Perdenin ardındaki…/Karagöz efsanesi

Perdenin ardındaki…/Karagöz efsanesi

Perdenin ardındaki…

“Perde kurdum ışık yaktım. Açıldı Bursa’da bahtım. Ulu Cami yapısında, rastladım bir tuhaf adama. Adı Karagöz, kendi derbeder, biz konuşunca etraf, seyreder. Padişah sordu ‘Neden işler yürümez acep?’ Dediler ‘Bu iki kişi sebep.’ Padişah köpürdü, ikimizin de başını götürdü. Bunu duyan Şeyh Küşteri, yaptı deriden birer suret. İşte Karagöz ile Hacivat, seyret!”

Rivayete göre; Karagöz ile Hacivat Sultan Orhan döneminde, Ulu Cami inşaatında çalışan demirci ustası Kambur Bali Çelebi (Karagöz) ile duvarcı ustası Halil Hacı İvaz (Hacivat)’dır. İki ustanın aralarında geçen nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler, işi gücü bırakıp onların etrafında toplanır. İşçilerin bu davranışı yüzünden, inşaat yavaş ilerler. Bu durumu öğrenen padişah, her ikisini de idam ettirir. Bir başka rivayete göre ise Karagöz idam edilir ancak Hacivat hacca giderken yolda ölür. Daha sonra yaptığından çok pişman olan padişahı teselli etmek isteyen Şeyh Küşteri, başından beyaz sarığını çıkarıp gerer ve arkasına bir ışık yakarak ayağından çıkardığı deri çetik çarıkları ile de Karagöz ve Hacivat’ın tasvirlerini canlandırıp, nükteli konuşmalarını tekrar eder. O tarihten sonra da, Karagöz oyunları değişik mekânlarda oynanır hale gelir.

Perdenin ardındaki…/Karagöz efsanesi

Gerçekten yaşadılar mı? Yalnızca anlatıldılar mı? Onlar için yüzyıllardır konuşulanlar gerçek mi? Yoksa onlar yalnızca halkın hayal gücüne emanet kahramanlar mı? Şeyh Küşteri’nin perdesine yansıyan gölgelerin efsanesi, topraklarımızda doğan gölge oyunu kültürü, 14. yüzyıldan gelip günümüzde yer bulan Karagöz ve Hacivat’ın bazen eğlendiren, bazen hüzünlendiren hikâyeleri, oyun arkadaşları…

Geleneksel kültürümüzün Ortaoyunu ve Meddah ile birlikte en önemli köşe taşlarından biri olan Karagöz günümüzden yüzyıllar önce ortaya çıkmış. Ancak gölge oyunlarının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı hakkında kesin bir bilgi yok. Asya kökenli olduğu biliniyor. Gölge oyununun Türk kültüründe ne zaman ortaya çıktığı, Karagöz ve Hacivat olarak ne zaman biçimlendiği ise bugün hala bir muallâk… Yüzyıllarca insanları gülümsetmeyi, eğlendirirken düşündürmeyi, toplumsal bilinç oluşturmayı başaran bu oyunun bugüne ulaşması dahi tam bir muamma aslında…

 

Hayal perdesindeki gerçek

Bazı kaynaklara göre Karagöz, Bursa’da doğup büyüdü ve yine Bursa’da öldü. Bazı kaynaklara göre ise Karagöz ve Hacivat isminde birileri hiç yaşamadı. Kimine göre Karagöz de, Hacivat da halkın ve Şeyh Küşteri’nin “hayali”nde yaşayan efsaneler… En renkli Bursa değerlerinden olan geleneksel gölge oyunu kahramanları Karagöz, Hacivat ve gölge oyununun yaratıcısı olarak kabul edilen Şeyh Küşteri hakkında kesinleşmeyen bir bilgi de mezarlarının nerede olduğu. Bu tarihi ve kültürel değere sahip çıkmak adına 1982’de, daha önce yalnızca figürlerin bulunduğu pano kaldırılarak bugünkü anıt yapılmıştı. Belediye’nin siparişi üzerine sanatçı Gönül Akın’a yaptırılan ve seramik figürlerle bezeli olan anıt 1930’lu yıllarda dikilmiş ve 1950 yılında anıt mezara dönüştürülmüştü. Arkasında ise 3 temsili mezar taşı bulunuyor. Bunların üzerinde Karagöz, Hacivat ve Şeyh Küşteri yazıyor. Tam karşısında ise duvarları gölge oyunu karakterleriyle çevrili Karagöz Evi Müzesi. Bu bina eskiden trafo binası olarak kullanılıyordu ve yıllarca atıl olarak kalmıştı. 14 Haziran 1997’de ise Belediye ve Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı tarafından yeniden yapılandırıldı ve bir kültür merkezine dönüştü. Karagöz için dikilen anıt mezarın tam karşısında oluşu ise elbette tesadüf değil.

