değil mi?

(Ahmet Şerif İzgören –  Süpermen ve Uğur Böceği kitabından)

Returning from the threshold…

“Better have dreams than have legs.”

20 years ago… A young girl has a serious traffic accident. Perhaps she even dies for a few seconds. When she opens her eyes in the hospital, she no longer has legs. She goes through eight surgeries. Eight very long surgeries. People around her look at Funda with pitiful eyes. She has two choices in front of her. Two choices that you probably have guessed by now. After 9 months, she starts walking with prosthesis legs. Funda Sayan does something she did not do often before. She starts reading, reading a lot. Those around her make fun of her saying, “are you going to be a professor or what?”. She replies, “At least I won’t be cruel.” And she tries to understand life. Funda hangs tightly onto life. She makes a decision saying, “I will walk even if I can’t run and I will live life fuller than those who can run”.

She gets married, has 2 sweet kids. She attends university at the age of 30 and graduates. She applies for a job in a bank and gets in. Today Funda is retired from a bank, mother of two children, an impeccable businesswoman. I got to know her by way of an indirect e-mail. She finishes her story like this: “Back then, I was hopping up the stairs rapidly, climbing every tree I saw. I ran too fast, like the wind. Now I walk with a pair of prosthesis legs; it’s fine, I can walk, I can walk with my soul.” What keeps you standing up are your future dreams.

Funda dreams of being a mukhtar. When she said this, people responded, “Are you mad? They have a salary of 117 Liras!”. She wants the job to help poor kids who wants education, and she want to provide free lessons for them, she wants to create a town with beautiful gardens. She will also make a mud pool. So that children can play with mud as much as they want. H. G. Wells, says in his book “The Time Machine”: “Memories take you to the past, dreams take you to the future…”

Funda has this life as God’s gift. She has died for only a few seconds. Her legs have gone to the other side. Her brain and heart were still here. After that she earned something she never had before: passion to live and future dreams. Let me tell you something heartily: You better have dreams, than have legs. Dear Funda paid a visit to me; with a huge smile on her face, saying, “I went to a fortune teller who said “stars will rain upon you on the 5th of January, I didn’t believe. Today is the 5th of January and I met you; he was right! I had the opportunity to meet you” . These words were one of the best gifts I had in my entire life. Funda is not only holding on to life firmly, her eyes are shining like diamonds. She talks about her children, talks about the books she reads, her face is always smiling. I see those personal development experts. Saying “be positive to people, talk to them like this or that…”. Their eyes are not shining like Funda’s. By the way, isn’t it miraculous that both the heart and the brain are at the upper part of the body?

(Ahmet Şerif İzgören –from the book “Superman and the Lady Bug”)

Başa dön tuşu