“Klasik bir editör yazısı!”
Editör yazılarının başına gelen en kötü şey bu damgayı yemek olmalı. İçerik başlıklarını sırayla metinlere sığdırıp klasik bir editör yazısı yazmayı bugüne dek çok denedim fakat “söyleyeceklerim” hep ağır bastı. Dergiyi okumadan önce çok zamanınızı almadan, “dikkat çekici ve işe yarar” birkaç satır not düşmek istiyorum.
İşinizi kolaylaştırmak için anlatmak istediklerimi zor da olsa 5 kısa not haline getirmeyi başarabildim. Hap bilgiler halinde okuyabilir, es geçebilir, söylediklerime geri dönüşleriniz için e-posta gönderebilirsiniz. Hani şu unuttuğumuz mektuplar da kabulümüz…
Not 1: “Teşekkür”
İlk notu affınıza sığınarak yine teşekkürlere ayırdım.
- Bu sayımızda tam 17 yazarımız düşüncelerini ve paylaşımlarını bizler için hazırladı. Her birisine teker teker sizin adınıza teşekkür ediyorum.
- Yine alanlarında donanımlı 7 farklı uzmanımız, çok değerli görüşlerini ve bilgilerini siz değerli okuyucularımızla paylaştı. Hepsine çok teşekkürler.
- Çorbada tuzu olanlar hiç bitmedi. Öyle gözüküyor ki hiç bitmeyecek. Derginin bilinirliği için çabalayan onca dostumuza da ayrıca teşekkürler.
- 3. Sayısını elinizdeki bu dergiyle birlikte çıkartmış olan Dergi Bursa, facebook üzerinde yapılan “Bursa’da takip ettiğiniz dergi hangisi” sorusunu, birçok eski Bursa dergisinin de yer aldığı ankette dikkat çekici bir şekilde ilk üç sırada sürdürüyor. Tercihini Dergi Bursa’dan yana kullanan herkese çok teşekkürler.
Not 2: “Satış ve Abonelik”
- İkinci sayısı itibarı ile satışa giren Dergi Bursa, şehrin işlek alışveriş merkezleri ve bayilerde satışa girdi ancak duyurmak istediğim şu; bu sayımızdan itibaren Dergi Bursa’ya abone olabilirsiniz. Adrese teslim bu sistem ile satış noktalarına gitmeden de dergimizi takip edebileceksiniz. Abonelik için abone@dergibursa.com.tr ya da (0224 233 87 11)’den bize ulaşabilirsiniz. Güncel satış noktalarımız ile alakalı ayrıntılı ve güncel bilgiyi ise Dergi Bursa’nın facebook hesabından takip edebilirsiniz.
Not 3: Bu dergide “ışık” var
- Dergi Bursa bu sayıda tema olarak ışığı işledi. Tüm konularımız “ışık” temasının etrafında şekillendi. Yazarlarımızın birçoğu da temanın etrafında yazılar hazırladı. Biz keyifle hazırladık, sizin de keyifle okumanızı dilerim.
- Konu başlıklarını kısaca özetlemek gerekirse; Işığın Bursa’daki yansımaları, ışık doğudan yükselir bakış açısıyla sunduğumuz “Doğu’nun Limanları”, Batı’nın ışığı olarak seçtiğimiz “Roma”, evrensel sanatın ışığı diye tanımlayabileceğimiz “Leonardo Da Vinci, eskiden ışığın rengi olarak bilinen “Beyaz”, gözlerdeki ışığın peşindeki fotoğrafçı “Demet Argun Güngör”, Bursa’ya boyut kazandıran bir yenilik “3D Bursa”(dergi ile birlikte dağıtılan 3D gözlüklerinizi almayı unutmayın), çok değerli yazarlarımızın serbest konular ve yeme-içme, eğitim-sağlık, gibi sosyal içerikli konulardaki yazıları…
Not 4: Bursa’nın yaşam rehberi “rehber bursa”
- Dergi Bursa okurları bu sayıyla beraber tüm Bursa’yı ellerinin altında bulundurabilecekler. Umarız bize göre “işe yarar” olan rehber bursa sayfaları sayesinde herkes, aradığını daha rahat bir şekilde bulabilir. Şehir kılavuzu kimliği taşıyan bu sayfalar, turistleri de düşünerek hazırladığımız İngilizce – Türkçe konu başlıkları altında; otelleri, hastaneleri, çiçekçileri, restoranları, barları, bistroları, pastaneleri, kafeleri, sinemaları, tiyatroları, kuaförleri, taksileri, müzeleri, kültür merkezlerini, eğlence merkezlerini, turizm ve ulaşım için gerekli detayları, spor salonlarını, kuyumcuları ve tüm şirketler arasında ön plana çıkanları sunuyor.
Not 5: Benim “ışığım”
- Sözlerimi benim için ışığın ne anlama geldiğini söyleyerek bitirmek istiyorum. Yakından tanıyanlar aslen bir Karadenizli olduğumu bilirler. Memleketimin insanı çocuklara “çona” diye seslenir. Lazca bir kelime olan bu sevgi ifadesinin anlamı beni hep düşündürmüştür. Candan ve bir o kadar da yüreğiyle yaşayan Karadenizlilerin “çocuklara” seslenişi de yine bir o kadar candan ve yürekten… Kelimenin anlamı, “ışığım…” Bir toplumda yaşlılar edindiği bilgi birikimi ile ne kadar değerli ise, çocuklar da saflıkları ve yaşam sevinçleri ile bir o kadar değerli bence. Onlar seslendiği zaman, kulak kabartmalıyız. Bizim hissedemediğimiz birçok şeyi fark etmiş olabilirler. Basit bir sorusundan bir paragraf ders bile çıkartabiliriz.
Keyifli okumalar.