Perdenin ardındaki…/Karagöz efsanesi
Karagöz Anıtı

Evinde yaşayan gelenek

Karagöz ve Hacivat hakkında bilmek isteyeceğiniz her şey Çekirge Caddesi üzerinde bulunan Hacivat ve Karagöz Anıtı’nın tam karşısında duran Karagöz Evi Müzesi’nde sizi bekliyor. Sergi odalarında sunulan onlarca koleksiyona bakıp hikâyelerini okurken çıktığınız küçük bir zaman yolculuğunun ardından, kendinizi müzenin atölye kısmında kolları sıvamış, burada size verilen malzemelerle figür yapmaya çalışırken bulabilirsiniz.

Perdenin ardındaki…/Karagöz efsanesi
Karagöz Müzesi

Bursa’ya ait bir geleneği yaşatma, gelecek nesillere taşıma görevi üstlenen Karagöz Evi’nin, gölge oyunu gösterilerinin yapıldığı 100 kişilik bir gösteri salonu, Karagöz – Hacivat Galerisi, Kukla Galerisi, İhtisas Kütüphanesi ve Sanat Atölyesi bölümleri bulunuyor. Karagöz Evi, 10. yılını doldurduğu 2007 yılından itibaren müze olarak hizmet vermeye başladı. 1929 yılında UNESCO tarafından, Prag’ta kurulan UNIMA (Union International de la Marionette – Milletler Arası Kukla Birliği) Bursa Şubesi’nin de desteğiyle çalışmalarına devam eden Karagöz Evi Müzesi, geleneksel gölge ve kukla oyunlarına büyük emeği geçen usta isimlerin koleksiyonlarını barındırıyor. Sergi alanında görebileceğiniz koleksiyonlar arasında Raif Kaplanoğlu’na ait 1820’li yıllardan kalma Karagöz dergileri, Karagöz ve kukla festival broşürleri ve yine Karagöz Hacivat konulu eşyalar bulunuyor. Modern tiyatronun kuruluş ve gelişme dönemleri üzerine yaptığı araştırmalarla bilinen Metin And’ın kitaplarının da bulunduğu sergi bölümünde ayrıca Mustafa Mutlu, Orhan Kurt, Metin Özlen, Tacettin Diker, Nevzat Çiftçi gibi alanlarında ustalaşmış isimlere ait el yapımı figürler ve kuklalar yer alıyor. Yalnızca malzemelerle değil, gölge ve kukla oyunlarının tarihçelerinin anlatıldığı panolarla da ziyaretçilerini o yıllara götüren müzenin bünyesinde bir de kütüphane var. Geleneksel gölge oyunu ya da kukla oyunu ile ilgili araştırma yapmak isteyenlere, bu alanda merakı, ilgisi olanlara geniş bir arşiv sunulan kütüphanede yapımından oynatılışına, tarihçelerinden bu alanda ustalaşmış isimlerin hayatlarına kadar her türlü detaylı bilgiyi bulmak mümkün. 100 kişilik gösteri salonunda yalnızca Ramazan ayında değil, yılın her döneminde düzenli olarak Kar-i Kadim, Nev-i İcat ve kukla oyunu gösterileri yapılıyor. Hafta içi iki kez, hafta sonu bir kez sergilenen gösteriler yurtiçi ya da yurtdışından gelen yerli-yabancı turist gruplarına özel tanıtımlar yapıyor. Bugüne kadar ulusal ve uluslararası birçok ünlü ismi ağırlayan müze her yaştan ziyaretçilerine hitap eden bölümleri ve oyunlarıyla büyük ilgi görüyor.

Perdenin ardındaki…/Karagöz efsanesi
Karagöz Müzesi, Meral Kuru, Nisan 2014

Karagöz ve Hacivat’ın ruhları, anıları, yüzyıllar önce onlarla başlayan geleneksel gölge oyununa ait her şey var bu müzede. Kapısından içeri adım attığınız anda başlıyorsunuz yolculuğa. Onlar gerçekten yaşadılar mı yoksa duyduklarımız, okuduklarımız yalnızca efsane mi bilinmez. Ama Karagöz Evi Müzesi, geleceğe taşıdığı isimleri ve sahip çıktığı tarihi bir gelenek ile yaşıyor. Gelecekte de yaşamaya ve yaşatmaya devam edecek.

Behind the curtain…

“Set up a curtain, lit a lantern. Had a turn of fate in Bursa. Where I met a strange man at the Grand Mosque. Named Karagöz, looked like a tramp, everyone watched on as we had a chat. The Sultan asked, “Why is all work so slow?” They replied, “Because of these two souls”. The Sultan got mad, had us both executed. Upon hearing this, Şeyh Küşteri made our semblance of leather. There, Karagöz and Hacivat, now watch on!”

Rumor has it that Karagöz and Hacivat were actually ironsmith Kambur Bali Çelebi (Karagöz) and mason Halil Hacı İvaz (Hacivat) who were working at the Grand Mosque construction site during the reign of Sultan Orhan. The workers who wanted to listen to the witty conversation among these two stopped working and watched them. And thus, construction was going very slow. Upon learning this, the Sultan has them both executed. There is another rumor according to which it is said that Karagöz is executed but Hacivat dies on his way to pilgrimage. The Sultan feels regretful and Şeyh Küşteri removes his white turban from his head, makes a curtain out of it; places a light behind it and uses his leather sandals as semblances of Karagöz and Hacivat. From that time onwards, Karagöz plays are staged at many different locations.

Did they really live? Or were they only part of some tales? Are all that we have heard about them for centuries true? Or are they only some heroes imagined by the local folk? The legend of the shadows on Şeyh Küşteri’s curtain, the culture of shadow puppetry in our lands, tales of Karagöz and Hacivat dating back to the 14th century, play mates…

Karagöz, an important corner stone for our traditional culture along with Ortaoyunu[1] and Meddah[2], Karagöz first appeared centuries ago. However, there is no specific information as to when and how shadow puppetry first emerged. It is known to be of Asian origin. But there is still no certain knowledge as to when shadow puppetry first appeared in Turkish culture and when it was transformed into Karagöz and Hacivat… It is indeed puzzling how this form of play that made people smile and think for centuries reached our day…

Truth behind the curtain of imagination

According to some sources, Karagöz was born in Bursa and that he also grew up and passed away in this city. There are also some sources according to which no one has lived by the names of Karagöz and Hacivat. Some believe that both Karagöz and Hacivat are legends in the “imagination” of the local folk and Şeyh Küşteri… Another mystery surrounding Karagöz and Hacıvat as the heroes of this traditional shadow puppetry that is among the traditional values of Bursa along with Şeyh Küşteri accepted as the creator of shadow puppetry is the location of their graves. The figured panel was replaced in 1982 with the monument that is still intact today for protecting this historical and cultural value. The monument covered with ceramic figures was ordered by the Municipality to artist Gönül Akın which was erected during the 1930’s and was transformed into a mausoleum in 1950. There are 3 symbolic gravestones behind it. The names of Karagöz, Hacivat and Şeyh Küşteri are inscribed on these gravestones. Museum of Karagöz House with shadow play characters on its walls is right across. This building was used as a power distribution building in the past and remained idle for years. It was restructured by the Bursa Culture, Arts and Tourism Foundation on the 14th of June 1997 and became a culture center. Of course, it is no coincidence that it is located right across the mausoleum for Karagöz.

Tradition lives on at its home

All you may wish to know on Karagöz and Hacivat await you at the Museum of Karagöz House on Çekirge Street right across the Hacivat and Karagöz Monument. Following a short trip through time as you look through the collections in the exhibition rooms while reading their stories, you may find yourself working to make a figurine at the workshop section of the museum.

The Karagöz House with a mission to pass down a Bursa tradition to posterity is comprised of a performance hall with a capacity of 100 people, Karagöz – Hacivat Gallery, Puppet Gallery, Specialized Library and Art Workshop. The Karagöz House has been serving as a museum since 2007 which was its 10th anniversary. The Museum of Karagöz House has been continuing its activities with support from the Bursa Branch of UNIMA (Union International de la Marionette – International Puppetry Association) established in 1929 by UNESCO in Prague and houses collections by many experts in the field of traditional shadow play and puppetry. Karagöz magazines of Raif Kaplanoğlu dating back to 1820’s , Karagöz and puppetry festival brochures along with Karagöz – Hacivat souvenirs are among the many different collections you may come across in the exhibition area. You may also find books by Metin And, renowned for his work on the establishment and development periods of modern theater, in addition to handmade figurines and puppets by masters such as Mustafa Mutlu, Orhan Kurt, Metin Özlen, Tacettin Diker, Nevzat Çiftçi. There is also a library inside the museum that takes its visitors back to those days not only with the materials on display, but also by the billboards depicting the history of shadow play and puppetry. The library is a rich source of archival information for those who are interested in or wish to work on traditional shadow play and puppetry. The performance hall, with a capacity of 100 people, hosts Kar-i Kadim, Nev-i İcat and puppetry shows not only during Ramadan but throughout the year on a regular basis. There are shows twice during the week and once in the weekend as well as special presentations for local-foreign tourist groups. The museum that has hosted many nationally and internationally renowned figures attracts significant attention with a wide range of sections that appeal to visitors of all ages.

This museum has everything from the souls of Karagöz and Hacivat to their memories along with information on traditional shadow play. The journey starts as soon as you go through the door. No one knows whether they really lived or if what we heard and read is just hearsay. But the Karagöz House lives on with the names it carries to the future and a tradition that it has embraced. It will continue to do so in the future as well.

[1] Literally meaning an eulogy show in Ottoman culture

[2] Public story tellers

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu