Özgürlük kendinizi tanımaktır

Men of Honor

Size anlatmak istediğimi açıklayabilmek için “Onurlu Bir Adam(1) filminden bir alıntı yapacağım. Film, Carl Brashear’ın gerçek yaşam öyküsünden esinlenilerek çekilmiş. Filmin özünde yer alan tematik anlatım gerçekten de etkileyici ve sürükleyici. Sonuç olarak verdiği iletişim dersi ise ulaşmak istediğimiz gerçek…

Men of Honor

Kentuckyli bir ailenin oğlu olan Carl Brashear, hayallerindeki hayatı bulmak amacıyla evinden ayrılır. Evden ayrılırken babasının verdiği “Asla pes etme ve en iyi ol…” öğüdünü hayat felsefesi olarak kabul etmiştir. Hedefi yeniden yapılandırılan deniz kuvvetlerine katılmaktır. Ancak Carl’ın teninin siyah olması onun donanmadan dışlanmasına neden olur. Carl, bunların hiçbirini umursamaz ve donanmaya kabul edilir. Donanmaya katıldığında bunun “En iyi” olabilmek için önüne çıkan bir fırsat olduğunu düşünüyordur. “En iyi” olabilmek için önüne çıkan bu fırsatı değerlendirmek için donanmanın dalgıç okulu programına katılmak ister. Programa katılabilmek için tam iki yıl boyunca yüzlerce mektup yazar. Sonunda amacına ulaşır. Ancak dalgıç okulu programındaki eğitimcisi Billy Sunday onu ekipte istememektedir. Carl’ın her hareketini takip eden Sunday, onun bir açığını yakalamak için uğraşmaktadır. Ama babasının sözleri kalbinde yer etmiş olan Carl’ı dalgıç olmaktan kimse vazgeçiremeyecektir. Ve sonunda Carl, gerçekten donanmanın en iyi dalgıcı olur. Her dalışta rütbesi ve itibarı yükselir. Yıllar sonra bir kazada sağ bacağını diz altından kaybeder. Artık dalgıçlık yapamaz duruma gelir. Doktorlar, Carl’ın kazada kaybettiği bacağının yerine takma bacak yaparlar. Bu arada donanmadaki dalgıç rütbesini kaybettiğini öğrenir. Carl takma bacakla dalgıç unvanını almak için çalışmalara başlar. Bu sırada karşısına eğitmeni Sunday çıkar ve ona yardım etmeye başlar. Uzun süren bir hazırlık devresinden sonra Carl askeri mahkemenin ve jürinin karşısına çıkar.

Onurlu Bir Adam

Mahkemede söyleyeceği sözler ve yapacağı davranışlar dalgıç unvanını geri almasını sağlayacaktır. Mahkeme başkanı Carl’dan ve zencilerden hoşlanmayan biridir. Mahkeme salonuna ağırlığı 128 kiloyu bulan dalgıç elbisesi getirilir. Carl’ın eğitmeni Sunday bunu görür ve mahkeme salonuna girer. Mahkeme üyeleri dalgıç unvanının geri verilebilmesi için Carl’ın dalgıç elbisesini giyip salonda on adım yürümesini istemektedir. Üzerinizde 128 kilogramlık bir dalgıç elbisesiyle ve takma bacakla on adım yürüdüğünüzü düşünün. Okurken size kolay gelebilir. Carl, dalgıç elbisesini giyer ve mahkemede büyük bir sessizlik olur. Arka sıralardan fısıldanmalar olur “ilk adımda yere düşecek”, “başaramayacak” şeklinde. Carl Brashear ilk adımını rahatlıkla atar, ikinci adımda biraz zorlanır. Ama eğitmeni Sunday, onu güçlendirecek sözler söylemeye ve komutlar vermeye başlar. On adım tamamlandığında, salonda büyük bir mutluluk ve sevinç yaşanmaktadır. Carl ve Sunday birbirlerine sarılarak ağlamaktadırlar. Carl Brashear inanmıştır, istemiştir ve başarmıştır. Mahkeme dalgıç unvanını iade eder.

Onurlu Bir Adam

Gerçek hayattan bir öykü anlattım size. Eksiklikler hepimizin hayatında var ancak önemli olan bu eksiklikleri bilip, bunları nasıl olumluya çeviririm diye düşünebilmek. Hedefinizi belirledikten sonra size engel olacak hiçbir şeyin olmadığını görüyorsunuz. Öncelikle siz kendinizi iyi tanıyın. Yeteneklerinizle ve yapabileceklerinizle kendi kafanızda koyduğunuz engelleri kaldırın. Aslında yapmak istediğimiz birçok şeyi sadece kafamızda oluşturduğumuz engeller ve korkular nedeniyle yapmıyoruz ya da yapmaya cesaret edemiyoruz. Düşünün sadece beyninizde oluşturduğunuz olumsuz düşünceler nedeniyle kaç işinizi ertelediniz. Özgürlük kendinizi tanımaktır. Kendinize kendinizi ne kadar çok alanda ve yaşanmışlıkta tanıma şansı verirseniz o kadar çok özgürleşirsiniz.

Men of Honor

(1) Yönetmen : George Tillman, Jr.,  Oyuncular: Robert De Niro, Cuba Gooding Jr, Charlize Theron, Hal Holbrook, Michael Rapaport : 2000, ABD.

Yazı: Serkan Duru

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu